4. Şeytan Bir Centilmendir

706 59 30
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. teşekkürler ♥

🎶

merci raines - the devil is a gentleman

şık giyinir ve size güller getirir

her zaman söyleyecek sözleri vardır

sadece yeterince konuşur, o yüzden fark etmezsiniz

onun kurbanı dışında hiçbir şey olmadığınızı

bazen onun en kötü hali en iyi kılıklara sahiptir

gizli kalmaya devam etmek için ne gerekiyorsa yapacaktır

bilmiyor musun?

şeytanın aslında bir centilmen olduğunu...

-

raye - flowers

bilemezsin senin gibi kaç erkekle tanıştığımı

lütfen, vaktini boşa harcıyorsun

şövalye olmadığını biliyoruz.

🔥


"Marlon mu?" diye sordu Alex.

Ben de o sanmıştım. Marlon Türk olduğumu bilmiyordu ama bir şekilde öğrendi ve bana jest yapmak istedi, o yüzden çiçekleri getiren adam Türkçe konuştu sanmıştım.

"Hayır," dedim şaşkınlıkla. "Ayaz Efe Akdemir."

Duyduğu şeyden hoşlanmadığını belli ederek kaşları çatıldı. Kıskanç bir abi gibi, "Ne diye çiçek yolluyor bu lavuk sana?" diye sordu huysuzca.

"Buluşma yerini ve saatini bildirmek için göndermiş."

Ayaz kim olduğunu çok iyi şekilde gizlese de nasıl biri olduğuyla ilgili çok bariz ipuçları bırakıyordu. Küstahtı, fazla özgüvenliydi, kontrolü elinde tutmayı seviyordu ve cesurdu. Şimdiye dek tanıştığım, birlikte iş yaptığım herkesten daha farklı yöntemleri vardı ve bunun benim tarafımdan nasıl karşılanacağını da umursamıyordu. Bu çiçek bir özür çiçeği değildi, iyi niyet göstergesi de değildi; beni kışkırtıyordu. Tıpkı benim onun yolunu kesip 'ne yaptığını biliyorum' demem gibi o da bana 'nerede olduğunu biliyorum' diyordu.

"Arayarak bildiremiyor muymuş? Ayrıca adresimizi nereden biliyor bu?"

Ona ciddi misin bakışı attım. "Adam gizli kasamızı bulup patlattı Alex, sence evimizi bulması kaç dakikasını almıştır? Ayrıca gizlenmek için ekstra bir çabaya girdiğimiz de söylenemez. Bu evi bile Airbnb'den kiraladık."

"Sen de haklısın," dedi. Çiçeklerden bir tanesini büyük avucunun içine alıp sıkıntılı bir öfkeyle, "Hâlâ kasayı patlatanlara dair bir kanıt bulamadım," deyip acısını ondan çıkarırcasına yapraklarını kopardı. Öfkesi kendisineydi ve sıkıntısı mahcupluğundandı. "Dolayısıyla tabloları nereye götürmüş olabileceklerine dair bir ipucu da..." Bir çiçeğe daha aynı şeyi yapmaya yeltendiğinde eline vurdum.

"Çiçeği rahat bırak, onun bir suçu yok."

Bana memnuniyetsiz bir ifadeyle baktı. "Çoktan ölü olduklarının farkındasın değil mi?"

Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin