Sonraki gün buluştuklarında normal konuşmalarına devam ettiler ve okul için ayrıldılar. Sonraki günde akşamleyin tekrar bir araya gelmişlerdi.
"İlginç bir haberim var." Shoyo ona döndü."Dinliyorum.""Hafta sonu ekipçe liman kıyısında balık tutmak için açılacağız. Kuroo'nun takımı da geliyor." Gülümsedi çocuk. "Şu anda fazlasıyla balık var. Umarım şansınız iyi gider."
"Peki ya siz? Balık yiyor musunuz?" Bu biraz sallantılı bir soruydu. "Yani, yarı balık olduğumuz için, yosun, istridye, karides, yengeç ve farklı bitki türleri ilk tercihim benim genelde ama yiyen çok kişi var. Nasıl söylesem, insan ve inekler memeli grubundan değil mi? Öyle düşün."
Kafasını salladı. "Anladım." Ardından suya ve gökyüzüne baktı. Artık gitmeliydi. Ayağa kalkarak ayaklarını kuruladı ve ayakkabılarını giyindi. Deniz insanı ise yerinden kıpırdamadan duruyordu. Çocuk yanağına ufak bir öpücük kondurdu. "görüşürüz Tobio."
"Görüşürüz Sho."
O gittikten sonra ellerini esnetti ve akıntıyla suyun dibine doğru yola çıktı. Sınıfa girdiğinde kimse ona bakmayınca raharladı. Müsabakalardan sonra gelen ilginin kaybolması kesinlikle rahatlatıcıydı. O sadece voleybol oyuncusuydu, ünlü biri değildi.
Voleybol antrenmanı her zamanki gibi yorucu geçerken asıl şok ayrılmalarına yakın olmuştu. "Baksana Hinata." Ciddi anlamda tüm takım yanındaydı. "Evet kaptan."
"Sıcaklık güzelken bizi biraz yüzey yakınlarına götürür müsün hafta sonu?" Çantası omuzundan çıkıp suda süzülürken ağzı bir karış açık kalmıştı.
"He-hepiniz mi?" Kenma dahil herkes onayaladı. "Rei-san, Kei-san bile mi?" İkili gözlerini devirdi. "Evet. Yolculukta farklı şeyler görmek hoşumuza gitti. Oldu mu? Ayrıca sabah değil, akşam. Ve güvenli mesafe kalacağız.""Ayarlarım onu merak etmeyin. Vay be." Havada dev bir yuvarlak çizdi. "Pişman olmayacaksınız." Yukine gülümsedi. "Sana güveniyoruz. Yıldızları görebilir miyiz sence?," Kıkırdadı. "İstediğiniz bu olsun. Elbette. Gökyüzü temiz olursa çok fazla yıldız görebiliriz. Suya yansıyorlar. Güzel görünür."
Şimdiden gidecekleri yerleri kafasına belirlemeye başlamıştı. Bu fazlasıyla eğlenceli olacaktı.
..."Hinata niye gelemiyor?" Bu gün içindeki 3. soruşlarıydı. "Arkadaşlarıyla farklı bir yere gitmesi gerekti. Yoksa geleceğine emindim." Evet, onun da geleceğini düşünmüştü. Sonuçta ekiple beraber vakti gecirmeyi seviyordu ama takım arkadaşlarıyla ayrı bir plan yapmıştı.
"Yapacak bir şey yok. Eşyaları toplayıp limana gidelim hadi. Daha orada salları ayarlamalıyız." Nekoma ekibiyle orada buluşacaklardı. "Eğlenceli olacak. Balıkları keşke zıpkınla da avlayabilseydik." Noya'nın söyledikleri Daichi'nin bakışları altında ezilmişti. "Böyle bir şeyi düşünme bile Nishinoya." Gerginlikle gülümsemesi ve oltasını havaya kaldırdı. "Elbette olta olması da fark etmiyor. Tüm balıkları avlayacağım." Her konuda Bu kadar enerjik olmaları hep tuhaf deliyordu ona.
"Şu arabaya binin, son defa söylüyorum." Yerine geçerek oturdu ve camdan dışarı baktı. "Suda vakit geçirmek iyi gelecek." Yamaguchi gülümsedi. "Değil mi? Hava da güzel bugün şansımıza. Ama suyun girilebilecek kadar sıcak olduğunu düşünmüyorum." Aslında değildi ve geçen gün eve geldiğinde vücudu buz kesmişti. Deniz insanları vücudu soğuğa karşı baya dayanıklıydı.
"Su yazın anca ısınır." Böyle bir şey o zaman daha çok yapacaktı.
Oraya vardıklarında 2 ve 4 kişilik olan sallara herkesi karma olarak yerleştirmeye başladılar. Sonuç olarak Kuroo ve Kageyama aynı salda, okyanusa açılmışlardı. "Yemleri boşu boşuna harcama Kageyama." Kaşlarını çattı. "Sen kendi kovana bak. Daha iki tane zor yakalamışsın." Omuz silkti. "Senin gibi kaçırıp durmuyorum en azından."
Çevrelerinde öbür salları görebilecekleri mesafede kalmaya özen gosterseler de bir aşamada onları yakan güneş ve sallanan salla ikiside uyuyakalmıştı ve sallarının akıntıyla uzaklaştığını kimse fark etmemişti.
