Tumblr'dan bulduğum bir fanfiction üzerine bu hikayeyi kuruyorum ama bazı şeyleri orjinal haliyle bırakmak istedim o yüzden bi kaç bilgilendirme yapayım önce. Patiayak-Padfoot, Aylak-Moony, Çatalak-Prongs, Kılkuyruk-Wormtail ve 'poo' Türkçe'de kaka demek :D Umarım okurken zevk alırsınız :*
Godric's Hollow'da hava, yaz nereyse bitmiş olduğu için, artık eskisinden daha serindi. Bu yüzden Lily evin bazı köşelerine , içinde küçük mavi alevler yanan kavanozlardan koymuştu. James Lily'ye sofrayı toplamasında yardım ederken, diğer Çapulcular da Harry'nin etrafında toplanmış onunla oynuyorlardı ancak bir yandan da birbirleriyle tartışıyorlardı.
"Tabi ki en sevdiği benim. Ben onun vaftiz babasıyım. Üstelik ona doğumgününde aldığım süpürgenin üstünden inmediğini bana Lily kendisi söyledi, değil mi Potter?"
Lily asasıyla havaya kaldırdığı tabakları lavobonun içine bırakmaya odaklanmış bir şekilde kaşlarını çatmıştı. Sirius'un onunla konuştuğunu fark ettiğinde onlara döndü.
"Ha? Ne? Evet evet, onu çok sevdi." James onun yaptığı işi devralarak tabakları lavoboya koydu ve küçük bir asa hareketiyle bulaşıklar kendi kendilerini yıkamaya başladı.
"Tabi o süpürgenin üsünden düşerse kötü bir şekilde yaralanabilir." dedi Remus.
"İşte bu yüzden en sevdiği sen olamazsın, Moony. Fazla kontrollüsün ve bu bir çocuk için sıkıcı." Bir yandan da Harry'ye komik surat ifadeleri yapıyordu.
"Bir yetişkin için bile sıkıcı." diye araya girdi James gülerek.
"Bazen sıkıcı iyidir." diyerek Remus'a göz kırptı Lily, o da genç kadına gülümseyerek karşılık verdi. "Özellikle de söz konusu oğlumuzun sağlığıysa." diye ekledi James'e iğneleyici bir bakış atarak.
"Ayrıca Harry asla süpürgeden düşmez, o da Prongs gibi doğuştan yetenekli, değil mi Padfoot?" diye sordu Peter. Hayran hayran, bir James'e bir Sirius'a bakarken minik gözleri sulu sulu parlıyordu.
Sirius, Remus ve Peter, Harry'nin oturduğu koltuğun önünde, yerde bağdaş kurmuş oturuyorlardı. İşleri bitince James karşılarındaki tekli koltuğa oturmuş, Lily de koltuğun kol koyma yerine yaslanmıştı. Tekir kedileri de sonunda mutfaktan çıkıp onlara katıldı. Oturanların hepsini teker teker süzüp Sirius'un yanına yürüdü, koluna süründükten sonra kucağına atladı. Ortalıkta kedinin mırlamaları ve Harry'nin ara sıra çıkardığı sesler dışında ses yoktu. Herkes aslında aynı şeyi düşünüyordu. Voldemort artık iyice güçlenmişti, her yerde ölümler ve kayıplar artıyordu. Herkes Voldemort'un ne istiyorsa zorla elde ettiğini her geçen görüyordu ancak onlar biliyordu ki Voldemort'un asıl istediği şey oturdukları şu küçük odadaki, küçük koltukta debelenen bu küçücük çocuktu aslında. Hepsinin canlarını hiç düşünmeden feda edebilecekleri bu küçücük çocuk. Ve şimdi hepsi, Voldemort'un istediğini yine zorla elde etmesinden korkuyordu.
"Bizim size söylemek istediğimiz bir şey var." dedi James. Herkes onlara döndüğünde, o da onay vermesi için kafasını kaldırmış Lily'ye bakıyordu. Genç cadı başını onay verircesine salladığında yüzünü arkadaşlarına döndü. Üçünün bakışları, karı kocanın suratlarında beklentiyle gidip geliyordu.
"Lily hamile." deyiverdi James.
Lily eşinin koluna vurdu hayretle ona bakarak.
"Böyle pat diye söylenir mi?"
"Ne yapayım, çok heyecanlı."
Şaşkınlık, karşılarındaki üç genç büyücünün yüzünden hızlıca geçerken, şoku ilk atlatan Sirius ayağa kalkarak James'e doğru gitti. O da ayağa kalktığında birbirlerine sıkıca sarıldılar. Sirius Lily'ye sarılmaya geçtiğinde, Remus ve Peter da ayaklanmışlardı. Harry ise onlara anlamaz bakışlarla bakıyor, bir yandan da Sirius ayağa kalkınca onun yanına gelmiş olan kedinin kafasına pat pat vuruyordu. Az önce tüm ilgi kendisindeyken şimdi herkes farklı şeyle ilgilenince huysuzlanıp küçük bir çığlık attı.
"Hey küçük haylaz, kıskanma sen hala benim favorim olacaksın." diye takıldı Harry'ye Sirius. Çocuk ona anlamaz bir ifadeyle bakarken Remus araya girdi.
"Ve ben de Harry'nin favorisi olacağım." Sirius Remus'a gayet köpekvari bir şekilde hırlayınca Harry kahkahalarla güldü. Sirius tekrar eski yerine oturup yüzünü Harry'ninkine yaklaştırdı. Kötü bir çocuk sesi taklidiyle konuşmaya başladı.
"En çok Padfoot'u seviyorum. O çok zeki ve yakışıklı. Moony pis."
Remus kahkahayı patlattı. "Daha Padfoot bile demiyor."
"Henüz demiyor olabilir ama tabi ki ilk Padfoot diyecek."
James oradan gülerek araya girdi.
"Üzgünüm Padfoot ama çoktan baba dedi bile. Ayrıca tek söylediği şey bu da değil."
"Ama ilk söyleyeceği Çapulcu ismi Padfoot olacak, görürsünüz."
Remus gözlerini devirdi, Harry'ye dönüp "Moony. Moony de." dedi. Sirius'un attığı pis bakışlara yalnızca daha da pis bir sırıtışla karşılık verdi. Peter, Sirius'un buna karşılık yapacağı hamleyi beklerken heyecandan hızlı hızlı soluyordu.
"Hadi, Harry. Söyle. Padfoot de."
"Moony."
"Ah, hadi ama!"
"Sana söyledim. Onun favorisi benim. Değil mi?"
"Dinle Harry. Ben senin vaftiz babanım ve annen izin vermediğinde sana ileride havalı şeyleri ben satın alacağım. Anlaşma şu. Benim için en azından Padfoot diyebilirsin. Pad-foot. Annen zeki biri, bunu kolaylıkla kavrayabilmen gerek."
"Moony." James bariz bir şekilde gülerken, Lily de artık kıkırdamaya başlamıştı.
"Hayır! Padfoot."
"P-"
"Evet , devam et!"
"P-poo." Artık hepsi resmen gülüyordu.
"Bu gerçekten çok komik, Harry." dedi Sirius dişlerini sıkmıştı. "Pad-foot."
"Moony."
"JAMES! ÇOCUĞUN BOZUK VE KESİNLİKLE ÖNCELİKLERİNİN NE OLDUĞUNU BİR DAHA DÜŞÜNMELİ!"
Arkadaşlar bu arada hikayedeki Lily'nin hamileliği JK Rowling'in, Lily ve James öldürülmeden önce olduğunu kendisinin söylediği bir detaydı. Kedileri olduğunu da Sirius'un odasındaki mektuptan hatırlarsınız ve ben de bu iki şeyi kullanmak istedim. Ben hikayeyi sadece şu "Hadi Harry. Söyle. Padfoot de." diyaloğundan sonraki diyalogların üzerine kurdum. Medyada Sirius Remus'a hırlarken :D Umarım gerçekten beğenmişsinizdir, eğer öyleyse oy vermeyi umutmayın :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts Günlükleri
FanfictionBir zamanlar Hogwarts'ta bulunmuş olanların hikayeleri... Belki bir zamanlar aynı yatakta uyudular, aynı sandalyede oturdular. Hatta belki bir sıraya kazıdıkları isimleri yan yana duruyor. Ama siz hiç onların hikayelerini onların gözünden görmedini...