❤️Özel Bölüm❤️

555 19 22
                                    


Bölüm parçası-Eylem Aktaş/Bir Elmanın Yarısı 

Uzun zamandan sonra,

İyi Okumalar! 

Yüzümde hissettiğim hafif esintiyle gülümseyerek ve her zaman ki hissettiğim rahatlatıcı huzurla gözlerimi açtım. Son zamanlardaki gibi bu sabahta aynı hisle uyanmıştım. Yanımda annemin varlığını hissederek. Bilerek balkon kapımı açık bırakıyordum ve sanki annem eskiden olduğu gibi sabahları beni uyandırmak için odama geliyordu. Tabi bu da sabahtan bana farklı bir enerji verdiği için günüm gayet güzel geçiyordu. Daha doğrusu ben geçmesi için ekstra gayret ediyordum. Özellikle Rüzgar ile tekrar birlikte olduğumuz zamandan itibaren. O zamandan sonra artık her şeyin anlamını daha iyi anlamıştım. Hayata daha farklı yönden bakıyordum. Annemin gidişinden sonra ikinci büyük yıkımı yaşayıp Rüzgar ile çok kötü zamanlar geçirmiştik. Ben her şeyin bittiğini düşünürken, aslında hiçbir şey bitmemişti. Üst üste gelen olayların ardından tekrar Rüzgar ile biz olmuştuk. Herkes ve her şeye rağmen. Ondan sonra artık ilişkimiz daha bilinçli ve daha mantıklı hale gelmişti. Doğal olarak arada olan küçük tartışma ve kavgalarla 4 yılımız geçmişti. Üniversite hayatımıza da bugün noktayı koyuyorduk. Hepimiz başarılı bir şekilde mezun olup diplomalarımızı alacaktık. Mezuniyet törenimiz bugündü. Bugün mezuniyetimiz vardı. Bugün! Ve ben hala yatakta yatıyordum!  Hızlıca yatağımdan kalkıp kendimi banyoya attım. Beni kendime getiren güzel bir duşun ardından günlük giysilerimi üzerime geçirdim. Lanet telefonum sessizde kalmıştı ve doğal olarak aramalı duymamıştım. Öncelikle hemen sevgilime geri döndüm.

"Sevgilim?"

"Güzelim sen neredesin ya?" Dudağımı ısırarak cevapladım. 

"Uyuyordum da, telefonumda sessizde olduğu için duymamışım." Bir yandan telefonla konuşurken bir yandan da elbisemi ve diğer gerekli eşyalarımı toparlamaya çalışıyordum. 

"Aferin Eylül! O telefonun sessizde olmayacak dememiş miydim?" Oflayarak işlerime devam ettim. Şu anda gerçekten sırası değildi. Mezuniyetime geç kalacaktım!

"Aşkım tamam sonra kız olur mu? Şimdi kuaföre geçmem lazım bak çok geç kaldım."

"Tamam tamam güzelim. Sonra görüşeceğiz zaten. Kuaförde işin bitince haber ver almaya gelelim." Onu onaylayıcı birkaç cümle ve veda cümlelerinin ardından bir yandan Asyayı arayıp bir yandan da koşarak evden çıktım. Babam da evden yeni çıkmış olmalıydı. Abim evde olsa eminim sabah o beni uyandırırdı ama malum. O da artık biricik karısıyla kendi evlerindeydi. Tatlı çiftlerim ya benim. İki yıl önce muhteşem bir düğünle evlendiler. Muhteşem olması düğünün organizasyonundan değildi. Bana göre birbirlerine deli gibi aşık çiftlerin düğünleri tek kelimeyle muhteşem oluyordu.  

"Kızım neredesin!" Asya'nın kulak tırmalayan sesine yüzümü istemsizce buruşturdum. Biraz daha çığrınırsa kontrolümü kaybedip arabayla bir yere girecektim.

"Uyanamamışım işte ya geliyorum!" Aslında o kadar geç kalmamıştım. Şu anda saat ondu ve tören ikideydi. Gayet rahat hazırlanırdım ama bizimkilerin telaşı sağolsun insanı bu hale getirebiliyordu. 

"Çabuk!" Bu kızın bu tepkilerine ölüyordum gerçekten. Emri verip telefonu pat kapatıyordu. Radyoda çalan rahatlatıcı şarkımı bölen yine bir telefon sesiydi. Arayana bakınca istemsizce gülmeye başladım.

"İş adamı!" Kahkaha attım.

"Gül canım gül. Yaz sonu sende yanımdasın. Son gülen iyi güler." Yüzümü asarak Enes'i onayladım. Geçen yıl mezun olmuştu ve babası ve babamın yanında çalışmaya başlamıştı. Dediği gibi yaz sonu bende onun yanında o işte olacaktım. Ama sonuçta Enes vardı. O kadar çok sıkılmazdım herhalde.

DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin