"Hikaye bu kadar." Kageyama en sonunda Shoyo meselesinin içinden kendi çıkamayacağını anlamış ve Kuroo'yu aramıştı. İlk karşılaşmalarından son 1 haftadır yaptıkları hücum antrenmanlarından bahsetmişti.Açıkçası Kageyama çok aradaydı. Çocuk bir yandan onunla arkadaş gibiydi. Ama ne evinin yerini ne de okulunun adını biliyordu. Voleybola sadece ilgisinin olduğunu söylemiş ama başlangıç olamayacak kadar iyi oynuyordu. İlk başta başka bir takımın ajanı olabileceğini düşünmüştü. Ama takım veya antrenmanlarla ilgili bir şey sormamıştı.
"Benim de aklıma hiçbir şey gelmiyor. Belki de sadece zamana ihtiyacı vardır. Sende fazla kafana takmamaya çalış 2 güne turnuvalar başlıyor değil mi?" Kafasını salladı. "Evet." Kuroo biraz bağırarak konuştu. "O halde şu ulusal biletini kap da gel." Gülümsedi. "Bana deyip de gelmemezlik yapma aptal." Telefonu kapattıktan sonra geri yaslandı. Cidden şimdilik eğlenmeye bakacaktı.
..."Al bakalım." Shoyo'nun uzattığı bembeyaz deniz kabuğuna baktı. "Bu ne?" Bakışlarını kaçırdı. "Turnuvalarım başlıyor demiştim değil mi? Bu deniz kabukları şans getirir. Nadir bulunurlar." Elinde aldı spiral yapısını inceledi. Pürüzsüz ve kaygan olması çok güzel hissettiriyordu. Kırılmaması için elinde tuttu. "Teşekkür ederim Shoyo. Bu tür şeylere merakın olduğunu bilmiyordum."
Okyanusa bakıp yere oturdu. "Biraz ilgileniyorum işte. Bu ayrıca bir teşekkür hediyesi." Kaşlarını çatarak yere oturdu. "Ne için? Bir şey yapmadım ki?" Kıkırdadı. "Beraber voleybol oynadık ya. Ayrıca burada beraber çok eğleniyoruz. Teşekkür ederim."
Kageyama kızardığını hissederek kafasını çevirdi. "Nerden çıktı bu şimdi? Sen eğleniyorsan bende eğleniyorum. Önemli değil." Aralarında sessizlik olurken yine güneşe baktılar. Fark etmemişlerdi belki ama artık oraya gelme nedenleri bu değil. Birbirlerini görmek olmuştu.
"1 hafta gelemeyeceğim buraya." Kafasını salladı. "Tamam. Sonra anlatırsın maçları." Sormak istediği soruyu sordu. "Sizin okulda voleybol takımı yok mu?" Kafasını salladı. "Yok. Olsa iyi olurdu tabi." Kageyama'nın aklına teoriler gelirken kafasını salladı. Kötü düşünmesini gerektirecek bir şey yoktu.
Hinata ise söylediği yalanlarda boğulduğunu düşünüyordu artık. Ama sırlar hakkında -hele bu kadar büyük olanlar- ne düşündüğünü bilmiyordu onun. Hem ne diyecekti.? 'Hey Kageyama ben aslında deniz erkeğiyim ve bu okyanusta yaşıyorum bak bu da kuyruğum. İlginç değil mi?' Kesinlikle imkansız.
Güneş tamamen doğduğunda Kageyama ayaklandı. "Sonra görüşürüz Shoyo." Çocuk da ayağa kalktı ve omzuna vurdu. "Umarım iyi bir sıralama elde edersin." Ona keskin bir bakış attı. "Ne söylediğinin farkında mısın? Birinci olacağız elbette."
Arkasını dönüp merdivenlere yöneldiğinde Hinata güldü. O da kendisi gibi kaybetmeyi sevmiyordu. "Başarılar Kageyama." Sonra suya ilerledi.
..."İkinizi neden çağırdığımı merak ediyorsunuzdur." Yachi ve Oikawa karşısında oturmuş ona bakıyordu. Son 1 haftadır Hinata'nın başını etini yemeleri sonucunda Hinata onları götürmesinin vakti geldiğini düşünmüştü. Hem Kageyama'nın gelme ihtimali yokken tek vakitleri olacağı kesimdi. "Gizli yerime sizi götüreceğim."
