Medya- Anıl Durmuş/Uzaktan da Severim
6.Bölüm
Dün babama ne kadar ısrar etsem de ikna olmadığı için Efe ile gitmeyi kabul etmiştim. Ve babamın zoruyla onunla konuşmaya gitmiştim. İkimizde hiçbir şey olmamış gibi davranmıştık ve yarın sabah 10'da otoparkta buluşmak üzere sözleşmiştik. Nedense içimde tarifsiz bir mutluluk vardı. Efe'nin bana söylediği şeylere rağmen, onu affetmiştim ve içimden bir seste doğru yaptığımı söylüyordu. İçimdeki garip heyecanla kendimi uykuya bıraktım.
Sabah, geceden kalma heyecanımla hemen yatağımdan kalktım. Dün yatmadan önce duşa girdiğim için tekrar girmeme gerek yoktu. Banyoya gidip gerekli işlerimi hallettikten sonra hemen dolabımın karşısına geçtim ama açmamla hayal kırıklığına uğradım çünkü neredeyse boştu! Ama zaten bugün alışverişe gitme nedenim de bu değil miydi? Köşede gözüme çarpan beyaz kot eteğim ve kısa ekose desende kırmızı gömleğimi çıkardım. Rahat gezebilmek için düz taban taşlı sandaletlerimi de giydikten sonra çapraz çantamın içine gerekli eşyalarımı koydum. Sadece eye-liner çekip saçlarımı doğal haliyle saldım. Gözlüklerimi de saçlarımı önden tutması için saçlarıma takınca hazırdım. Saate bakınca 10'a birkaç dakika kaldığını görüp odamdan çıktım. Bahçede gördüklerime selam verip, arka taraftaki otoparka doğru ilerledim. Çarşı izni olanlar da benim gibi dışarıya çıkıyorlardı.
Aman Allahım bu Efe mi? Onu asker giysileriyle görmeye alışıktım. Ama şu anda çok daha fazla yakışıklı görünüyordu. Giydiği koyu kot pantolon ve kırmızı gömlek ona çok fazla yakışmıştı. Bir dakika biz Efe ile şu anda giydiklerimizle fazla uyumluyduk. Sanki, sevgili çiftleri gibiydik. İyice saçmaladığımı düşününce kendimi silkeledim. Zaten geldiğim andan itibaren onu süzüyordum. Onun da benden farkı yoktu ama neyse.
"Günaydın" diyerek sevecen bir şekilde yanına gittim.
"Günaydın." diyerek arabayı açıp sürücü koltuğuna geçti. Soğuk muydu? Bende yavaş adımlarla yan koltuğuna oturdum. Bir ara arkaya oturmayı düşünmüştüm ama o zaman da sanki özel şoför muamelesi yapmışım gibi olacaktı. Yüzümü Efe'ye dönünce gayet ciddi bir şekilde yola odaklandığını gördüm.
"Efe bir sorun mu var eğer işin felan varsa söyle ben kendim gidebilirim." dedim sitemli bir şekilde. Gün boyu böyle olursa, yaptığım hiçbir şeyden zevk almazdım ki!
"Saçmalama Eylül. Tabi ki de hiçbir işim yoktu. Sadece.." diyerek derin bir nefes alıp üzerime baktı. Üzerimde ne vardı ki?
"Üzerindeki fazla kısa değil mi?" demesiyle ona şok olmuş bir biçimde baktım. Ne yani sinirli olduğu konu bu muydu? Hafifçe gülüp başımı iki yana salladım.
"Efe lütfen abartma ve bu konu üzerinde konuşmayalım. Bugün kavga etmek istemiyorum sadece mutlu güzel şeyler yapmak istiyorum." dediğim zaman sinirinin geçtiğini fark etmiştim. Atalarımız ne demişler. 'Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.' Yaptığım bu benzetmeye kendi kendime güldüm.
"Tamam Eylül özür dilerim. Bende huzursuzluk çıkmasını istemiyorum. Sadece böyle gül yeter." dediği zaman sadece ona bakıp gülümsedim. Böyle söylemesi, hoş hissettirmişti. O da bana aynı şekilde gülümseyerek tepki vermişti.Yolda ilerlerken normal konulardan sohbet ettik, şarkı söyledik, güldük.
"Eylül artık az kaldı şimdi ilk ne yapıyoruz?" Tabi ki de bugünün tek amacı alışverişti!
"İlk ve önemli olarak alışveriş yapmak zorundayız." diyerek dudaklarımız büzdüm. Sonuçta karşımdaki bir erkekti ve alışverişten ne kadar zevk alır bilemiyordum.
"Ben de mi alışveriş yapıcam?" Efe'nin bu komik haline öncelikle güldüm. Ardından kollarımı birbiirne bağlayıp önüme döndüm. Tam bir umursamaz kız havası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
ChickLit"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sene değil 3 asır geçse biz hala biziz." Annem bizi bırakıp gittikten sonra bende herkesi arkamda bırakıp gittim. Annemin gözlerimin önünde öld...