Part 4- Sıradan Büyücülük Düzeyi
Sirius ve James çoktan uyanmış ve dünkü Gelecek Postası'nın kritiğini yapıyorlardı. Düğünün üzerinden birkaç gün geçmiş, Gelecek Postası'nda Dumbledore'un Bakanlıkta esip gürlediğine ve Sihir Bakanı'nı tehdit ettiğine dair bir yazı yazılmış ancak konunun ne olduğuyla ilgili bir ayrıntıya girilmemişti. Ancak o gün düğünde bulunan herkesin tahmin edebileceği gibi, Dumbledore'un bu davranışının sebebi Bakanlığın olanlarla ilgili kılını bile kıpırdatmaması olmalıydı. Olayda adı geçenlerin hepsinin köklü ailelere mensup olmalarından dolayı, bakanlık düğünde olanlara karşı kayıtsız kalmayı tercih etmişti. Muggleların da hafızaları silinip her şey örtbas edilmeye çalışılmıştı.
"Dumbledore'un bu işin peşini bırakmasına imkan yok." dedi James.
"Aynen." dedi Sirius esnemesini eliyle bastırarak. "Eminim peşlerinden birilerini göndermiştir. Birileri demişken, o gün gelen onca insan da nereden çıktı öyle?" Bir saniye düşündükten sonra aklına gelen fikirle gözleri parladı. "Sence Dumbledore Voldemort'a karşı adam mı topluyor?"
Aynı ışıktan James'in gözlerinde de yandı, yattığı yerden doğrulup Sirius'a döndü. "Kesin öyle olmalı. Sanki başından beri orada bekliyorlarmış gibi bir anda belirdiler. Dumbledore böyle bir şeyin olabileceğini düşünüp onları hazırda durmaları için uyarmış olmalı."
"Haklısın, zaten hepsi bir safkan takıntısıyla başladı. Bulanık, safkan bir cadıyı kandırıp evlenecek ve daha fazla kanıbozuklar doğacak. Davalarının arkasında olduklarını belirtmek için mükemmel bir fırsat ele geçirdiler. Neyse ki Dumbledore bunu tahmin etmiş de o ve diğerleri hemen geldi."
"Sahiden, Longbottom gelip seni kurtarmasa şu an St. Mungo'da olurdun herhalde."
Bellatrix'in yaptığı Cruciatus Laneti üzerinden kalkınca, acı vücudundan geri çekilip diğer duyularını geri kazanır kazanmaz Sirius'un ilk gördüğü şey yanında beliren cadının silüetiydi. Görüşü netleşirken onu kurtaran kadının zarif vücüdü ve hafif tombul yüzünü çevreleyen kısacık saçlarını görebilmişti.
"Longbottom mı?"
"Aslında Alice Manning ama Frank Longbottom'la geçen ay evlenmişler. Merlin, herkes bir anda evlenmeye başladı!"
"Bu böyle zamanlarda olağan bir şeydir." dedi Mrs Potter, odanın kapısından başını uzatmıştı.
"Anne, kapı çalmak nedir bilmez misin? Merlin'in donu, çıplak olabilirdim." derken ellerini sanki onları gizliyormuş gibi göğüslerinin üzerine koydu. Kadın oğluna gözlerini devirerek baktı.
"Böyle zamanlar derken neyi kastettiniz, Mrs Potter?" diye sordu Sirius.
Kadın bu soru karşısında kaşlarını çatıp ciddi bir havaya büründü. Elini beline yaslayarak bir iç çekti.
"Sabah sabah böyle şeylerden konuşmak istemem ama nasıl olsa ortaya bir laf attım artık. Karanlık zamanlardayız çocuklar, savaşın yakında olduğunu mugglelar bile hissedebiliyordur eminim. Böyle olunca da insanlar sevdikleriyle bir arada olmak ve birbirlerine daha çok destek olmak istiyor." Bir an için hepsi sessiz kalıp bunu düşünmeye başladı. Ortamdaki hava iyice gerginleşince Mrs Potter konuştu. "Neyse, hadi bakalım kahvaltıya inin artık."
James ve Sirius yüzlerini yıkayıp, harika hazırlanmış bir sofranın durduğu mutfağa indiler. Mr Potter çoktan işe gitmiş olduğu için masada üç kişi kalmışlardı. Balkabağı sularından yudumlayıp sıcacık ekmeklerini ısırırlarken iki tane baykuş içeriye doğru süzülüp iki büyücünün ününde durdular. Sirius kendi önünde duran baykuşa doğru eğilip taşıdığı mektubun mührünü görünce James'e bir bakış attı. O da Hogwarts mührünü görmüş olacak ki Sirius'a bakıyordu.
