Bölüm Parçası- Elina Born/Goodbye to Yesterday
33. Bölüm
Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından arabanın durmasıyla hemen kendimi dışarıya attım. Biraz daha kendimi tutarsam patlayacakmış gibi hissediyordum. Daha fazla dayanamadan kendimi, göz yaşlarımı serbest bıraktım.
"Neden?" diye bağırdım kimseyi hiçbir şeyi umursamadan.
"Mutluluk bize haram mı!" Sözcükler ağzımdan çıkmak için akın ediyorlardı. Onların ipini serbest bıraktım bende. İçimdeki bütün zehri dökmeye başladım. Rüzgar hiç yanıma gelmeyip beni yalnız bıraktığı için ona minnettardım. Çünkü şu anda içimdeki bugüne kadar birikmişlikleri döküyordum. Bugün öğrendiğim bir hastalık yüzünde bu halde değildim. O basit bir şeydi ve ilaç tedavisiyle geçecekti. Ama bugüne kadar yaşadıklarımız.. Tam mutlu oldum derken her yerden bir tersliğin çıkması artık can sıkıcı bir durum oluyordu. Saçlarımda hissettiğim ellerle uyuştuğumu hissettim. Bana iyi geliyorlardı. İyi ki de vardı zaten. Yoksa bu halde yalnız kalmak..
"Güzelim hadi tamam ağlama artık." Durmak istiyordum ama onlar söz dinlemiyorlardı ki. Sürekli akıyorlardı.
"Bak hadi hayal et. Bizimde çocuklarımız olacak. Sana benzeyen güzelliğini ve masumluğunu senden almış kızlarımız ve yakışıklı olup cezbediciliğini benden almış erkek çocuklarımız olacak bebeğim. Ben kızlarımın giydiklerine karışıp onlara sataşan erkekleri hallederken, sende oğullarımızın peşinde kızların dolaşmasına dayanamayıp kıskançlıkla onları halledeceksin!" Kurduğu hayale kahkaha atarak güldüm. Gözlerini de kapatmış ciddi bir ifadeyle kuruyordu hayalini. Gülümseyerek sıkıca kollarımı sardım. İlacım gibiydi ve bana fazlasıyla iyi geliyordu.
"Bebeklerimiz olacak." diye fısıldayıp yüzümü boynuna gömdüm. Bir daha konuşmamak üzere. Saat geç olmuştu ve yorgundum. Hayliyle uykumda gelmişti. Ve bir de buna Rüzgarın saçlarımla oynaması girince artık uykuya daha fazla direnemeyeceğimi fark ettim.
..
Yüzüme vuran güneş ışınlarıyla uykuya galip gelip gözlerimi açtım. Yatağımda yatıyordum. Sanırım dün gece uyuduktan sonra Rüzgar odama getirmiş olmalıydı. Yataktan kalkınca koltuğumda Rüzgar'ın uyuduğunu fark ettim. Gece başımda beklemiş olmalıydı. Uyanmaması için sessizce odadan çıkıp yüzümü falan yıkadıktan sonra kahvaltı hazırlamak için aşağıya indim. Dün olanlar hiç yaşanmamış gibi davranıp hayatıma aynı şekilde devam edecektim.
Enfes görünen bir kahvaltı hazırladıktan sonra odama çıkıp Rüzgarı uyandırmaya gittim. Sanırım gece çok uyuyamamıştı ve bu yüzden hala uyuyordu. Beni neşeli görürse mutlu olacağını bildiğim için bir çılgınlık yapmaya karar verdim. Kapıda daha fazla beklemeyip koşarak onun üstüne zıpladım.
"Deh dıgı dıgı!" Emirimi de vermemle Rüzgar sanki hiç uyumuyormuş gibi at oldu. O gitmeye devam ederken ben şaşkınlıktan konuşamıyordum ne yani korkacak felan sanmıştım ben.
"Ne oldu sevgilim neden tepki vermiyorsun?" Rüzgar neredeyse kahkaha atarak konuşmuştu. Pislik! Kesin uyanıktı.
"Ahh pislik numara yaptın bana!" diyerek sırtına vurmaya başladım. Rüzgar gülerek durdu ve beni de kucağına oturtarak yere oturdu. Birbirimize fazlasıyla yakın duruyorduk.
"Öncelikle sevgiliye pislik denmez yoksa o dilini ısırırım." diyerek kahkaha attı. Ama ben sadece onun o muhteşem kahkaha atışına ve bu kadar yakın olmamıza takılmıştım.
"Aslında uyanmıştım ve tam kalkacaktım ama senin geldiğini fark edince uyuma numarasına devam ettim. Yani ne biliyim beni eşek gibi kullanacağını! Öpersin felan sanmıştım." Sona doğru kısık sesle konuşmaya başlamıştı çünkü yüzünü iyice bana doğru yaklaştırmıştı. Bende gururumu kenarı bırakarak ona yaklaşmaya başladım. Heyecandan gözlerimi de kapatmıştım. Tam dudaklarımızın birleşeceği zamanda zilin çalmasıyla gözlerimi açıp panik yaparak geri çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
ChickLit"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sene değil 3 asır geçse biz hala biziz." Annem bizi bırakıp gittikten sonra bende herkesi arkamda bırakıp gittim. Annemin gözlerimin önünde öld...