oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
yorumlar bizim tek motivasyon kaynağımız, esirgemeyin ♥
🎶
adam jensen - bad day for my enemies
bugün intikam için güzel bir gün
ve düşmanlarım için kötü bir gün
beni bir kafese kilitle
kalbim öfke ile dolu
bugün arkadaşlarım için güzel bir gün
ve düşmanlarım için kötü bir gün
🔥
DÜŞMANLARIM İÇİN KÖTÜ BİR GÜN
Önümüzde Sicilya'ya dek on altı, on yedi saat sürecek bir yolculuk vardı. Yolculuk için Volvo'dan da kurtulup Transporter'a geçiş yapmıştık. Dönüşümlü olarak süreceğimiz için tuvalet ve yemek molaları hariç hiç oyalanmayacaktık. İtalya'yı ne kadar hızlı terk edersek bizim için o kadar iyiydi.
Arabanın içinde bir parti havası hâkimdi. Son ses çalan şarkıya var güçleriyle eşlik ediyorlar, ben ise yüzümde bir gülümseme ile onları izliyordum.
Şarkı bitip diğer şarkıya geçerlerken Selin yanıma gelip bana doğru dönerek oturdu. Bir süre yüzüme baktı. Yüzünde anlayışlı ve biraz da hüzünlü bir ifade vardı. "Savaş bitti ama sana baktığımda neden öyle hissetmiyorum? Sanki senin savaşın bitmemiş gibi. Ya da... bitmiş... ama galip gelen tarafta değilmişsin gibi..."
Arabayı süren Carlos ve Alex önde şarkıya eşlik etmeye devam ediyorlardı.
"Niye ki?" diye sordum şaşırarak.
"Endişeli görünüyorsun." Elimi tuttu. "Dudakların gülümsüyor ama gözlerinde bir hüzün var."
Gülümsememi daha da genişlettim. "Sana öyle gelmiş, gayet de eğleniyorum. Şu Venedik Âşıkları tablosunu Marlon'a teslim edip paramızı alalım, o zaman tam olarak rahatlayacağım."
İfadesi milim değişmezken, 'sen onu külahıma anlat' der gibi bakıyordu. "Yedi yaşından beri birlikteyiz. Aynı yatakta uyuduk, aynı tabaktan yemek yedik. Benden sadece bir yaş büyüksün ama hep ablam oldun. Hep korudun beni. Sadece kötü insanlara karşı değil, kötü düşüncelere karşı da korudun. Korkmayayım diye, endişelenmeyeyim diye... Kâbuslarından bile koruyorsun beni Anka, bu yaşımda bile. Yatakta yanımdan panikle, korku içinde, kan ter içinde fırlayıp yine de gülümseyerek, 'yok bir şeyim' diyorsun bana."
Boğazımı tırmalayan yumruyu yutkunarak gidermeye çalıştım ama başarılı olamadım.
"Gözlerinin dolmasını gülümseyerek kamufle ettin hep," diye devam etti. "O yüzden bana anlatma yani."
Güvence vermek için elini tutuşumu sıkılaştırdım. "Hüzünlü falan değilim, endişeliyim sadece. İş bitmiş gibi davranıyoruz ama bitmedi. Biliyorum, bu kutlamaya ihtiyacınız var ama benim için henüz zamanı gelmedi. Tabloyu verelim, paramızı alalım ve izimizi kaybettirip sonsuza dek defolup gidelim buradan. İşte, o zaman üç gün üç gece kutlayacağım."
Düşüncesi bile onu mest ederken koltuğa yaslandı. "Doğru, esas kutlama o zaman."
"Tüm bunların yanında başka bir olayımız daha var tabii," deyip, ön koltuktaki Alex'e seslendim. "Alex! Alex!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18
Aksi+18! Kafamı yana eğip davetkâr bir ifadeyle onu süzdüm. "Bu geceki tüm bu ince düşüncelerinden sonra neredeyse bir centilmen olduğunu düşünecektim." Gözlerimi kıstım. "Gerçekte nasıl biri olduğunu görmemiş olsaydım tabii." Oyunbaz bir ifadeyle gülü...