10. Gurbet Benim Evimdir

423 54 44
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ♥

🎶

maya perest - yok bana bu cihanda

daimidir sürgünüm 

hasret benim ocağım 

gurbet benim evimdir 

 yok bana bu cihanda bir yer 

bana bu cihanda bir yer 

bana bu cihanda yoktur aman


🔥

GURBET BENİM EVİMDİR

Küçükken yatağımın altında canavarlar var sanırdım.

Büyüdüğümde canavarların gerçek olmadığını öğrendim.

Yeterince büyüdüğümde ise canavarların her yerde olduğunu fark ettim.

Ayaz'ın Türkiye'ye doğru giden uçağında, üzerinde onlarca fotoğraf ve dosyanın olduğu masanın karşılıklı iki koltuğunda oturuyorduk. Kırışmış keten gömleğinin kolları kıvrılmış ve saçları dağılmıştı. Gözlüğü yine gözlerindeydi.

Brezilya'da karşımıza ilk çıktığı andan itibaren karşılaştığım Ayaz ile öncesinde tanıdığım Ayaz çok farklıydı. Bu Ayaz soğuktu, mesafeliydi, kaşları hep çatılıydı, dişlerini daha çok sıkıyordu ve en önemli fark da gözlerindeydi. Şimşekler çakan, mavi bir ateşle harlanan gözleri buz mavisine dönüşmüştü. Zekice ve alaycı espriler yoktu, robot gibiydi.

Eh, beklediğimden daha iyi, diye geçirdim içimden. Bana tahmin ettiğimden çok daha fazla ihtiyacı olmalıydı. Bunun bizi ekibine katmayı istemesiyle ilgili olduğunu düşünmüyordum. O saçma sapan yolsuzluk dosyası ile de ilgili değildi. Ona yaptığım şeyden sonra bizi öldürmemesi, bize çaresizce ihtiyaç duyduğunu gösteriyordu. Hem de bu kadar güçlüyken, eli kolu her yere uzanabilirken, onda olmayıp bizde olan ne vardı? Bizim hakkımızda bizim bile bilmediğimiz bir şey mi biliyordu?

"Üzerinden bir kez daha geçelim," dedi Ayaz.

Yola çıktığımız andan itibaren ailesiyle ilgili her detayı ezberlemiştim. İdeal bir sevgili gibi onunla ilgili her detayı biliyordum.

"Fazladan iki kere geçtik zaten üzerinden," dedim buz gibi bir ifadeyle. Sanki sevgili rolü yapmaya hazırlanan iki kişi değil de, Rus ruleti oynayan iki kişiydik. Masanın karşılıklı kenarlarında oturmuş, birbirimize buz gibi bakışlar atıyorduk.

"İstisnasız herkesi kandıracağız Anka. Senin tembelliğin yüzünden batıramayız."

Öfkeli ve isterik bir kahkaha attığımda uçaktaki mırıltılar kesildi. Herkes dikkatini bize verdi. Uçuşun başından itibaren her an birbirimize girmemizi bekleyerek diken üstünde oturduklarını biliyordum zaten. "Tembellik mi? Benim tembelliğim yüzünden değil ama senin korkaklığın yüzünden batırabiliriz. Hiç mi güvenin yok kendine?"

Ona korkak dediğimde duyduğu şeye inanamıyormuş gibi kaşları havalandı. Üst perdeden konuşarak, beni ezikleyerek yanıtladı. "Korkaklık mı? Ona garanticilik denir. Geçi bunu biliyor olsaydın şu an bu uçakta olmazdın."

Kolumu masanın üzerine koyup, masanın üzerinden ona doğru eğildim. "Bilmediğimi düşünüyorsan da sayende öğrenmiş olduğumdan emin olabilirsin. Bir dahaki sefere öldüğünden emin olacağımı söylemiştim sana."

Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin