-17-

1K 75 131
                                    

"Belkide kazanmaktır, kaybetmek."











&
Kendimi sanki sonsuz bir rüyanın içerisine dalmış gibi hissediyordum. Hislerimin tek korkulu yanı ise, bu özel rüyadan birdenbire uyanmak ve kâbusa dönüşmekti. Herşey o kadar yolundaydı ki bu durum garipsememe neden oluyordu yalnızca.

Behnan ile o evde geçirdiğim son günden sonra konağa dönmüştük. Belki evleneli çok olmuştu fakat ben sadece evli olduğumu üç gündür hissedebiliyordum.

Behnan ile birbirimize alışmıştık, kabullenmiştik evli olduğumuzu ve bu duruma karşı tüm gardlarımızı indirmiştik. Belki ortada var olan bir aşk yoktu fakat bir alışmışlık olduğu apaçık ortadaydı.

Konağa geldiğimiz gibi Behnan Ağa üzerini değiştirip, Jiyan ile şirkete doğru yol almıştı. Ben ise kısa bir duşun ardından üzerime sade bebek mavisi ve kalp yakaya sahip bir elbise giyerek, saçlarımı da dalgalar halinde bırakarak avluya inmiştim.

"Ooo yeni gelinimiz sonunda balayından dönebildiler ha?"

"Ne balayısı Heval? Alt tarafı bir kaç gün-"

"Hadi hadi ben anlarım yenge. Senin yüzüne bir kan gelmiş, bir can gelmiş, bir ruh gelmiş. Anlaşılan abim seni baya mutlu etmiş."

Sözlerine gülümseyerek karşılık vermiştim. Nede olsa pek haksız sayılmazdı öyle değil mi?

"Sahi Dilan nerede?"

"Eve döndü o."

"Yaa vedalaşamadım bile üzüldüm şimdi bak."

"Aman merak etme yengem. O bir haftaya yine damlar buraya."

"Sen çok fenasın Heval."

"Efna!" Bergüzar hanımın sert sesi ile arkama döndüm.

"Gel hele benimle yukarıya. Az işim var seninle."

Derin bir nefes verirken dudaklarımı zorlukla araladım.

"Geliyorum Bergüzar hanım."

Bergüzar hanım yukarıya çıkarken Heval'e döndüm.

"Birazdan gelirim yanına hasret gideririz."

"Yenge seninle yukarıya gelmemi ister misin?" Dudaklarımda oluşan tebessüm ile karşılık verdim karşımdaki düşünceli kıza.

"Teşekkür ederim halledebilirim sanırım." Heval'in yanından ayrılarak üst kata, yani Bergüzar hanımın odasına doğru yol almıştım.

Kapıyı bir kez tıklattıkan sonra 'Gel' komutu aldığım gibi içeriye girmiştim. Bergüzar hanım düşünceli bir şekilde ayakta durmuş ve beni bekliyordu.

"Ört kapıyı geç içeriye." Sanırım biraz korkmuştum. Dediğini yaparak ahşap kapıyı örttüm ve ürkek adımlarla içeriye doğru adımladım.

"Bu konağa geldiğin ilk gün senin sinsi bir yılan olduğunu anlamıştım aslında!"

"A-anlamadım?"

"Çok iyi anladın gelin çok iyi anladın hemde..."

"Gerçekten neyden bahsettiğinizi anlayamıyorum."

"Demek beni Behnan'ıma şikayet edersin ha? Bizi birbirimize düşman etmeye mi çalışıyorsun sen? Yok yok sen sandığımdan daha tehlikelisin ama ben senin başını ezmesini bilirim!"

"Bergüzar hanım yeter artık! Ne şikayet etmesinden bahsediyorsunuz? Ben kimseye sizi şikayet etmedim. Geldiğimden beri benimle uğraşan sizsiniz ama yinede size hiç saygısızlık etmedim fakat yeter! Bende insanım ve artık çok fazla oluyor bu yaptıklarınız."

ÜVERCİNKA|TÖRE|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin