Hinata ve Atsumu sudan çıktığında Kageyama'nın yüz ifadesindeki şaşkınlık paha biçilemezdi. Hinata ilk başta gülmekten suya düşmüş ve nefesi kesilmişti. Ayakları oluştuğu için nefes alamazken su içinde neredeyse boğulacaktı. Atsumu bunu fark etti ve kıyafetinden tutarak onu yukarı kaldırdı. "Az önce suda boğulan ilk deniz insanı olacağının farkında mısın?" Derin derin nefeslerle kendine gelse de gülmeye devam ediyordu. "E-evet ama o yüz ifadesi her şeye değerdi Atsumu-san." Çocuk onu suya bırakınca zemine sert şekilde vurdu ve hafif inledi. Galiba bu sefer hak etmişti.Kageyama en sonunda kendine geldiğinde ilerleyerek elini uzattı. "Bu kadar eğlenemene sevindim ama NELER OLUYOR SÖYLER MİSİN?" Atsumu gözlerini devirdi. Böyle garip bir ikiliyle ilk defa karşılaşıyordu. "Ben deniz insanıyım. Samu ise benim ikizim kardeşim. Tamam mı? Şimdi ilerleyelim lütfen. Maçları izlemek istiyorum."
Bakışları ikili arasında gidip geldiğinde Hinata onayladı. " Özetle evet. Sonra anlatırım sana. Hadi ilerleyelim."
...Biraz daha ilerledikten sonra Atsumu Osamu ile buluşmak için ayrıldı ve ikili yalnız kaldığında Hinata ona tük hikayeyi baştan sona anlattı. "Şimdi anlaşıldı." Kafasını salladı. "Benim gibi olduğunu düşünmüştüm ama çok farklıyız." Kendisine benzeterek çok ileri gittiğini gittiğini düşünüyordu. Ama çok daha xor durumda olduğu barizdi. Ailesi tam anlamıyla ikiye ayrılmıştı.
Sudan dolayı.
Karada yaşayamadığı için
Kara insanı olmadığı içinTitredi. Ailede bile böyle oluyorsa kendi sonları ne olacaktı? "Hey, tobio. Bu demek değil mi-" elini tutarak Shouo'ya gülümsedi. Ama mavi gözlerin arkasındaki duygularla kendini ele veriyordu. "Bunu sonra konuşalım mı Shoyo?" Kafasını sallayarak şehre yeniden bakmaya başladı. Bir süre daha görmezden gelip bu hayal dünyasında yaşayacaktı. Gerçeği görmezden gelebilirdi bir süre daha.
...Eski heyecanını takımla bir araya geldiğinde yeniden kazanmıştı. Onlar bir süre daha burada olsa da bir daha gelmeyecekti. "Yarınki maçlarda olacak mısın Shoyo!" Gözleri parlasa da çabucak söndü. "Kalamam Nishinoya-san. Arkadaşlarımızla buluşacağız." Eğer bir gün daha sabah antrenmanlarına katılmazsa ceza yiyeceğini adı gibi biliyordu.
Biraz hüzünle omuzlarını düşürdü. "Bu olmadı. Miyagi de gelmezsen seni bulacağım." Kıkırdayarak sahte yumruktan korumaya aldı kendini. "Geleceğim kesinlikle."
...Bugünkü maçları şampiyonluğa aday başka bir takımla olan maçları ucu ucuna kazanınca takımın yorgunluğu ve mutluluğu her şeye değerdi. Hinata onları tebrik etmiş ardından sahile doğru yürümeye başlamıştı. Bu sefer Kageyama gelememisti çünkü bugün ikinci bir maçları olacaktı ve dinlenmesi gerekiyordu. Yarı yolda Miya ikizlerini gördüğünde şaşkınlığı olsa da konuşarak beraber ilerlemeye başlamışlardı.
"Tsumu senden bahsetmişti boyuna göre baya cesursun." Tam bir şey söyleyecekti ki Atsumu araya girdi. "Öyle deme Samu, bu bücürük Oikawa'yı yendi ve maçlarda iyi oyun çıkartıyor."
"Heee, is varmış desene." Gülümsedi. "Bugün bizim maçımız var değil mi Atsumu-san? Size iyi oyunumu göstereceğim." Kıkırdadı. "Göreceğiz o zaman."Suya vardıklarında beraber hızlı bir yüzüşle
Anrenmandan sonra yine ölü gibi olsa da buna değerdi. Miya'yı yenmeyi başarmışlardı. Takım başarıyı kutlarken gelişmeleri kendilerini de şaşırıyordu. Ulusallara gercekten ilerleyebilirlerdi.
.."Shoyo, harikasın!" Gülümsedi. "Teşekküler Yukine ama artık dinlenmelitim. Ölü gibi hissediyorum." Çocuk kıkırdadı. Çok yoruluyorsun ama bugün söndü değil mi?" Kafasını salladı. "Evet, artık sbaah antrenmanlarında da sizinleyim." Nagisa kolunu omzuna attı. "Çok iyi. Özledik seni Shoyo." Kaşları i çattı. "Sadece 4 saatliğine olmuyorum." Kei yanlarına geldi. "Takımın bir arada olması önemli Hinata."
"Elimden geleni yapacağım."
Ki yapmıştı da. 3 gün boyunca canı çıkana kadar antrenman yapmış ve denetimini arttırmıştı. O güçlü bir smaçör ve sahada bir tehditti. Bunun herkes farkındaydı.
Eve döndükleri günün sabahı eziyetle olsa dahi sahile gittiğinde Kageyama oradaydı. Susan çıktığı gibi kendini onun kucağına bırakmışti. "Çok yorgunum." Kıkırdadı ve saçlarını karıştırdı. "Gelmeseydin ya." Omuz silkti ve gözlerini açarak ona gülümsedi. "Seni görmek istedim Tobio. Maçlar nasıldı?"
"Japonya ilk 8. Sen gittikten sonra bir maç kazandik, bir maç kaybettik." Ellerini çarptı. "Uzun süredir ulusallara gitmemistiniz değil mi? Bu harika bir haber! Gözlerini devirdi. "Daha iyisi olabilirdi. Kuroo'larla denk gelemedik."
"Eminim çöplükteki savaş olacak. Biraz daha vakit verin." İçini çekti. "Umarım. Ulusql sahnede onu iyice pataklamak istiyorum." Sonrq ekledi. "Smacorler ve toplar sayesinde." Kıkırdadı. "Tabikide."
Sonra suya baktı. "Kaçtığımız konu hakkında ne zaman konuşacağız. 1 hafta? İkimizde yorgunuz." Kafasını salladı. "Olur." Gelecekleri olduğunu, sonsuza kadar bu şekilde olabilecekleri ve gerçekleri konuşmak zorunda olmadıkları bir gelecek hayal etti. İkiside üzülecekti ama bir sürede daha, 1 hafta daha bu hayale sığınacaktı ikiside.
Güneş doğduğunda yerinden kalktı ve yanağını öptü. "Görüşürüz." Sonra yavaşça suya ilerledi ve suyun kuyruğunu ortaya çıkarmasına izin verdi.
Onu degistiremezdi. Hayatını, gideceği yönü değiştiremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanfictionDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...