14. Bir Nişan, Bir Esaret

415 51 90
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ♥

şimdiye dek paylaştığım şarkıları dinlemediyseniz bile bu şarkıyı kesinlikle dinlemelisiniz. ister bölümde adı geçtiğinde, ister bölümden sonra mutlaka dinleyinn :) çünkü çokomelli ♥

🎶

the moody blues - nights in white satin

çünkü seni seviyorum

ah, nasıl da seviyorum.


🔥

14. BÖLÜM

BİR NİŞAN, BİR ESARET

Küçükken tanrıyı düşünürdüm. Tanrıyı, Allah'ı, yaratıcıyı... Farklı inanışlarda yetişkinler vardı yurtta, onu farklı isimlerle anarlardı. Büyükler arasında farklı tasvirleri olsa da bizim gibi kimsesiz çocuklar için aynıydı: Bir koruyucu.

Bazen hayalimde canlandırırdım onu, sanki özlediğim biriymiş gibi. Beyaz çitleri olan, iki katlı, sevimli bir ahşap evde yaşardı. Çimlerle kaplı bahçesinde ben ona doğru koşarken yere çöker, kollarını benim için açar, kocaman gülümsemesiyle beni kucaklamayı beklerdi Allah baba.

Hep parmaklıkların ardını, özgür olmayı hayal ederdim ama istemeyi öğrenmemiş bir çocuktum ben; o yüzden ondan da isteyemezdim, bilmezdim istemeyi. Lütfen beni özgür kıl diyemezdim. Sadece, çok yalnız hissettiğim gecelerde, sessiz gözyaşları dökerken ona mahcupça seslenirdim içimden.

Lütfen tanrım, lütfen bana sarıl.

Çocukken kendimi kötü hissettiğimde yaptığım gibi yatağımın içinde cenin pozisyonu alıp, seneler sonra ilk kez dün gece seslendim yaratıcıya.

Lütfen tanrım, lütfen bana sarıl.

Onlarca insan çevremde pervane olmuştu. Yüz bakımı, manikür, pedikür, saç, makyaj...

Zeynep hala ve Bekir eniştenin kızları Defne, Sevgi halanın kızı Yasemin ve Gülşen yengenin kızı Melek; Ayşesi yengeleri ile birlikte heyecanla uçuşuyorlardı. Abileri için çok mutlulardı. Bu günü gördüklerine, bu günün geldiğine inanamadıklarını söyleyip duruyorlardı. Sanki ben o hikâyedeki kızdım, baloya gidecektim ve onlar da beni hazırlarken etrafımda uçuşan kuşlardı.

"Hep abimle evlenecek kadının çok şanslı olacağını düşünürdüm," dedi Yasemin. Diğer kızlar da kafalarını sallayarak aynı şeyi düşündüklerini belirttiler. "Ama şimdi bakıyorum da," dedi aynadaki yansımama hayranlıkla bakarak. "Bence esas abim şanslı."

Diğerleri bir kez daha ona katılırken gülümsemeye çalıştım. Nişanıma değil, esaretime hazırlanıyordum ben ve evet, buradaki şanslı kişi abileriydi.

Aynadaki yansımadan Selin'le göz göze geldiğimizde gözlerindeki hüznü okudum ama gülümsedi. Gülümseyip göz kırptım. Onun endişelenmesini istemiyordum. Bu işi halledecektim. Hep hallederdim, yine halledecektim.

Ayazların evi biz kızlara tahsis edilmişti, erkekler ise babaannesinin evindeydi. Esra'nın kendi saç ve makyaj artisti olması ve orada hazırlanması bugün beni mutlu eden tek şey olabilirdi. Gerçi muhtemelen erkek tarafı olup ev sahipliğicilik oynamak istediği için burada bizimle değildi. Büyük gelin ağırlığı falan...

Sahipliğicilik... Acaba Türkçede böyle bir kelime var mıydı? İyi ki Müzeyyen Hanım babaannemiz duymamıştı.

Makyaj artisti inatla soft bir nişan makyajı önerse de benim tercihim keskin bir göz makyajından yanaydı.

Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin