Bölüm Parçası- Mehmet Erdem/Ben Ölmeden Önce
Bu bölümü, bütün iyiliği ve gerçekliğiyle yanımda olup bana destek olan @Yarenucar777 ye ithaf ediyorum.
46.Bölüm
Çalan telefonumun sesine içimden saydırarak zorla yataktan kalktım. Kimin aradığına bakmadan telefonu açtım.
"Hm." diye mırıldandım yorgun sesimle. Dün gece düğünden sonra dışarıya çıkmıştık. Hep beraber eğlenceli zaman geçirdikten sonra çok geç saatte eve dönmüştük ve şu anda ayağa kalkacak gücüm yoktu.
"Yoksa daha yataktan kalkmadın mı? Devamsızlıktan kalmak istemiyorsan, yarım saat içinde kapının önünde ol!" Telefondan gelen dıt dıt sesini duyunca gözlerimi açtım. Arayana bakınca Enes olduğunu fark ettim. Ne vardı yani bugün olmasa! Kendimi zorla sürüyerek soğuk suyun altına girdim. Soğuk suyun vücuduma değmesiyle hafif bir çığlık atıp, kendime geldiğimi hissettim. Daha fazla dayanamayacağımı anlayınca, duştan çıkıp kurulandım. Havalar artık iyice soğumaya başlamıştı. Kumaş şortum ve ince salaş kazağımı giyip, altıma da ince uzun çoraplarımı geçirdim. Saçlarımı düzleştirip kendi haline bıraktım. Kısa, düz botlarımı giyip, beremi de saçlarıma geçirdim. Çantamın içine gerekli eşyalarımı koyup aşağıya indim. Babam ve abim kahvaltıdaydı.
"Seni bugün erken kaldırana bütün minnetimi sunmak istiyorum." Babama cevap vermeme gerek kalmadan kapı zilinin çalmasıyla babama kapıyı gösterdim.
"O kişi şu an kapının arkasında." Emine Teyzenin kapıyı açmasıyla, Enes sırıtarak içeriye girdi.
"Bekleyeceğimi düşünmüştüm ama beni şaşırttın." diyerek hep beraber güldüler. Nedense ben gülünecek bir şey bulamamıştım. Uykuma biraz düşkünsem ne vardı yani? Hem dün gayette yorucu bir gündü.
"Hadi kahvaltıya geçin çocuklar!" Enes iştahlı bir masaya ilerlerken kolundan tutup dışarıya doğru sürükledim.
"Bugünün acısını çıkartmasam olmazdı. Size afiyet olsun babacım. Biz okulda yeriz." Arkamızda gülen bir aileyi bırakarak Enes'in arabasına bindik. Koltuğa oturur oturmaz gözlerimi kapatıp, rahat pozisyonumu buldum. Enes'in de emniyet kemeri taktığını duyabiliyordum.
"Okul havanda değil gibisin?" Gözlerimi açmadan cevap verdim.
"O kadar yorgunluğun üzerine, 3 saatlik uykuyla duruyorum. Sence nasıl olmalıyım?" Cevap vermemiş olmayı seçmeliydi ki arabayı çalıştırıp okula doğru sürdü.
"Bu arada, Ege de bugün bizimle birlikte okula başlıyor." Ege, Enes ile aynı yaştaydı.
"Seninle aynı dönem mi?"
"Evet aynı bölümdeyiz. Kayıt işlemleri önceden yapılmış." Başımı sallayarak yatmaya devam ettim. Arabanın durmasıyla Enes'in kapıyı açmasını bekledim. Bugün aklımda her şeyimi ona yaptırma gibi bir düşünce vardı. Enes'in gelip kapımı açmasıyla yavaşça arabadan indim. Enes halime acımış olmalıydı ki gelip koluma girdi. Bende halimde memnun bir şekilde başımı, maalesef boyumun yettiği koluna koyarak okula doğru yürümeye başladık. Enes'in durmasıyla hafif kapalı olan gözlerimi açtım.
"Dün gece o kadar dans edersen olacağı bu." Gülen Emre'ye dil çıkarıp diğerlerine baktım. Benim dışımda kimse sanki dün o düğünde bulunmamış gibiydiler. Tabi, ben düğünden sonra gittiğimiz kulüpte dansı fazla kaçırmış olabilirdim ama olsun. Aynı yerdeydik sonuçta!
"Günaydın millet!" Hiçbir zaman kaybettiğine inanmadığım enerjisiyle yanımıza gelen Ege'ye baş selamı verip, yastığıma geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
ChickLit"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sene değil 3 asır geçse biz hala biziz." Annem bizi bırakıp gittikten sonra bende herkesi arkamda bırakıp gittim. Annemin gözlerimin önünde öld...