Bu bölümü buradaki ilk arkadaşım olan @alyna54'e ithaf ediyorumm. Bölüm kısa oldu ama Keyifli okumalar :)
Medya- İlyas Yalçıntaş/Zor Gelir
8.Bölüm
-Efe'den-
Eylül! Hayallerimin kızı. Tek sevdiğim, nefes alma sebebim. Her şeyiyle artık bana ait olan kız. Odasının kapısında beni öpüp içeriye kaçtığı andan itibaren hiç konuşmamıştık. Çünkü beni gördüğü nedenini anlamadığım şekilde kaçıyordu. Bir şeyler söylesem cevap vermiyordu. Yüzüme bile bakmıyordu. Bu durum beni tamamen delirtmeye yetmişti. Tamam beni o küçük masum öpücüğüyle çok mutlu etmişti ama böyle davranacağına keşke öpmeseydi diyerek içimden geçiriyordum. Artık olanlara daha fazla dayanamadım ve odasına gittim. Her şeyi açıklığa kavuşturmam gerekiyordu. Daha fazla böyle devam edemezdik. Kapıyı açtığı zaman direk odasına girdim ve kapıyı kapattım. Daha sonrası ise açtım ağzımı yumdum gözümü. İçimden gelenleri söyledim. Neler istediğimi çekinmeden söyledim. Vereceği cevap ve tepkiden gerçekten çok fazla korkmuştum. Beni reddedeceğini sanmıştım. Ama onun tepkisi bana sarılıp kulağıma,
"Ben artık her şeyimle seninim." demesiydi. O anki mutluluğumu hiçbir şeye değişmezdim. Bir süre birbirimize sarılı kalmıştık. Daha sonra utanmaması için alnından öptüm ve konuşmadan odasından çıktım. Yatağa yattığım zaman aklımdaydı. Önümüzde bizi neler bekliyordu? Artık bana nasıl davranacaktı? Babası nasıl tepki verecekti? Ya da babasına söyleyecek miydi? Kafamda bu sorular vardı ama umursamıyordum ne olursa olsun Eylülüm artık benimdi!
Sabah hep beraber uyanıp dışarıya geçtik günlük toplanmamızı ve rutin şeyleri yaptık. Kahvaltıya geçecektik. Eylül görünürlerde yoktu. Kahvaltılarımızı alıp masalara geçtik. O sırada içeriye bir ışığın dolmasıyla gözlerim kala kaldı.Tamam ya şaka yaptım. Gözlerim zaten kapıdaydı .Bir anda onu kapıdan girerken görünce ona bakakalmıştım. Ama ona bakan başka gözleri fark edince yumruğumu sıktığım. Ona başkalarının bakmasına dayanamıyordum. Kıskançlıktı sanırım bu. Kıskançlıkta sevgiden kaynaklanmıyor muydu zaten? O gülümseyerek içeri girdi ve herkese günaydın diyerek selam verdi. Herkese karşı olan gülümsemesi, nazikliği onu özel gösteriyordu. Ne kadar benim sinirime dokunsa da bu durumdan mutlu olması karşılığında bir şey demiyordum.
"Günaydın." diyerek yanıma oturdu.
"Günaydın." dedim bende gülümseyerek. Yanakları kızarmıştı hemen.
"Günaydın voleybolcu kız." dedi Murat. Bu herif beni deli ediyordu.
"Günaydın ıskacı." dedi meleğim gülerek. Onun bu cevabına bazıları gülmüştü.
"Tamam ya özür dilerim" dedi Murat. Bu sırada Eylül'ün telefonu çalmıştı.
"Kusura bakmayın babam arıyor açmam lazım." Telefonu açmak için bile bizden izin istiyordu. Bir insan bu kadar nazik ve iyi niyetli olabilir miydi?
"Alo babacık günaydın."
-...
"Yok babacım sorun yok ben gayet iyiyim."
-....
"Yok baba uslu uslu duruyorlar." Gülerek bize bakmıştı. Bizi şikayette edecek hali yoktu herhalde. Yani öyle olmasını umuyordum.
-....
"Tamam baba kafana göre takıl."
-....
"O da mı yanında?" Kimdi acaba merakla sorduğu kişi?
-....
"Hayır hayır baba olmaz istemiyorum lütfen."
-...
"Ya tek beklediğim anlayış ya ne olur beni düşünseniz?" Sesi yalvarır gibi çıkmıştı . Acı çekiyordu sanki.
-....
"Tamam babacım ama şu anda olmaz lütfen." Ne olmazdı ki?
-....
"Tamam baba sende selam söyle ayrıca Kaan'ı ve teyzemleri çok öpüyorum." Dedi ve telefonunu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
Chick-Lit"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sene değil 3 asır geçse biz hala biziz." Annem bizi bırakıp gittikten sonra bende herkesi arkamda bırakıp gittim. Annemin gözlerimin önünde öld...