Tuz kokusu ciğerlerini doldururken Reg, içine işleyen soğukla titredi. Güneş henüz batmıştı ve bu demek oluyordu ki hava daha da soğuyacaktı. Oldukça tehlikeli görünen bir yamaç, tepelerinde yükseliyordu ve hırçın deniz önlerinde kıyıyı dövüyordu.
Kreacher Reg'e bir şey söylemeden denize doğru ilerledi. Girintili çıkıntılı kayalarla bezeli inişlerinde Kreacher, sanki dümdüz bir yolda ilerliyormuş gibi rahattı. Kulakları aşağı yukarı oynayarak kayaların üstünde zıplıyordu. Denize yaklaştıkça kayalar kayganlaştı ve Reg, emin olmayan bir adım atarken kayarak poposunun üstüne sertçe düştü.
"Lanet olsun!" dedi ayağa kalkarken. Cübbesinin yarısı kıyıya vuran buz gibi dalgayla ıslanmıştı. Kendini kurulamak için asasına uzanmıştı ki Kreacher onu durdurdu.
"Efendi zaten suya girmek zorunda." dedi evcini, yamacın içinde yarık gibi bir yeri işaret ediyordu. Reg'den önce suya girdi ve küçük bacaklarını çırparak yüzmeye başladı.
Reg soğuk ve karanlık suya bir süre çekinerek baktıktan sonra cinin arkasından suya girdi. Cübbesinin içine sinsice dolan su, genç adamı iliklerine kadar titretti. Bir anlık şoktan sonra Reg yüzmeye başladı ve cinin peşinden gitti.
Sudan çıktıktan sonra asasını çıkararak üzerindekileri kuruttu ve hemen ıslanıp ıslanmadığını görmek için Karanlık Lord'a yazdığı nota baktı. Bu pelerine o kadar para verdiğine değmişti belli ki çünkü ne madalyon ne de madalyonun içindeki not ıslanmıştı. Kreacher'ın üzerindekileri de kuruturken evcini isterik bir şekilde ağlamaya başlamıştı.
"Efendi Kreacher'ın giysilerini kuruttu. Efendi çok açık yürekli."
"Hadi, Kreacher." diyerek onu uyardığında cin sustu ve mağaranın içinde ilerledi. Kreacher bir duvarın önünde durup tekrar Reg'e döndüğünde gözleri dolu doluydu.
"Ne var, Kreacher?"
"Geçmek için ödeme yapılmalı, Efendim." dedi ağlamaklı bir sesle.
"Ödeme mi?" Cin mahzun mahzun başını salladı.
"Bu Kreacher'ın yapamayacağı bir ödeme, Efendim."
"Kan." dedi Reg anlayarak. Bir evcininin kanı kan sayılmazdı tabi. Asasını avcuna doğrultarak ince bir kesik açtı. Kesik önce kırmızı bir çizgiye dönüştü, sonra kanı akmaya başladı. Reg kanayan avcunu taşa sürttü ve duvarda parlak, gümüşi bir çerçeve belirdi. Çerçevenin arkası bir başka mağaraya doğru gidiyordu. Etrafı daha iyi görebilmek için asasını ışıklandırdı.
"Lumos!"
Kreacher yine öne geçerek ilerlemeye başladı. Reg onun hala sessiz sessiz ağladığını görebiliyordu.
Yeni mağara, tavanı görünmeyecek kadar yüksekti ve nereye kadar uzandığı belli olmayan bir göle sahipti.
"Efendi Regulus suya yaklaşmamalı." dedi Kreacher kesin bir sesle ve Reg duvara olabildiğince yakın bir şekilde ilerlemeye başladı.
Tüm bu karanlığın içinde bir yerde, puslu yeşil bir ışık parlıyordu ve Kreacher'ın adımları oraya gittikçe yaklaşıyordu. En sonunda cin durdu ve havada bir şeyi işaret etti.
"Orada." dedi. Ama Reg hiçbir şey göremiyordu. Elini Kreacher'ın gösterdiği yere doğru uzatıp gezdirdi. Ve eli bir anda serin, metal bir şeye sürtündü. Hemen parmaklarını nesnenin etrafına doladı fakat Reg onu hala göremiyordu. Evcini parmaklarını şıklattığında bakırımsı zincir görünür hale geldi.
Reg asasını suyun içine doğru uzanan zincire doğrulttu ve zincir kıyıya doğru toplanmaya başladı. Ayağının dibindeki zincir uzarken Reg, ancak tek kişilik bir kayığa ait olabilecek bir pruvanın sudan yükseldiğini gördü. Zincir hareket etmeyi kestiğinde kayık da tamamen suyun yüzeyine çıkmıştı. Reg, Kreacher'ın söylemesini beklemeden kayığa atladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts Günlükleri
FanfictionBir zamanlar Hogwarts'ta bulunmuş olanların hikayeleri... Belki bir zamanlar aynı yatakta uyudular, aynı sandalyede oturdular. Hatta belki bir sıraya kazıdıkları isimleri yan yana duruyor. Ama siz hiç onların hikayelerini onların gözünden görmedini...