Maçlardan sonra neredeyse ölü gibi olan Shoyo yemekten sonra anca kendini iyi hissediyordu. "Sizce yakınlarda güzel yerler var mıdır?" Rei omuz silkti. "Bu kadar büyük bir şehirde mi? Zannetmiyorum ama tanımadığımız sular. Kim bilir?" Nagisa yüzünü düşürdü ama ardından hevesle Hinata'ya baktı. "Sence Hinata?" Kesinlike var olduğunu bilse de bu suyun dışı için geçerliydi."Muhtemelen vardır. Ama araştırmak gerekiyor ve burada riskli." Yine morali bozuldu ve cataliyla bitmiş tabakta oynamaya başladı. "Nedense etrafı gezesim var."
"Antrenman yetmedi galiba." Kaptanlarinin sesiyle ikisi de ürperdi. "Y-yok öyle değil. Kesinlikle yoruldum." Tek kaşını kaldırdı. "Öyle olsa iyi olur. Birde Hinata, Miya Atsumu seni çağırdı." Neden olduğunu düşünürken bir anda yutkundu. Tamamen unutmuştu. "Haber verdiğin sağ ol kaptan. Gitsem iyi olacak."
Tam masadan kalktığında onu tuttu. "Kötü bir şey yok değil mi?" Kafasını iki yana salladı. "Hayır içiniz rahat olsun. Geçen turnuvayla ilgilidir muhtemelen. Önemli bir şey değil." Cevap vermelerine izin vermeden hızla girişe doğru ilerlemeye başladı.
"Geldin mi ufaklık?" Gece olunca daha da karanlık olan sularda giriş kapısının yanında neredeyse gölgeye benziyordu. "Şey, ben-" Elini kaldırarak onu susturdu. "Merak ettiğini biliyorum. Ama önce senin hikayeni dinleyelim. O insanı nerden tanıyorsun? Sırrı nasıl öğrendin?" Her ne kadar merak etse de öğrenmesini sağlayacaksa hikayelerini anlatabilirdi. Sonuçta aynı sırrı paylaşıyorlardı.
"Ben her zaman güneşi sevdim. Özellikle doğarken. Yaşadığım şehre yakın küçük bir sahil buldum ve orada ayaklarımı kullanmayı öğrendim. 5 yıl kadar oldu. Sonra Tobio o sahilde beni buldu. Voleybolu yeniden öğretti ve bir şekilde sırrımı öğrendi. Tabi korktum ilk başta ama en sonunda barıştık. Onun takımının Tokyo'ya geldiğini öğrenince de ulusalları görmek istedim."
Bir süre hiç konuşmadı. "Yani sadece o mu biliyor?" Kafasını iki yana salladı. "Efsanenin gerçek olduğunu Oikawa-san ve iki arkadaşım biliyor. Kara insanlarından kimse." Kafasını salladı ve hafif kıkırdadı. "Hayatımda duyduğum en tuhaf 2. hikaye. Ama bayağı cesurmuşsun, Shoyo. Hiç kimse bunu anlatamaz." Bakışlarını kaçırdı. "Haklı olabilirsin ama 5 yıl tek kelime edemedim. Peki sen? Osamu snin tıpa rıp kopyan."
Hafif titredi. "İkizim." Söylediklerini algılamaya çalışıyordu. Böyle bir şey gerçekten mümkün olabilir miydi? Bir deniz ve kara insanı kardeş olabilir miydi? "P-pek anladığım söylenemez." Kıkırdadı. "Ben bile anlamıyorum rahat ol."
Nefesini verdi yavaşça. "Babam deniz insanı ama annem kara insanı. Aşık olmuşlar ve sonuç olarak benim kuyruğum varken Samu'nun bacakları var." Başının iki yanını tuttu. Aklında aynı anda o kadar şey geçiyordu ki çevreyi algılamak ve konuşmak imkansızdı. Am neyse ki, Miya devam etti. "Hamileyken normalden de fazla su içiyormuş. Kontrollerde ise bir çocukta kuyruk gibi bir şey görüldüğünü söyleyince hastanelerden vazgeçmiş ve kendini eve kapamış. Babam da sürekli onunlaydı. En sonunda ise dünyanın en tuhaf çocuklarına sahip olmuşlar."
"Sonrası belli zaten ben ve babam suyun içinde yaşamlıydı. Bu yüzden ayrı yerlerde yaşadık ama birbirimizi sürekli gördük. Karaya çıkmayı seviyorum ve voleybolla ilgiliyse Samu ve ekibine katılıyorum." Ne diyeceğini bilmeden kapıda durmaya devam etti. "Vay canına. Yani gerçekten, muhteşem bir hikaye." Omuz silkti. "Eh, hayatım bu şekildeydi. Alıçtım artık. Ama diğer yandan." Hinata'ya yandan baktı. "Senin gibi güneşten korkmayan birini ilk defa gördüm."
Kıkırdadı. "Bende. Sırrınızı paylaştığın için teşekkürler." Miya da gülümsedi. "Nerden karaya çıkıyorsun?" Parmağıyla otelin arkasını gösterdi. "Buradan dümdiz ilerlediğimizde küçük bir sahil var. Oradan. Tobio internetten bakmıştı ama başka bir yer bulamamıştık." Kafasını salladı. "Evet orayı biliyorum. Ama kıyafetin var mı? Donarsın yoksa."
"Tobio bana aldı. Sabah yanında getiriyor, akşam da geri veriyorum."
"Her şeyi düşünmüşsünüz."
"Evet."İkili arasında sessizlik uzayınca Hinata başka bir şey konuşmayacaklarını düşündü. "Artık gitsem iyi olacak. Yarın erken kalkacağım yine." Miya kafasını salladı. "Giderken bana haber ver." Şokla ona bakmıştı ama Atsumu ona bakmadan içeri girince o da kıkırdayarak içeri geçti. Aynı sırrı paylaşan iki kişinin normal arkadaşlıklardan farklı bir bağa sahip olduğunu anlamıştı.
...2 gün gecikmeyle bölüm geldii. Hafta içi bir bölüm daha gelecek :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanfictionDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...