Bu bölüm işinin gücünün arasında beni kırmayıp yorumlarıyla yüzümü güldüren @sibelgns ' ithafım. Çok teşekkür ederim canım :)
yorumlarınızı bekliyorum diyorum ama yine de yapmayacağınızı da biliyorum yinede hepinize teşekkürler ve iyi okumalar :)
****
Ne çabuk anlamışlardı kaçtığımı yanında benim meydanda kurtardığım adamla sinirli bir şekilde bana bakıyordu şimdi. Hah! Tabi zorla evlendirilecek olan kendisi sanki ne hakla sinirleniyorsa çakma Herkül. Ayrıca o adam ne çabuk iyileşmişti ben ne kadar zamandır baygındım ki?
İkisi aynı anda bana doğru koşunca hemen dönüp gür ağaçların arasından koşmaya başladım. En iyi yaptığım şey... Çok güzel yine başa döndüm sürekli dejavu yaşamak zorunda mıyım sanki bela mıknatısı olmuştum resmen.
"Dur... Ang..."
Diğer askerin de sesini duyunca hızımı arttırdım. Ben bu adamlara ne zaman adımı söyledim ki? Ağaçlar çok sıktı bir şeye takılıp düşmemek için dikkat ediyordum bir yandan, en ufak bir hatamda bu adamlar tepemde biterdi. Nereye gittiğimi bilmiyordum tek derdim peşimdeki adamlardan bir an önce kurtulmaktı.
"Ang..." çok yakınımdan gelen bu sesle paniklesem de toparlanıp hızlandım tam arkamdaydı. Elini bana uzattığını hissettiğimde hızla eğilip kolunun altından geçtim. Göz ucuyla şaşkınca bana baktığını görünce sırıttım. Bir anlık boşluğuyla arayı baya açmıştım ki bu seferde Alex tüm heybetiyle önüme dikildi. Ani bir frenle durduğumda kayıp düşüyordum az daha.
"Dur lütfen artık..."
Çok beklersin deme isteğimi bastırarak sağ tarafımdaki açıklığa çıktım hızla. Ama büyük hata hem de çok büyük hata...
Bir şelalenin tepesinde iki yanındaki yeşil ağaçlara baya tepeden bakıyordum. Şelaleden yükselen buharlar yüksekliğini anlamamı engelliyordu. Rüzgar da üzerime çiseleyen su damlalarıyla gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve arkamdaki adamlara döndüm.
İfadesiz bir şekilde Alex sol çarprazımda meydan da o çakma Herkül'ün beni emanet ettiği diğer adam da sağ çarprazımda dikilmiş bana bakıyorlardı. Göğüslerinin hızla iniş kalkışından onları baya zorladığımı anladım. Alex diğer adama, yanlış hatırlamıyorsam adı Zake'ydi, göre daha uzun ve iriydi ama diğer adamında kesinlikle ondan geri kalır yanı yoktu. Aynı zanaatkarın elinden çıkmış gibi kaslı ve keskin hatlara sahiptiler. Dikkatli bakınca... ne kadar da çok benziyorlardı birbirlerine. Aynı kahve tonu saçlar, mavi gözler... Tanrım ikisi de çok yakışıklıydı kaslı, seksi sert hatlar ve...
Öhöm... Kendine gel kızım adam az önce sana zorla sahip olacağını söyledi yakışıklı olabilir, kaslıda olabilir, seksi olması hiçbir şeyi değiştirmez onunla evlenmeyeceğim. İtirazlar savuran iç sesimin kafasına bir tane patlatıp daha da içlerime doğru en hızlı jet uçakla yolladım. Sinirle kurtardığım adama dönüp kaşlarımı çattım. Besle kargayı oysun gözünü...
"Senin hayatını kurtarmıştım..."
"Evet. Bunun için sana çok minnettarım Ang. Benim adım Zake Sword. Hatırladın mı?" yanındaki adamı gösterip "O da kardeşim Alex Aadan Sword buranın lordu..." Alex'in sert hatlarına bakıp yutkunmamak için kendimi zor tuttum. Göz ucuyla Zake'in bana doğru yaklaşmaya başladığını görünce şelaleye doğru bir adım geriledim. Sakinleştirmeye çalıştığı evcil hayvanıymışım gibi elini kaldırıp hemen durdu.
"Bak korkuyorsun anlayabiliyorum," dedi kardeşine bir bakış atıp. Sesi oldukça samimi geliyordu "Ama bir konuşalım tamam mı? 3 gündür baygın yatıyorsun. Lütfen daha yeni iyileştin ve kendini şimdiden çok yordun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekten Gelen
Fantasy21. yy'da sakin bir hayat yaşayan Ang binlerce yıllık efsunlu bir tılsımın başına bu kadar bela açacağını hiç düşünmemişti. Tılsıma temas ettiği an sonsuz bir alevin içine yerleşerek onu zamanda binlerce yıl geriye savurmasıyla kendini, nefesini kes...