"Kageyama, ne yapıyorsun?" Yamaguchi 10 dakikadır yemek makinesi önünde dikilen arkadaşının iyi olup olmadığına bakmaya karar vermişti. "Süt." Kageyama'yı az da olsa tanıdığı için şanlı hissetti. "Çilekli süt istiyorsan şurada bir dükkan var. Az önce Tsukki ile oradan geçtik." Kafasını salladı.Bunu biliyordu ama hangi marka çilekli sütün en iyisi olduğunu kestiremiyordu. Sonunda boşverdi ve makineden her zaman aldığı Kido'dan 3 tane aldı. Birini sonraya sakladı birini kendi açtı ve diğerini çocuğa uzattı. "Al." Yamaguchi şaşkınlıkla bakarken olayı takip edememişti ama sütü aldı. "Tamam?"
Kageyama gözlerini kaçırdı. "Arkadaşız ne de olsa." Ortaokulda olanlardan sonra takım arkadaşları ile iyi geçinmeye çalışıyordu. Çocuk gülümsedi. "Takım arkadaşıyız de şuna. Hadi gidelim. Antrenman birazdan başlar."
..."Asahi-san?" Suyunu içtikten sonra ona baktı. "Biraz daha antrenman yapabilir miyiz diye soracaktım." Asahi bu enerjiyi nerden buludğunu düşünerek kafasını salladı. "Üzgünüm Kageyama bugünlük benden bu kadar." O sırada Daichi ikisinin yanına gelmişti.
"Antrenmanı bu kadar abartma Kageyama. Dinlenmen de gerekiyor." Suga kapıdan çıkarken onlara seslendi. "Üzerimi değiştiriyorum ben. Sizde çabuk olun. Üşütürsünüz sonra!" Daichi kıkırdadı. "O haklı. Haydi." Kageyama istemeyerek de olsa bıraktı topu.
Arada fazladan antrenman yapmak istiyordu ama servislerden bıkıyordu. Onun kadar voleybola takıntılı biri olsaydı çok iyi olacağını biliyordu. "Evde bari kondisyon yaparım."
...Hinata son sayıyla nefesini verip gerindi. Bu seti kaybetmişlerdi. Diğerleri konuşurken o soyunma odasına yavaşça kaçmıştı ama giyinemeden herkes gelmişti.
"O son vuruşun neydi öyle?!" Onun takımının liberosu Suzuka anlatırken Nagisa ve Yukine de ona katılıyordu. B takımını olarak A takımına karşı maçlarında 1 set kazanıp 2 set kaybetmişlerdi. Gerçi son seti ucu ucunaydı. Bu onun sinirlerini bozsa da takımdakiler seviniyordu.
Takım arkadaşları ile arası tahmin ettiği o kadar kötü değildi. Hakkındaki dedikoduları duyup duymadıklarını bilmiyordu ama karşı taraftaki 2 aptal ona sürekli laf atmıştı. Duymadılarsa bile neler olduğunu merak ettikleri kesindi.
Antrenman bitiminde yanına gelip onunla alakalı konuşmaya başlamışlardı. Hoşuna gitmişti ama garip hissediyordu artık. "İlfilatlar için teşekkürler ama böyle davranmayı bırakın. Hepimiz aynı takımdayız ne de olsa." Kocaman gülümsedi sonrasında. Yukine elini omzuna attı. "Kesinlikle öyleyiz."
"Hey Nagisa! Hadi gelin yine beraber yemek yeriz. Sen de gel Hinata." Kei onlara bağırdığında salondan çıkmışlardı ama Hinata geri çekildi. "Ben pas geçiyorum çocuklar. Eve gidip dinlenmek istiyorum." Üçü de surat astı. "Antrenman sonrası yemek emek takımın geleneği."
Dudaklarını ısırdı. "Gelirsem size sadece rahatsızlık veririm." Surat asarlerken diğer takımın as'ı Rin beklemekten sıkıldığı için neler olduğuna bakmaya gelmişti. "Aslında rahatsızlık konusunda haklısın."
"Rin neden öyle diyorsun ki?" Gülümseyerek Hinata'yı işaret etti. "Hiç duymadınız mı? Sürekli yüzeye yakın yerlerde dolaşan çocuk işte. Bir gün ortaya çıkarsak hepsi onun yüzünden olacak." Bakışları bir anda mesafeli hale geldiğinde geri çekildi.
"Antrenman dışı hobilerimin kimseyi ilgilendirdiğini zannetmiyorum. Bu konu hakkında konuşma gibi bir niyetim de yok. İyi akşamlar." Boynuna asılı çantasını tutarak hızlıca ilerlerken üçlü Rin'e baktı. Yukine yukarı baktı. "Yüzey derken? Suyun dışı mı?" Nagisa ve Suzuka da onunla bakmıştı.
"Evet. Ortaokulda sürekli güneş çok güzel ve sıcak gibi saçma şeyler söylüyordu. Güvenliğiniz için ondan uzak durun. Hadi gidelim." Takımla buluştukları alana geldiklerinde Kenma onlara baktı. "Shoyo nerde?"
Rin omuzlarını silkti. "Gelmek istemedi." Kenma gözlerini devirdi. Ama bir şey söylemedi. Olayı az çok tahmin ediyordu. Şimdi bir şey söylese etki etmeyecekti ama sonra Shoyo'yla konuşmalıydı.
..."Aptallar hepsi aptal. Yani bu nasıl kötü olabilir ki?" Ayrılmalarından sonra hırsını alamamış ve yorgun olsa da topla antrenman yapmaya başlamıştı. "Sanki sizi zorla kıyıya götüreceğim. Farklı düşündüğüm için deli muamelesi görmekten bıktım." Hırsla topu yüzeye gömdü. Sakinleşemeyecekti.
Bu saatte hiç oraya gitmemişti ama sorun olmazdı muhtemelen. Hızla bahçeden ayrıldı ve ezbere bildiği yoldan sahile vardı. Her zamanki gibi hafif aydınlık olmak yerine karanlıktı etraf. Soğuk rüzgar esse de umursamadan sudan çıktı. Ama bacaklarında tam denge oluşturamadığı için yüz üstü yere yapışırken sabır dilenmişti.
Bu sefer sakince kalktı ve kuma oturdu. Gökyüzündeki yıldızlar karşısında gülümsedi. Güneş kadar olmasa ay ve yıldızlar da çok güzeldi. "Bunu kaçırdıkları için asıl sorunlu onlar."
Yere uzandı ellerini kafasını arkasında birleştirdi. "Kara insanı olsaydım ne olurdu sanki?" Saatler birbirini kovalarken Hinata vücuduna vuran ani sakinlik ve yorgunlukla uyuyakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
Hayran KurguDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...