hepsini geçin, tüm bölümleri unutun esas bu bölüme yorum istiyorum arkadaşlar. 😅
bu bölüme gerçekten, okuyan herkesten yorum/değerlendirme istiyorum. ❤️
oy verip yorum yapmayan herkesi bildirimlerden görebiliyorum bu arada. gizlenmeyiniz :D
23. BÖLÜM
OPERASYON
Birbirimizden ayrılıp kendi alanlarımıza doğru koşmaya başladık. Carlos'un sesi geldi kulağıma.
"Unutmayın, küllerimiz karışıncaya dek."
Aynı şekilde yanıtladım koşarken. "Küllerimiz karışıncaya dek."
Ve Alex ekledi: "Ve sonrasında."
Bir bomba etrafı aydınlatıp makineli bir tüfek bir yerleri yaylım ateşine tutarken üstlerine doğru koştuk.
"İlk hedefimiz kuzeydeki evler," dedi Ayaz. "Güvenli bölgeden haber gelene dek evleri arayacağız. Morgan'ın buradan çıkmadığı kesinleşene dek riske girmeden biraz daha güvenli bölgelerden ilerleyeceğiz."
Batı duvarı boyunca sorunsuz ilerledik. Evler, tıpkı kaldığımız köydeki evler gibi ahşaptan ve bambu otu ya da onun gibi bir şeyden yapılmış püsküllü otların kapladığı sivri çatılardan oluşuyordu. Tek fark, buradaki evlerin çok daha iyi durumda olmasıydı.
Bir evin kenarında çöküp gideceğimiz yöne baktık. Kartelin üç adamı orada durmuş şarjörlerini değiştiriyorlardı.
"Ateş başladığında," dedi Ayaz fısıldayarak. Yerimizi belli etmemek için suikast timinin yaylım atışı yeniden başladığında onları öldürebileceğimizi ima etmişti ama emirleri ondan alacağımı da kim söylemişti?
"Seni ekip lideri seçen kimdi?" dedim ben de fısıldayarak. "Neden emirleri senden alacakmışım?"
"Şimdi sırası mı Anka?" derken sesi öfkeli çıkmıştı.
"Sırası tabii. Böyle bir operasyonu kaç kere yürüttün ki hayatında?"
"Tahmin ettiğinden daha fazla!"
"Ve benim liderlik ettiğim operasyonların seninkinin on katı olduğuna bahse girerim. Geri çekil Akdemir!" Bunu söylerken başparmağımla omzumun üzerinden işaret ederek arkama geçmesini belirttim.
Bir şey söylemeden kafasını eğdi, sanırım sakinleşmeye çalışıyordu. Maskesinden dolayı mimiklerini göremiyordum. Bana baktı yeniden. Gözlerinin altına kadar gelen siyah maske gözlerinin şimşek mavisini daha da vurgulamıştı. Ayaz'ın böyle operasyonlarda gözlerini de kapatması gerekiyordu çünkü nadir göz rengi çok belirgin bir özelliğiydi. Onun gözlerini bir kez gören, ikinci gördüğünde hatırlardı.
"Tamam, ortak karar alalım," dedi beni şaşırtan sakinlikle. "Senin planın ne?"
"Ateş yeniden..." Tam o sırada silah sesleri yeniden yükseldi ve ben Ayaz'a herhangi bir işaret vermeden saklandığımız yerden çıktım. Oradaki üç adam şarjörlerini değiştirmiş, ateşin açıldığı yere doğru koşmaya başlamıştı. Arkalarından sıktığım üç el ateş ile zahmetsizce ve mermi müsrifliği yapmadan işi bitirmiştim.
Müsrif, yeni öğrendiğim kelimelerden biriydi.
Ayağa kalkmış ama ateş etme fırsatı dahi bulamamış olan Ayaz'a dönüp cümlemi bitirdim. "...başladığında çıkacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18
Action+18! Kafamı yana eğip davetkâr bir ifadeyle onu süzdüm. "Bu geceki tüm bu ince düşüncelerinden sonra neredeyse bir centilmen olduğunu düşünecektim." Gözlerimi kıstım. "Gerçekte nasıl biri olduğunu görmemiş olsaydım tabii." Oyunbaz bir ifadeyle gülü...