Kageyama, görüşmedikleri günler boyunca aklından bir an olsun çıkaramamıştı Hinata'yı. En sevdiği şey voleybol bile onu ve muhteşem zıplayışını tekrar tekrar aklına getirmekten başka işe yaramıyordu. Hissettiği hisler kesinleşmişti. Ona, aşık olmuştu.Son görüşmelerinin ardından 2 hafta geçmişti. "Okyanusun ortası demek." O kadar uzağa kuyrukları ile gidip gidemeyeceklerini merak etse de takımın iyi olacağını düşündü. Ne de olsa o Hinata'ydı.
...Spor salonunun önünde ilk gelen kişi olarak duruyordu. Her sabah sahile gittiği için erken çıkmak alışkanlık olmuştu. Sırf onla daha fazla vakit geçirmek-
Aklına gelenle kafasını iki yana salladı. Onu sevemeyeceğini bilse de kendine bu histen vazgeçirememişti. Güneşi seven ama güneş gibi parıldayan gözlere sahip bir deniz insanı... Galiba voleyboldan daha çok seviyordu Hinata'yı.
Kendi düşüncesine kıkırdadı. "Belki yarın giderim."
"Kageyama!" Uzaktan gelen Tanaka-san'ın sesi ona ulaşmıştı.
...Sahile gittiğinde ondan yüzlerce kilometre ötedeki Hinata'da aynı güneşin doğuşunu izliyordu. Rüzgar yüzüne vurduğunda nefesini verdi. "Fazla sessiz." Onunla konuştuğu zamanları özlediğini inkar etmiyordu ama onunla geçirdiği zamanlar artarsa daha çok bağımlı hale gelecekti ve bu sahilden kopması daha zor olacaktı.
Çünkü biliyordu. Hinata suya aitti ve bu sahilde konuşmak dışında hiçbir şey yapamazlardı. Onu kendi maçlarına götüremezdi. Farklı yerlere gidemezlerdi. Kendi arkadaşları ile tanıştıramazdı ve Sırrını her daim korumalıydı. Belki de kısa süreli su dışında kalabiliyordu ve yanında kalamayacaktı uzun süre.
Bu kadar, imkansız mıydı?Belki öyleydi ama hala taşıdığı sevgiden vazgeçemiyordu.
..."Anlaşılan bahar turnuvasındayız ikimizde." İkili telefonun karşı taraflarından kıkırdamışlardı. "Hey, chibi-chan'dan ne haber? Antrenmanalara katılmasını istedin mi?" Bir süre önce aklından geçen düşünceleri duyduğunda durakladı. "Hayır, o zaten başka spor yapıyor." Kuro mırıldandı. "Yazık oldu çok iyi voleybol oynuyor. Ama sahi yaptığı spor ne?" Sualtı voleyboldu diye tahmin ediyordu ama. "Atletzim. Uzun atlama."
Ona uyan sporun bu olduğunu düşünmüştü. Ayrıca Kuroo'ya gerçeği söyleyemezdi. "Aslında uyuyor. Her neyse, görüştüğünüzde beni ara. Nekoma'nın sabah antrenmanları için erken kalkıyorum. İyi olur." Yalan olduğunu bile bile söyledi. "Tabi."
O sahile bir daha gider ve onu görürse, bir daha ayrılamayacağını ve her şeyi söyleyeceğini biliyordu.
..."Nereye gidiyorum ben?" Eline aldığı iki çilekli süte bakıp kıkırdamaya başlamıştı. 3 haftadır onu görmese de sabah evden çıkarken iki kutu çilekli süt almıştı. Bu kadar mı kanına işlemişti? O aylar bu kadar mı hoşuna gitmişti?
Unutmak istedikçe özlemi artarken öğlen sahil merdivenlerine gitmişti ama orada değildi. Olmayacağını da tahmin etmişti zaten. Belki gelmiyordu, belki onu beklemeyi bırakmıştı, belki başka biriyle geliyordu.
O da su içinde olmadığı için içinden bir kez daha lanet etti. Belki o bu sevgiyi kaldırabilirdi ama onun kaldıramayacağını biliyordu. Suda olmalı ve mutlu olmalıydı. Kendi ait olduğu yerde.
...Güneşin doğduğu anda kabusla uyandığında ne yapacağını şaşırmıştı. Hayır,daha fazla dayanamazdı. Ondan daha fazla uzak kalmaya dayanamazdı. Bencilceydi ama onu karada istiyordu. Kendi yanında, onun attığı paslara vurmasını istiyordu.
Daichi-san'a bugün olan hafta sonu antrenmanına katılmayacağını söyleyen bir mesaj atıp koşar adım sahile gitmeye başlamıştı.
Daha 10 dakika önce merdivenlerden çıkan Hinata'dan sonra şimdi kendi aşağı inmiş ve sahile oturmuştu. Bekleyecekti. Ne kadar sürerse sürsün bekleyecekti.
Ayaklarını kendine çekti ve kıyıya vuran dalgaların sesini dinlemeye başladı. Oradan başka birinin sesi gelene kadar kafasını kaldırmayı bile düşünmüyordu.
...Saatler geçerken bir an bile kıpırdamamıştı ama 5. kez çalan telefon artık rahatsız ettiği için cebinden çıkarıp bakmadan açmıştı. Kimin aradığını biliyordıu zaten "Daichi-san antrenmana gelemeyeceğimi söylemiştim."
"Evet biliyorum Kageyama. Ama turuncu saçlı biri buraya geldi ve tek söylediği şey ismin. Adı Hinata sanırsam. Onu tanıyor musun?"
Aklı bir an için durdu. O merdivenlerden çıkamayacağını söylediğini çok net şekilde hatırlıyordu. Ama çıkmış ve onu görmek için okula mı gitmişti? Kalbi hızlanmaya başlarken istemsizce ayağa kalkmıştı.
"Kageyama?"
"Evet, tanıyorum Daichi-san. En kısa sürede oradayım." Koşmaya başlarken gülümsemesine engel olamıyordu. Belki de imkansız değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
Fiksi PenggemarDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...