"SBD sonuçları herhalde." dedi James umursamazca. Elini uzatıp beceriksizce mektubun bağını çözmeye çalışırken Mrs Potter bir anda atılıp baykuşu oğlunun elinden çekti.
"Çabuk aç artık şunu!" Baykuşun birkaç tüyünü yolarak mektubu en sonunda çıkarttığında, hayvan asabi bir şekide öterek camdan uçup gitti. Kadın elindeki mektuba birkaç saniye için nefes nefese baktıktan sonra kendini toparlayarak zarfı sakince oğluna uzattı. Sirius da nihayet kendi mektubunu çıkarabilmişti.
"Hah, on SBD!" dedi James saçlarını karıştırarak. Mrs Potter bu bilgi karşısında heyecanını gizlemeye çalışıyordu ancak bir yandan da göz ucuyla kağıdı görmeye çalışıyordu. Sirius ise sandalyesinin arka bacaklarına doğru yaslanmış hala notlarını inceliyordu.
"Tılsımdan Uygun mu?" diye homurdandı en sonunda Sirius.
"Eh, sana Accio 'k' ile yazılmaz demiştim." Sirius James'e bakıp sandalyesini pat diye ön ayaklarına düşürdü.
"Eski Romen kaynaklarında hep öyle yazılmış ama."
"Biz İngiliziz ama Romen değil, öyle değil mi?" Sirius yüzüne doğru hırlayınca James keyifle güldü.
"Tatlım, daha iyi olan notların da vardır ama, değil mi?" dedi Mrs Potter endişeyle, bir yandan da James'e uyaran bir bakış atmıştı. Sirius sıkıntıyla parşömeni kadına uzattı.
SIRADAN BÜYÜCÜLÜK DÜZEYİ SONUÇLARI
Geçer Notlar:
Olağanüstü (O)
Beklenenin Üstünde (B)
Uygun (U)Zayıf Notlar:
Zayıf (Z)
Felaket (F)
İfrit (İ)SİRİUS BLACK ŞU SONUÇLARI ALMIŞTIR:
Astronomi: B
Sihirli Yaratıkların Bakımı: B
Tılsım: U
Karanlık Sanatlara Karşı Savunma: O Kehanet: U
Bitkibilim: O
Sihir Tarihi: B
İksir: B
Biçim Değiştirme: O
Aritmansi: OMrs Potter ağzı açık bir şekilde Sirius'un notlarına bakakalmıştı. Kendine geldiğinde gözlerini kırpıştırıp genç büyücüye döndü.
"Sirius, burada on tane SBD var. Dört tanesi Olağanüstü hem de."
"Dört tane mi?" diyerek Sirius'un notlarını annesinin elinden çekti James. "Aritmansiden O mu?" Kaşlarını çatıp Sirius'a sorarcasına baktı. Sonra bir anda kendi kendine cevabı bulmuş gibi bir ifadeye bürünerek tekrar kağıda döndü. "Kopya."
Sirius kahkahayı patlattı.
"Kopya falan çekmedim." Bu sefer de o James'in parşömenini aldı. "Üç olağanüstü. Hah, seni geçtim."
"Sen öyle san." dedi James kendi notlarını Sirius'un elinden kurtararak." Senin iki tane Uygunun var benimse bir. Geri kalanlar da B zaten, bence eşit sayılırız."
"Acaba Aylak ve Kılkuyruk'un notları nasıl geldi?"
"Hemen bir baykuş gönderelim." diyerek parşömen ve tüy kalem almaya gitti. "Kılkuyruk kesin Kehanetten O aldı. Nasıl yapıyor anlamıyorum." Geri dönüp sayfalardan birine yazmaya başladı. O sırada Mrs Potter da kirli tabakları büyülemekle uğraşıyordu. "Patiayak, bu akşam SBDlerimizi kutlayalım o zaman." dedi James sessizce, sırıtarak.
"İşte buna asla hayır demem." diyerek arkadaşına muzipçe sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts Günlükleri
FanfictionBir zamanlar Hogwarts'ta bulunmuş olanların hikayeleri... Belki bir zamanlar aynı yatakta uyudular, aynı sandalyede oturdular. Hatta belki bir sıraya kazıdıkları isimleri yan yana duruyor. Ama siz hiç onların hikayelerini onların gözünden görmedini...