İkisinin de gözleri parladı. "Evet! En sonun-" Elini kaldırdığında sustular. "İlk olarak yarın yine sabah erkenden buluşacağız. İkinci olarak istediğiniz her an geri dönebilirsiniz. Üçüncü olarak bayılmanız yasak. Sizi taşıyamam." Merakla ona baktılar. "Anlamıyorum Shoyo. Neye bu kadar şaşıracağız ki?"
"Evet. Bu kadar koruduğun şey ne?" Nefesini verdi. "Yarın görürsünüz. Şimdi izin verirseniz antrenmanım var." Okula ilerlerken gerindi. 1 haftadır bir yandan kara voleybolu diğer yandan kendi voleybolu derken başı dönmüştü ama alışmıştı.
Yeni takımına da alışmıştı. Kenma ile zaten anlaşıyorlarken Liberoları Mimura'yla da araları iyiydi. Rin'le bile. Normalde hala ondan uzak duruyordu ama nedendir bilinmez sahada birbirlerinin ne düşündüklerini tahmin ediyorlardı. "Sonunda senkronize ataklarımız bir işe yaradı." Kenma nefesini verdi. "Gerçekten canımı çıkardınız."
Hinata güldü. "Olsun Kenma değecek." 1 hafta sonra da kendi şehirler arası yarışmaları başlayacaktı. Kazanırlarsa okyanusun ortasındaki dev şehirde tüm deniz ve okyanuslardan yarışmacılar gelecekti. Bu Hinata'yı gaza getirmek için yeterdi. "Bugün ne yapıyoruz?" Takım kendi arasında konuşurken Hinata geri çekildi. Bu tür etkinliklere hala katılmıyordu.
"Hinata, sence nereye gidelim?" Ona bakan takıma karşılık gözlerini kırpıştırdı. "Şey, ne-" Suzuka omzuna vurdu. "Bir kez daha kaçmaya çalış bak elimden kurtuluyor musun?" Nefesini verip kıkırdadı. "Tamam, sizinleyim ama yemek yenilecek yerler veya kafeler ilgili zerre fikrim yok."
"O halde boş zamanında ne yaparsın?" Düşünmeye başladı. Bu kadar büyük bir gurubu nereye götürebilirdi? Güldü. "İsterseniz şehrin biraz dışında oturabileceğimiz bir mercanlık var. Şanslıysak yakalayabiliriz ama hızlı olmalıyız. İlk markete gidelim yiyecek bir şeyler almalıyız." İlerlerken arkasına baktı. "Geliyor musunuz?" Birbirine baktılar. Haru öne çıktı. "Arada değişiklikten zarar gelmez."
Kenma ve Nagisa Hinata'nın yanına geçerken herkes onu takip etti.
..."Burası neden bu kadar karanlık?"
"Şehirden uzaktayız."
"Hey o benim kuyruğum!"
"Üzgünüm."
"Burası neden bu kadar sert?"
"Atıştırmalıkları ezmeyin."
"Hinata! Söyleseydin ışık filan alırdık."
"Hemen geliyorum."
"Dur, nereye-"Takımın yanından ayrılıp hızla yukarı çıktı. Yüzeyden kafasını çıkardı. Ay bulutların arkasında kalmıştı ama birazdan görünecekti. Gülümseyerek aşağı indi. "Sen nereye gittin öyle bir anda?" Yukarıyı gösterdi. "Biraz sabredin. Az sonra etraf aydınlanacak." Homurtularla geçen birkaç dakika ardından etraf parlak maviyle aydınlanmaya başlamıştı. Küçük noktacıklar kayalar üzerinden parlarken herkes şaşkınlıkla etrafa baktı. "Çok güzel."
Elini boynuna yerleştirdi. "Ay çıktığında buradaki taşlar hep bu maviye bürünür. Nedenini bilmiyorum. Burada oturabiliriz gibi geldi." Aklına gelenle ellerini salladı. "Ayrıca kıyıya yakın sayılmayız." Hepsi gülerek kayalık olmayan açıklığa oturdu ve konuşmaya başladılar. İlk defa kendini bu kadar büyük bir grubun ortasında bulan Shoyo bu yeri paylaşabildiği için mutlu olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanfictionDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...