"güneş sağdan doğuyor. Biz de oraya gitmeliyiz"
"Yönümüzü muhtemelen on defa değişti bakayama. Güneş doğsun, etrafı görelim önce."
"Daha da çok kaybolmak mı istiyorsun?"
Birbirlerine sert sert bakarken salın etrafında olan hareketlilik ikisininde dikkatini çekti.Bir an sonra ise salın kenarında Shoyo elleriyile kendini yukarı çekerek bakmaya başlamıştı. "Siz ikinizde koca birer aptalsınız."
İkili korkudan çığlık atarken buKageyama onu tanıdı. "Shoyo? Senin burada ne işin var?" Kuroo hala okyanusun ortasında çocuğun ne işi olduğunu anlamışken sala girerken turuncu bir kuyruk gördüğüne yemin edebilirdi. "Senin kuyruğun mu var ben mi yanlış görüyorum?" Saniye sonra Kuyruğu bacaklara dönüşmüştü.
"Tobio, asıl benim sana bunu sormam lazım değil mi? Ayrıca Kuroo-san, şunu hızlıca kabullen. Ben bir deniz insanıyım. Ya da deniz kızı her neyse işte. Asıl önemli konumuza gelirsek. OKYANUSUN ORTASINDASINIZ VE KAYBOLDUNUZ!"
"Şey, biz uyuyakaldık?" İkisininde kafasına sert şekilde vurdu. "Şu an nerede olduğunuza dair bir fikriniz var mı? Üzerinde olduğunuz derin akıntı sizi açık okyanusun ortasına götürecek. Temelli olarak." Bunlari bağırarak söylemek istese de korkutmaması gerekiyordu.
Ama Kageyama nasıl bir belaya bulaşıklarını gorebiliyordu.
"Pekala, baya bir kaybolmuşuz ve Shoyo'ya benzeyen bir deniz canlısı bize yolu gösteriyor. Kafayı yedim galiba." Ona sert şekilde baktı. "Gerçek bu. Şimdi beni dinleyin. Küreklere asılmanız gerekiyor. Akıntıya çapraz hareket ederek kurtulacağız. Sonra da sizi bizim sahile doğru götüreceğim. Liman hem benim için riskli olur hem de daha uzak. Kuyruğunu takip etmeniz gerekiyor anladınız mı?"
"Bu karanlıkta biraz zor olacak." Nefesini verdi. "Yapacak bir şeyimiz yok." Ay ve yıldızların ışığı olsa dahi fark etmeleri zor olacaktı. "Bunlara ne dersiniz?"
Kenma elinde getirdiği parlak yeşil yosunlarla su yüzeyinden onlara bakıyordu. "Kenma, her defasında beni şaşırtmayı başarıyorsun. Ayrıca çok akıllısın. Ya diğerleri?"
"Bir şeyler döndüğünü anlamıştım ve onları gönderdim ama bu kadarını da beklemiyordum. Işığa tahmin ettiğimden daha çok ihtiyaç varmış." Kuroo içinden daha fazlası da mı var diye düşünürken sahilde voleybol oynadığı diğer çocuğu görmek gerçeklik algısını fazlasıyla sorgulatıyordu. "Ciddiyim, bilmem kaçıncı rüya içinde rüya gibi bir çıkmazın içinde miyim?"
Tobio bu saçmalama huyunu bildigi için nefesini verdi. "Kuroo, sadece kürek çırp." En mantıklısı bu olacak gibiydi. "Buradan sahilin yolunu bulabilirsin değil mi? Ben salı altından destekleyeceğim, sizde yosunları takip edeceksiniz. Biraz uzun sürecek ama elimizdeki tek şans bu."
Salın kenarına giderek suya atladı ve suyun içinde anında kuyruğu açıldı. "Küreklere asılın." Kenma salın önüne geçti ve yosunları gorelecek bir mesafede su yuzeyinde tuttu. "Görüyor musunuz?" Kageyama kafasını salladı. "Evet. Hadi ilerleyelim." Kuroo da aldı küreğini. "Bundan daha tuhaf bir gece geçirmedim ben hayatımda."
1.5 saat süren bir çabanın ardından, karayı görmüşlerdi. Hinata, koca bir salı hızlandırmaya çalışmaktan, Kenma, onların hızına ayak uydurabilmesi için normalden birkaç daha yavaş yüzmekten, Kageyama ve Kuroo ise salı hareket ettirmekte yorgun düşmüştü.
Sahil kıyısına vardıklarında ilk kendilerini inmiş, ardından salı kıyıya çıkarmışlardı. Kuroo ve Kageyama kendilerini kumlara bırakırken Hinata da kıyı seridinde yanında neredeyse ölü gibi duran Kenma'yla yatıyordu.
"Bir daha asla balık tutmayacagim." Hinata kıkırdadı. "Çevremde ben olmadan okyanusun kıyısına bile yaklaşma bakayama. Korkudan ölecektim."
"Ben zaten öldüm galiba. Neden yardım etttim ki sana?"omzuna elini koydu. "Harika bir arkadaşsın." Sonra ileriye baktı. "Tobioo, beni sudan çıkar. Kuyruğum beni öldürecek."
Çocuk zorla yerinden kalkıp elini tuttu. "Bacakların da aynı derecede acımayacak mı?" Kuyruğundan cıkan ışıklarla ayakları ortaya çıktı. "Bir şekilde az acı hissediyorum." Kenma anında elini uzattı. "Lütfen."
Kenma'yı da aynı şekilde kıyıya çekti. Kuroo ise olanları en sonunda sindirdiğinde yanlarına geldi ve yere oturdu. "Şimdi anladığım kadarıyla her şeyi anlatacağım. Yanlışsam düzeltin."
"Shoyo ve Kenma, denizde yaşıyorlar ve şey deniz insanlar? Ama karada şu an olduğu gibi ayakları oluyor." Kafalarını salladılar. "Kageyama'nın bir ara kafayı bozduğunu hatırlıyorum. Sırrı öğrendiğin an buydu galiba?" Kafasını salladı. "Evet."
"Bu çıkmaya başlamanızdan da önceydi. Baya zaman geçmiş. Bugün ise ben öğrendim. Ve bu ikili hayatımızı kurtardı."
"Her şeyi doğru anlamışsın Kuroo-san." Kenma içini çekti. "Bu sırrı bilen insan sayısının artmasının sinir bozucu." Kageyama Kuroo'ya baktı. "Tahmin ediyorsundur ama kimseye söyleyemeyiz."
"O kadar da aptal değilim. Bir şey bilmememe rağmen beni de kurtardığınız için teşekkür etmek istiyorum." Shoyo kıkırdadı. "Bu kadar ciddilik sana yakışmıyor. Ayrıca elbette kurtaracaktık. Tobio'nun arkadaşısın." Eğer tanımadığı rastgele insanlar olsaydı ne yapacağını kendi de kestiremiyordu. Sırrını riske mi atardı yoksa ölüme mi terk ederdi?
Bu soruyu cevaplamak istemiyordu.
Sonra hem sala hem suya baktı. "Bugün gerçekten çok şey oldu. Sal burada durabilir sabaha kadar. Sizde okulunuza dönün. Çok endişelenmişlerdir. Eğer karaya nasıl çıktığınızı sorarlarsa da risk aldık deyin. En mantıklısı bu. Böyle durumlarda mucizelere inanmak doğaldır."
Kuroo kıkırdadı. "Sihirli deniz kızları gelsek ne olurdu acaba?" Kenma kendinden beklenmeyecek kadar sert baktı. "Sakın." İki elini havaya kaldırdı. "Elbette size ihanet edecek değilim. Ölene kadar aklımda kalacak." Nefesini verdi. "Keşke hafıza silme cihazı olsa."
Dejavu hissiyle Kageyama ile göz göze geldiler. "Geçmişe dönsek yine aynısını yapardım. Kenma, dinlendin değil mi?"
"Gerçekten daha hızlı dinlendim gibi geliyor. Ama suya girsek iyi olur artık." Kageyama ayağa kalktı. "Yardım lazım mı?" Shoyo kendi başına ayağa kalktı ve Kenma'ya yardım etti. "Yeteri kadar dinlendik. Siz de kendinize dikkat edin birkaç gün. Çok rüzgarda kaldınız." Ayak tabanları suya degmesiyle ikiside çoktan suyun etkisi altına girmişti.
Suya girmeden önce arkasını döndü son kez. "Yarın sabah dinlen. Gelmeye çalışma Tobio. Benim de enerjim olmaz zaten." Tobio kafasını salladı. "Dikkat et kendine Shoyo. Bugün için de teşekkür ederim."
Suya girmeleriyle gözden kayboldular tamamen. "Yani bir deniz kızına aşık oldun ha? Kimsin sen Prens Eric mi?" Kageyama içini çekti. "Öğrendiginden beri bu espriyi yapmak istiyorsun değil mi?" Elini omzuna attı. "Belki. Ama cidden, tüm insanlar arasından onu nasıl bulabildin? Ne yapacaksınız?"
Kolunun altından çıktı ve merdivenlere yöneldi. "Bir ara anlatırım merak ediyorsan da sınırlarımızı zorlamak gibi bir niyetimiz yok. İkinizinde nereye ait olduğu belli." Merak ettiği birkaç sorunun cevabını almış oldu.
"Anladım. Her neyse hadi gidelim okula. Sonra bir ara nasıl sırrı öğrendiğini anlatırsın merak ediyorum onu."
"Olur."
Elbette okula vardıklarında ilk arkadaşlarınsan ve hocalarından, sonra da arama kurtarma ekiplerinden fazlasıyla azar yemiştiler. Haber kanalları onları gördüğü gibi üzerlerine koşmuş ve kısa bir ropartaj yapmışlardı. Sonra ise 6 saat sonra ortaya cikan kayıp liseliler olarak haberleri çıkmıştı televizyonda.
Nasıl kurtulduklari ise Shoyo'nun dedikleri gibi aldıkları riskle beraber mucize gibi karşılanmış ve fazla sorgulanmamıştı. Sanslilardı ki salın nerede olduğunu şimdilik kimse sorgulamadan ilk tufandan sıyrılmışlardı. Sonradan teslim edebilirlerdi.
...Şu bolumler kadar guldugum başka bir yer yok
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanfictionDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...