oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
🔥
Mirza'nın Sırrı
Mirza'nın kapısını tıklatıp usulca ona seslendim ama uyandırdığım kişi o değil Carlos olmuştu. Kafasını odasının kapısından uzatıp bana baktı.
"Ne oldu?" diye sordu fısıldayarak.
Elimle sus işareti yapıp odasına girmesini işaret ettim. Sadece ağzımı oynatarak yanıtladım. "Anlatırım sonra."
Kafasını sallayıp sessizce odasına geri girdi.
Mirza'nın kapısını birkaç kez daha tıklattıktan sonra nihayet içeriden uykulu sesi geldi.
"Gel!"
Kapıyı araladığımda koridorun ışığı, zifiri karanlık odasına düştü. Elim otomatikman ışık düğmesini aradı.
Oda aydınlandığında kafasını hafifçe yastığından kaldırıp kimin geldiğine bakan Mirza'nın ışıktan gözleri kısıldı. "Ne istiyorsun?"
Kapıyı arkamdan kapatıp odaya göz attım. "Ben bir şey istemiyorum, Ares istiyor."
Odası, Ayaz'ın odasına göre daha koyu renklerle döşenmişti. Daha koyu ahşap, daha koyu renkler, daha fazla siyah...
Oda oturma alanından ve tavandaki bir kemerle ayrılan yatak bölümünden oluşuyordu.
Ares'in adını duyunca oturup sırtını yatak başlığına yasladı. O da bizim tarzanlar gibi üstsüz yatıyordu. Kolunu ve boynunu saran karanlık dalların kalbine kadar uzandığını fark ettim. Belki de kalbinden yayılıyordu vücuduna, sanki bir zehir gibi.
Ayılmaya ve ne olduğunu anlamlandırmaya çalıştı. "Ne?"
Ona doğru yürüdüm. "Ares sana ulaşmaya çalışmış ama açmamışsın. Selin aradı beni. Birlikte kaza yapmışlar."
Komodinin üzerinde duran telefonuna atıldı. "Kaza mı? İyi mi?"
"İyi iyi. Araba ters bir şekilde kalmış sadece, yardım lazımmış."
Mirza telefonundaki cevapsız çağrıları gördüğünde bir anda yatağından fırlayıp karşıma dikildi. Gözlerindeki onlarca sessiz tehditle baktı bana. "Ares'in Selin'le ne işi var? Ne yaptınız ona?"
Şu tavrı bile Ayaz'ın kardeşlerine de en az Ayaz kadar değer verdiğini gösteriyordu.
Monoton bir tonda konuştum. "Hiçbir şey yapmadık ve inan birlikte ne işleri olduğunu ben de bilmiyorum."
Dik dik gözlerime bakıp söylediğim şeyi değerlendirdi.
"Bu evde Ayaz dışında kimseyle işimiz yok," diye ekledim tane tane. "Sen de birazcık zarar görmüş olabilirsin ama o da seninle ilgili değildi, tamamen Ayaz'a çok yakın durmanla ilgiliydi. Bir adım geride durmuş olsaydın zarar görmezdin."
Öfkesi gözlerinden taşıyordu. "Eğer bir şey yaptıysanız..." diye tehdide başlayacak oldu ama," Bir şey yapmadık," diyerek böldüm onu. "Biz bir şey yaparsak, böyle yapmayız."
Başka bir şey söylemedi. Muhtemelen kıyafet dolabının ve banyosunun olduğu ve odanın geri kalanından kapısız bir duvar ile ayrılmış bölüme gitti. Bir yandan da Ares ile konuşup bilgi alıyordu.
Onu beklerken odasının biraz daha inceledim. İlgi çekici hiçbir şey yoktu. Ne kişisel bir eşya, ne bir fotoğraf. Boğucu ve sıkıcıydı, öyle ki perdeleri bile siyahtı. Tam ne kadar da sıkıcı diye düşünürken tavanı fark ettim. Tavandaki o harika detayı...
![](https://img.wattpad.com/cover/333350149-288-k304213.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18
Action+18! Kafamı yana eğip davetkâr bir ifadeyle onu süzdüm. "Bu geceki tüm bu ince düşüncelerinden sonra neredeyse bir centilmen olduğunu düşünecektim." Gözlerimi kıstım. "Gerçekte nasıl biri olduğunu görmemiş olsaydım tabii." Oyunbaz bir ifadeyle gülü...