Havaların artık iyice sıcak olduğu bu zamanda Hinata güneşi daha da çok seviyordu ama çok hızlı şekilde kuruduğu için su kenarında oturmayı tercih ediyordu genelde. Kageyama ise ona uyum sağlayıp yakınlarında oturuyordu sürekli.Ama bir hafta sonu sürpriz yaparak mayosuyla gelmişti. "Tobio, emin misin? Hava sıcak ama su hala tam ısınmadı." Omuz silkti ve t-shirt'ünü bir kenara attı. "Seninle hep suda yüzmek istedim. Hadi girelim." Bu işin sonunun kötü bitmemesi umarak suya girdi tamamen. Kageyama ise kenarda dizlerine kadar girmiş ve suya alışmaya çalışıyordu. "Tanrım, neden bu kadar soğuk?"
Hinata kıkırdadı. "Dipler bunun birkaç katı soğuk. Şikayet etme bence." Suda biraz ilerleyip bir yunus gibi suyun üzerine çıkmaya başladığında bunu ne kadar özlediğini fark etti. Yunuslarla yüzmeyi aklının bir köşesine yazdı.
Tobio ise sevgilisinin güzelliğinden hayran kalmış ve bacaklarına işleyen soğuğu bile unutmuştu. O hem çok güzel hem de güçlü hem de zarifti. Güneş gibi parlıyordu onun gözünde.
Beklemekten sıkıldığında Shoyo yakınına girip kuyruğuyla su sıçratmaya başlamıştı. "Seni, elimden kurtulamayacaksın aptal." Her yeri ıslandığısuya daldı ve soğukla biraz soklandiktan sonra su içinde Shoyo'ydu yakalamaya çalıştı ama o çok hızlıydı. Suyun dışına çıkınca derin derin nefes alırken Shoyo yanında dışarı çıktı. "Güzel mi?" Kötü kötü baktı. "Evet, iyi." Suratına biraz su fırlattı. "Bunun intikamını alacağım." Kıkırdadı. "Tamam tamam. Üzgünüm ama sıkılmıştım."
Tobio ona yandan bir bakış attıktan suya girdi ve kuyruğundan aşağı çekti onu. Hinata hafif şaşkınlık yaşasa da ona bir şey olmamıştı. Suyun içinde nefes alabiliyordu onun aksine.
Suyun içinde onun saçlarını karıştırdı ve etrafında dönmeye başladı. Tobio onu takip ederken ne kadar harika bir sevgilisi olduğunu bir kere daha anladı. O mükemmeldi.
Nefesi bittiği için dışarı çıkacakken Hinata onu omuzlarından tutar ve gözlerini sabitler. Ne yapacağını anladığında gözleri kocaman olur ve konuşmaya çalışırken ağzına su kaçırır.
Hinata gülümser. "Sakin ol Tobio. Çok utangaç oldun bir anda." Yavaşça yüzünü yaklaştırır. "Sana yardım edeceğim sadece."
Ve dudaklarını hiç boşluk kalmayacak şekilde birleştirir. Bir yandan ağzındaki suyu almış, yerine ciğerlerinden hava vermişti ve kısa sürede olsa su altında nefes almasını sağlamıştı.
Kageyama neredeyse kalp krizi gecirecekti. Shoyo'nun dudaklarından gelen hava onu hayata bağlıyor ve kalbini daha da hızlı atmasını sağlıyordu. Kollarını Hinata'ya sararak onu kendine çekti ve ayakları etrafına sarılan kuyruğu hissetti.
Biraz sonra Shoyo ondan ayrılmış ve kıpkırmızı bir suratla karşılaşmıştı. Gülmemek için kendini zor tuttu. "Bak, şuradan bir şey getireceğim sana."
