oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
33. BÖLÜM
fleurie - hurts like hell
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.
Kürk Mantolu Madonna.
Sabah yatağımın yanındaki komodinin üzerinde bulduğum kitabın adı buydu; Kürk Mantolu Madonna. Ve kitapta tam olarak bu cümlelerin altı çizilmişti.
Kitabın ilk sayfasına Ayaz muazzam el yazısı ile not düşmüştü;
Bir yerden başlaman gerektiğini söylemiştin. Bu da bir diğer başlangıç olsun. Benliğine eklenecek bir parçada benim de payımın olması benim için bir onurdur.
Ayaz.
Aydın'da söylemiştim bunu ona, unutmamıştı.
Mirza haklı, kültürümüze dair hiçbir şey bilmiyorum ben. Ne sizin çoktan ezberlediğiniz Yeşilçam filmlerini, ne müzikleri, ne dansları, ne hikâyelerini, ne şiirlerini... Hiçbir şey bilmiyorum. Bir yerden başlamalıyım.
Daha önce televizyona bizim için Yeşilçam filmleri bırakmıştı, beni Galatasaray maçına götürmüştü, şimdi de başucumda bir kitapla uyanmıştım.
Ve kitabın son sayfasına yine kendi el yazısıyla bir not düşmüştü.
Ben senin için okunacak kitaplar, anlatılacak hikâyeler, altı çizili satırlar, güzel şarkılar ve rüyalar biriktiriyorum.
Cemal Süreya.
Kitabı olduğu gibi bırakmış, bir daha elime almamıştım ama o cümleler kazınmıştı aklıma. Hazırlandığım süre boyunca da gözüm kitaba takılıp durmuştu. Ayaz Efe Akdemir, bir şekilde zihnimin içinde sinsice gezinmeyi başarıyordu. O, irademe fısıldayan gerçek bir şeytandı.
Telefonuma gelen mesajla düşüncelerimi Ayaz'dan kurtarmayı başarıp Alex'in ne yazdığına baktım.
Alex: Yusufçuk yola çıktı.
Ayaz'ın Lübnanlılarla ortak uyuşturucusu, Türkiye'ye doğru yola çıkmıştı.
Hazırlığım bittiğinde topuklularımla üç kat inmek istemeyip asansöre bindim. Bu akşam kimsesiz çocuklar yararına düzenlenen bir yardım gecesi vardı ve neredeyse tüm mafya liderleri orada olacaktı. Böyle yardım davetlerine bayılırlardı. Tam bir centilmen gibi en şık takımlarını giyer, en kibar halleri ile ortada salınır, milyonlarca lira bağış yapar ve herkesin gözlerini boyarlardı.
Kan imparatorluğunun cömert centilmenleri...
Sonra o milyonlarca lira bağış yaptıkları kimsesiz çocukları bir yangında ya da bir hastalık sonrası ölmüş gibi gösterip himayelerine alır, onlara yeni isimler verir, canavarca yetiştirirlerdi. Tabii çocuklar yetişebilecek kadar yaşayabilirlerse...
Asansör birinci katta durduğunda kapıyı Mirza açtı. Ona sevimsiz bir surat ifadesi yapıp yanından geçip gittim. Birkaç adım atmıştım ki ismimi duymamla durup ona döndüm.
"Anka?"
"Efendim?"
"Biraz konuşabilir miyiz?"
Onu pek ciddiye almadım. "Allah Allah, başımıza taş mı yağacak?" Biraz önce açtığım aramızı kapatarak ona yaklaştım. "Yoksa intihar edeceksin de giderayak son kez canımı sıkmak mı istiyorsun? Sakın intihar etme Mirza, arkandan çok alay ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan İmparatorluğunun Centilmenleri +18
Action+18! Kafamı yana eğip davetkâr bir ifadeyle onu süzdüm. "Bu geceki tüm bu ince düşüncelerinden sonra neredeyse bir centilmen olduğunu düşünecektim." Gözlerimi kıstım. "Gerçekte nasıl biri olduğunu görmemiş olsaydım tabii." Oyunbaz bir ifadeyle gülü...