...Hinata ise antrenman sona erdiğinde tüm ekibi etrafına toplamıştı. "Pekala, hava karardığında yani 3 saat sonra okulda buluşursak etrafın sakin ve güzel olduğu anlarda yakınlara gitmiş oluruz. Herkese uygun mu?" Hepsi kafasını salladı. "Ortalama ne kadar uzak olacağız yüzeyden." Omuz silkti. "Size bağlı. Yani 10 metre?" Yüzlerinde şok ifadesine karşı gülmemek için kendini zor tuttu. "Yıldızlar o kadar güçlü ışık yaymıyor. Ayrıca etrafta kimse olmayacak merak etmeyin. Eğer hala tereddüde düşerseniz bir mercan kayalığıma götürürüm. Ortalama 25 metre olmalı. Orada da farkı anlarsınız." Biraz daha onaylamış gibi olsalar da çaktırmadan onları 10 metreye kadar çıkartacaktı.
"O zaman görüşürüz."
...Böyle bir şansın eline nasıl geçtiğini bilmiyordu ama tam şu anda 11 kişilik voleybol ekibi onunla beraber yüzeyin yakınlarına gitmek için buluşmuşlardı. "Herkes hazır mı?" Rei gözlerini devirdi. "Hazır olmasak burada işimiz ne? Hadi yürü." Hiçbir zaman değiâmeyecekti... Gerçi, beklemiyordu ya.
10 metreye kadar yükseldiklerinde suyun değişen hissinde, sıcaklığında, basıncında olan değişimleri fark eden ekibin yüz ifadeleri Shoyo için eğlenceliydi. "Yüzmenin daha kolay geldiğinde eminim." Kimse onaylamaya cesaret edememişti. Hafif de olsa aydınlanan suyla en sonunda su yüzeyini görebilecekleri kadar yaklaştılar. "İşte yıldızlar."
Şu yüzeyinde parlayan ufak ufak dalgalanan noktacıklar onlar için yeniydi. Bunda bile etkilenmiş ifadeleri oluşurken güneşin kendisi onlar için şok etkisi yaratırdı. İyiki de burayı seçmişti. "Beğendiniz mi?" Onaylayan miriltilar gelirken hepsinin yzuu yukarı dönüktü. Yukine yanına geldi. "Neden sevdiğini anlayabiliyorum galiba." 'birde gunduyz görün' demek istese de demedi. O kadar değildi daha.
Kenma'nın gözüne ise bir siyahlık çarptı. "Shoyo, şuradaki karartı ne olabilir?" Bakışları oraya kaydığında gerçekten su üzerinde olan bir şey varmış gibiydi. Boyuttan tahmin yürütürse tekne veya sal derdi. "Tehlikeli midir?" Kafasını iki yana salladı. "Muhtemelen kopup gelen bir şeydir ama bir kontrol etsem iyi olacak siz burada durun."
Tahmin ettiği gibi saldı. İçinde insan olacağını düşünmese de gelen seslerden içinde insan olduğu belliydi. Dikkatli olmalıydı.
"Sana diyorum, bir yön seçip oraya doğru kürek çekelim."
"Ya daha beter bir yere gidersek? Kapa çeneni Kuroo. Sabah kadar bekleyeceğiz. Hem daha neden telefon şarjını harcadığın konusunda.."
"Senin almayacağını bilsem harcamazdım bakayama"Her cümle şok üstüne şok yaşatıyordu. Kuroo ve Tobio, salda, okyanusun ortasında kaybolmuşlardı. Sinirlerine hakim olmaya çalışarak ekibinin yanına geldi. "Şey, bir sorun var mı?"
Kafasını iki yana salladı. "İçinde kimse yok ama sizden bu akşamlık izin istemeliyim." Hepsi sorar şekilde ona baktı. "İnsanlar genel anlamda bu tür kaybolan salların peşinden gelebiliyorlar. Bende nasıl desem, madem bu kadar yukarlarda dolanıyorum bari şehrin güvenliğine yardım edeyim diyorum. "
Kaptan anında karşı çıktı. "İyi de," elini kaldırdı. "Farkındayım. Zaten karaya yaklaşmayacağım. Yakinlarda limana doğru giden bir akıntı var. Sadece salı oraya götüreceğim. Ama bunu yaparken izlemenize gerek yok. Kenma size dönüş yolunu gösterir." Rin nefesini verdi. "Bu kadar da uğraştığını bilmiyordum. Etkileyici doğrusu." Yukine alkışladı. "Fazlasıyla hemde." Kenma ise bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştı."Gidelim o halde. Sende dikkatli ol Shoyo." Gülümsedi. "Olurum." Aşırı derecede kızgındı, sevgilisi okyanusun ortasında kaybolmuştu ve birine daha kimliğini itiraf edecekti. Hem de olabilecek en tuhaf şekilde. Nasıl dikkatli olacağına dair bir fikri var mıydı ki?
Ekibin yeteri kadar uzaklaştığından emin olduğunda deminden beri tuhaf tartışmlarına devam eden ekibin ortasından sudan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanfictionDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...