Çok hızlı şekilde suyum en diplerine kadar gittikten sonra elinde sarmal şekilli bir deniz kabuğuyla döndü. "Yanında taşıdığında sana getirdiğine inanılır ama neredeyse her yerde zeminde. Bizim oralarda pek yok "
Elini tutarak avucuna sabitledi ve suyun dışına çıkardı. "Artık donacaksın bence." Kafasını salladı. "Evet. Çıksam iyi olur." Hinata elini tutar ve kıyıya çok hızlı şekilde çıkar. "Havlun çantanda mı?"
O sırada çıkan rüzgar Kageyama'yı dondursa da o hiç etkilenmiş görünmüyordu. "Rüzgar nasıl etki etmiyor sana?" Omuz silkti. "Soğuğa alışığım. Ayrıca kışın bundan birkaç kat daha soğuk oluyor. Sorun yok." Kesinlikle ilginç bir sistemi vardı.
Havluya sıkı sarıldı ve kurumaya başlarken Hinata da kendi t-shirtünü giyindi üzerine. "Üzgünüm ama birazdan gitmeliyim. Antrenman var."
"Daha yeni kamptan gelmediniz mi?" Kafasını iki yana salladı. "O önemli değil. Ayrıca koçun haberi yok. Ben yukine, Kenma, Haru ve Rin olacak." Bir anlık düşündü. "İsogai da var galiba. O kısmı pek dinlememistim."
Bu isimler onun için yeniydi ama tahmin etmek zor değildi. "Baksana, kıyıya çıkan tek deniz insanı sensin değil mi? En azından bu civarda." Kafasını salladı. "Diğerleri bunu bilmiyor, bunu anladım. Ama yani, şey."
Shoyo gülümsedi. "Karayı sevdiğim için dışlandığım ve deli gibi görüldüğüm bir dönem vardı. Suyun dışını tamamen korkulacak bir şey olarak görüyor herkes." Bacaklarına baktı. "Bunu bırak, derin denizlerden çıkmıyor kimse."
Söyleyecek bir şey bulamadığı için konuşmaya devam ederken onu dinledi sadece. "Ama beni anlayanlar ve buna karışmayanlar vardı. Oikawa-san, Yachi-san, Kenma. Şimdi de voleyboldaki takımım suyun yüzeyine yaklaşmama o kadar kötü bakmıyor ve bu konuda biraz daha özgürüm."
"Sorunu cevapladım değil mi?" Kafasını salladı ve havlusuni bırakarak Shoyo'ya sıkıca sarıldı. "Ee, Tobio." İstediği kadar şu anda iyi olsun, zamanında çok şey çektiğini anlayabiliyordu. Bu sır onun için bile büyüktü.
"Şu yüzeyinden vazgecmediğin için teşekkürler. Kim ne düşünürse düşünsün demiyorum ama kendin olmaktan korkmamak, ne kadar etkileyici bir şey olduğunun farkında mısın?" Kızarma sırası Shoyo'daydı. Ellerini yavaşça ona sardı. "Hiçbir zaman tamamen canımı sıkmasına izin vermedim. Ayrıca yanımda sevdiklerim vardı ama.. teşekkür ederim. Beni bırakmadığın için." Sırrını öğrendiğinde neredeyse ölecek gibi olmuştu.
Kafasını geri çekerek göz göze gelmelerini sağladı. "Sen istediğin sürece buradayım." Bu sözün anlamı düşündüğünden daha büyüktü. Tabii ona eğilip dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı. "Gitmen gerektiğini soylememiş miydin?"
Aklına gelmesiyle hemen ondan uzaklaştı. "Kenma beni öldürecek. Görüşürüz Tabio." Suya girmeden önce durdu. "Ayrıca yarın en azından birkaç saat beraber sabah, hatırlıyorsun değil mi?" Kafasını salladı.
"Biliyorum. Hadi, geç kalma sen." O suya girdiğinde nefesini verdi ve eşyalarını çantaya toplayıp evine ilerleyen başladı. Bugün antrenman yoktu. Ayrıca bir kere daha düşüncelerini gözden geçirmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanfictionDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...