"Merlin! Harika bir gün öyle değil mi?"
Mrs Weasley heyecanla bir yerden başka yere süzülürce ilerliyor, masaya lezzetli yemeklerinden koyuyordu.
"Arthur, bugün çocukların Hogwarts mektupları geldi." dedikten sonra tiz bir çığlık koyverdi. "Percy Öğrenci Başı seçilmiş!"
Ginny, Fred ve George aynı anda gözlerini devirdiler. Ron ise suratını asmış önündeki böbrekli tartı tırtıklıyordu. Mr Weasley duyduğu haberden memnun bir şekilde, masada yanında oturan oğlunun omzuna bir şaplak attı.
"Tebrikler, evlat. Seninle gurur duyuyoruz."
Mrs Weasley boğazını temizleyerek kocasının dikkatini kendisine çekti. Başıyla çocukarı işaret ederek ona söylemesi gereken şeyi hatırlattı.
"Ah, evet. Benim de vereceğim güzel bir haber var." dedi Mr Weasley masadakilere dönerek. O sırada Mrs Weasley de sonunda yerine oturmuştu. Şimdi herkes merakla Mr Weasley'yi dinliyordu. "Geçen gün katıldığım çekilişi kazandım."
Çocukların hepsi kendi aralarında bakışıp heyecan nidaları çıkarmışlardı. Mrs Weasley de hala olduğu yerde yerinde duramıyor, eliyle kendini yelpazeliyordu. Yedi yüz Galleon ödül kazanmışlardı ve zaten tüm haftayı parayla neler yapabilecekleriyle ilgili hayaller kurarak geçirmişlerdi.
"Sonunda." dedi Fred sandalyede arkasına yaslanarak. "Parayla Errol'a bir beyin taktırmalıyız."
"Ya da Percy'ye üzerinde ÖB yazılı bir taç alırız." diye atladı George.
"Öküz Başlı." diye fısıldadı Fred Ginny'ye, herkesin duyabileceği biçimde. Ginny ve Ron katılarak gülerken Percy kıpkırmızı olmuştu.
"Çocuklar!" diye çıkıştı Mrs Weasley. Öğrenci Başı olduğu için Percy şu an onun biricik oğluydu, ona kimse laf söyleyemezdi.
"Bırak anne. Sadece kıskanıyorlar." dedi Percy çenesini kibirle yukarı kaldırarak.
"Sence Diagon Yolu'nda ağabeyimiz için espri anlayışı da satıyorlar mıdır?" diye ikizine sordu Fred.
Tam Percy ağzını açıp çıkışacaktı ki Mr Wasley araya girerek tartışmalarını böldü.
"Yeter." dedi Fred ve George'a bakarak sakince. "Parayla ne yapacağımıza annenizle çoktan karar verdik." Hepsi sus pus olup babalarını dinlemeye başladılar.
"Bir kere Ron'a bir asa alıyoruz."
O zamana kadar başı eğik şekilde somurtan Ron hevesle kafasını kaldırıp babasına baktı. Mr Weasley en küçük oğluna göz kırpıp sevgiyle gülümsedi.
"Sonra da Mısır'a gidiyoruz."
"Mısır'a mı? Bill'i görmeye mi?" diye sordu Ginny heyecanla.
"Aynen öyle. Hem de bu akşam yola çıkıyoruz." dedi babası gülümseyerek.
İkizler ise yüzlerinde muzipçe bir ifadeyle birbirlerine bakıyorlardı.
"Mumyalar." dedi Fred.
"Lanetli piramitler." diye karşılık verdi George.
"Uçan halılar!" diye bağırdı ikisi aynı anda. Sonra bir anda ayaklanıp koşturarak merdivenlere yöneldiler.
"Biz hazırlanıyoruz." diye bağırdı biri.
"Bu kararın yerindeliğini sorgulamaya başladım." dedi Mrs Weasley kocasına. Hala ikizlerin görünürden kaybolduğu medivenlere doğru endişeyle bakıyordu. Ellerini beline koydu. "Yandık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts Günlükleri
FanfictionBir zamanlar Hogwarts'ta bulunmuş olanların hikayeleri... Belki bir zamanlar aynı yatakta uyudular, aynı sandalyede oturdular. Hatta belki bir sıraya kazıdıkları isimleri yan yana duruyor. Ama siz hiç onların hikayelerini onların gözünden görmedini...