"Hey Shoyo, dün sorun çıkmadı değil mi?" Yukine'nin sorusuna karşılık kafasını iki yana salladı. "Hayır çıkmadı. Zaten dediğim gibi sadece liman bölgesine gönderdim." Çocuk rahat bir nefes verdi. "Daha acil bir şey olmadığı için seviniyorum.""Evet bende." Üzerinde hala yorgunluk vardı ama durumun daha da kötü sonuçlanma ihtimalini düşündükçe böyle sonuçlanmasından memnundu. "Yukine, Hinata, hadi sıraya geçin." Bir antrenman daha başlamış ve Hinata, voleybol moduna geçmişti artık.
..."Acaba orada olur mu ki?" Sabah sahile gitmememişti. Tobio'nun ne yaptığını merak ediyordu ama konuşmamışlardı hiç gece buluşmak hakkında. Diğer yandan akşam güneşin battığı vakitlerde de gitmeyi seviyordu. Yani Tobio orada olmasa bile güzel vakit geçirirdi.
Kafasına yediği topla boynunu tuttu hemen. Arkasında elinde topla Oikawa vardı. "Neye daldın öyle chibi-chan?" Gözlerini devirdi. "Sahile gitmek istiyorum." Başını yana yatırdı. "Her sabah gitmiyor musun?" Kafasını iki yana salladı. "Bu sabah gitmedim." Kıkırdadı. "Dün akşam çok aptal şeyler oldu."
Sadece anlık olarak tereddüde düştü. "O halde orada bana anlatırsın neler olduğunu. Hadi gidelim."
"Harbiden mi?" Göz kırptı. "Bende uzun zamandır gitmiyordum. Değişiklik olur." Aslında bir kisiyle olmak daha güzel geçirirdi vakiti. "Hadi gidelim."
Neredeyse bir hız yarışından sonra tam vaktinde sahile vardılar ama nefes nefese kalmışlardı. "Neden önüme gecmeye çalıştın?" Oikawa gözlerini devirdi. "Sadece yanında yüzmek istemiştim. Kalk hadi. Sonra beni kaldır." Onun kadar yorgun olsa da vurduğu kıyıda biraz ilerliye gidip bacaklarının oluşmasını sağladı. Sonra ise yavaşca Tooru'yu da sahile çekti.
"Şu hisse alisamıyorum bir türlü. Harika." Bacaklarını incelerken yanına oturdu. "Ben her defasında aynı hissettim. Alışılmıyor." Gülümsedi. "Ee, anlatacağın olay neymiş bakalım?"
"Bak dinle şimdi,geçenlerde Tobio bana balık tutmaya gideceklerini söylemişti. İlk başta. Bende sevinmiştim, hatta belki peşlerinden gidecektim. Ama sonra.."
Hikaye ikisini de yeniden kahkahaya boğmuştu. "Böyle bir hikayeyi hiç beklemiyordum. Harika bir ikilisiniz Shoyo."
"Şu anda gülüyorum ama çok sinirlenmiştim. Aynı anda uyuyakalmak ne demek?"
"Dedikodumu duymak tahmin ettiğinden daha az garipmiş." Tobio merdivenlerde belirdiginde Shoyo ayağa fırladı. "Tobio. Gelmişsin." Aşağı indiğinde ona sarıldı ama hemen ayrıldı. Oikawa gazabına uğrardı. "Biraz hava almak için uğramıştım. Görüşelim denemiştik." Kafasını salladı. "Bende o yüzden Oikawa'yı getirdim. Uzun zamandir konuşmamıştık."
Kageyama hafif gülümsedi. "Merhaba." Oikawa da zafer işareti yaptı. "Selam uykucu." Gözlerini devirdi. "Lütfen yapmayın. Bugün yeteri kadar dalga geçmeye maruz kaldık zaten." Buldukları her fırsatta, herkes tarafından dalga geçilmişlerdi bugün. "Nishinoya-san ve Tsukkishima-san?" Sessizliğiyle onayladı. "O ekibi de özledim ya. Yarın gelebilir miyim ki?"
"Shoyo. Sakın bana şehre gideceğini söyleme. Hani çıkamıyordun?" Merdivenlere baktı. "Tokyo da çıktım. Burada da yapabilirim. Yeterli su stoğuyla."
"Tanrım, dikkatli ol. Ve sen, ona iyi baksan iyi olur." Kızgın gözlere karşı ellerini havaya kaldırdı. "Elimden geleni yapacağım."
"Ben gidiyorum. Siz yalnız vakit geçirin ama fazla gecikme Shoyo." Yanına gelerek elini tuttu ve kalkmasına yardım etti. "Dikkat ederim büyük kral. Görüşürüz." Suya girdiğinde son kez selam vererek diplere doğru kaybolmuştu. "Yarın gelmek konusunda ciddi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merman Hinata~Kagehina
FanficDenizin dibindeki kendi kentine yaşayan Hinata güneş ışığını çok seviyordu. Kageyama'nın voleyboldan sonra yapmayı en çok sevdiği şey gizli küçük sahilinde yıldızları izlemekti. Ta ki bir gün o sahilde oturmuş güneşi izleyen çocuğu görene kadar #k...