Merhaba arkadaşlar. Uzun bir ara oldu. Ama bayram üzerine kardeşimin de askerden izine gelmesiyle çifte bayram yaşadık. Pek fırsatım olmadı açıkçası. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur telafi etmiş olurum. Yorumlarınızı eksik etmeyin. Bayramı da geçirdik ama yine de iyi bayramlar :)
İyi okumalar.
***
Elimdeki içki şişesini hırsla duvara fırlattım. Çevresine doğru genişleyen büyük kırmızı bir iz şeklinde duvara yayılırken, tuzla buz olup ayaklarımın dibine kadar saçılan küçük cam parçalarına ruhum bedenimden ayrılmış gibi ifadesiz bir şekilde bakıyordum.
3 gün 8 saattir ondan bir haber alamıyordum.
Tam tamına 3 gün 8 saat meleğimden uzaktaydım.
3 gün 8 saat onun ışık saçan yeşillerinden, sıcacık teninden, muhteşem gülümsemesinden uzak!
Cehennem gibi...
Cehennem gibi ve ben artık dayanabileceğimi düşünmüyordum. Ruhum acıyor, hücrelerim her zerresiyle onu istiyordu. Tekli koltuğa oturup başımı geri atarak tavana odaklandım. Onu kaybettiğim andan beri peşimi bırakmayan anılar hızla aklıma doluştu.
Öfkeyle kızarmış Ang.
Utançla kızarmış Ang.
Heyecanla boynuma atılan Ang.
Kollarımda kendini kaybeden Ang.
Sıcaklığında kendimi bulduğum Ang.
Bu anılar hem içimi sızlatıp özlemimi arttırıyor, hem de biraz olsun rahatlamamı sağlıyordu. Gözlerimi yumup onu düşünürken kendimi gülümsemekten alamıyordum.
Kapının gürültüyle açılmasını umursamadım. İçeri giren güçlü adım seslerini duymazdan geldim. Birileri benimle konuşuyordu ama umurumda değildi. Duymazdan geldim. Onun hayalimdeki görüntüsünden ve gitgide silikleşen kahkahasından başka her şeye kendimi soyutladım.
Ta ki birileri boğazıma yapışıp beni az önce şişeyi fırlatıp tuzla buz ettiğim duvara fırlatana kadar!
Büyük hata! Çok çok büyük hata!
Hırsla yerimden kalkıp bunu yapan adama hayatının hatasını yaptığını büyük bir zevkle gösterecektim ki karşımda gördüğüm adamla olduğum yerde çakılı kaldım.
Kâhin!
Kâhin tam karşımda öfkeli gözlerle bana bakıyordu. Tam arkasında yüzleri gözleri mosmor Zake, Seth ve Xavier onlarında yanında lord Edgar duruyordu.
Marilyn yoktu! Onu ilk gün meleğimi bulmak için kaleyi birbirine kattığım zamandan sonra bir daha hiç görmedim. Zake'in onu benden bilerek uzak tuttuğunu biliyordum. Ona bakamıyordum. O Ang'in aynısı yeşiller bana acı veriyordu. Ablasını koruyamamamın utancı da cabasıydı.
Son 3 gün 8 saattir yaptığım gibi arkadaki adamları görmezden gelip karşımdaki öfkeli kahine baktım. Onu en son karşıma çıkıp bir ruh efendisi olduğumu ve gelecek olan savaşçıyla kurmam gereken bağlantıyı anlatmak için karşıma çıktığı gün görmüştüm.
Yaklaşık iki ay önce! Şimdi burada ne işi vardı ki? Görevin başarısızlığı ile ilgili ahkam kesecekse hiç havamda değildim.
"Kendine gelmen için bu yeterli oldu mu yoksa daha sıkı bir beyin sarsıntısı mı gerekiyor? Ne yaptığını sanıyorsun sen? Burada oturup içki içerek onu bulabileceğini mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekten Gelen
Fantasy21. yy'da sakin bir hayat yaşayan Ang binlerce yıllık efsunlu bir tılsımın başına bu kadar bela açacağını hiç düşünmemişti. Tılsıma temas ettiği an sonsuz bir alevin içine yerleşerek onu zamanda binlerce yıl geriye savurmasıyla kendini, nefesini kes...