Bölüm 22-Part 1

36K 2.6K 214
                                    

İki part halinde atacağım arkadaşlar. Bu bölüm @yalanolduk Devrim'e gelsin. Bizde okur unutulmaz kuzum :)

Hı ayrıca yaratıklar biraz karıştı galiba. Bende kim neymiş rahat anlaşılsın diye mini bir sözlük hazırladım sizlere. Seviliyorsunuz ♥♥♥
İyi okumalar.
***

Dioren: Büyülü yaratıkların ve ölümsüz safkan ırkların yaşadığı bir paralel evren.

Hiybrit: Dioren'in karanlık lordu. Baş düşman. Ang'in babası.

Seryklin: Hiybrit'in kardeşi. Mar'in babası. Güçleri çekildiği için artık fani. Eski Dioren lordu.

Erekla: Dioren'in tek kadın lordu. Irkı için kendini feda etti ve Hiybrit tarafından öldürüldü.

Heyprlus: Bir diğer safkan lord. Şekil değiştiren. Hiybrit'in yaptığı lanetle sonsuza kadar ırkıyla beraber lanetli ormana hapsoldular.

Darkyin: Hiybrit'in sağ kolu. Karanlık Sheka efendisi.

Sheka: Gri renkli. Oldukça çirkin ama hızlı yaratıklar. Dioren'in askerleri.

Sefriymler: Hiybrit ve Seryklin'in soyundan gelen sadece erkek doğan melez büyücüler.

Zümran: Erekla'nın soyundan gelen sadece kadın doğan melez savaşçılar.

Flakaarlar: Heyprlus'un soyundan gelen melezler.

Doraklar: Dioren'in insan etiyle beslenen vahşi dev köpekleri.

Fleyjin: Kanatlı vahşi yaratıklar.

Mirs: Oldukça zeki ve vahşi küçük yaratıklar. Isırıkları zehirlidir.
***

MAR

"Mar, Mar, Mar!"

Tezahüratlar eşliğinde kalkanın üzerinde ki dengemi korumaya çalışıyordum. Bir ileri bir geri... Kolları çırp, az geri az geri... işte oldu! Sakın kıpırdama!

Popom arkada ellerim önde yavaş yavaş doğrulmaya başladım. Of! Nina'nın sözünü dinlemeliydim. Bana ufaklık demişse ne olmuştu yani? O dedi diye ufaldım mı? Ne demeye şu Helen denen kızın gazına geldim ki? Aklım başıma gelmişti gelmesine ama biraz rötar yaparak!

Ama kız öyle kibirli öyle egoist bir sürtükdü ki ona haddini bildirmek için herşeyi yapardım.

Neticede yaptım da!

Sıkıntıyla altımdaki adama baktım. Omuzun üzerindeki kalkanın kenarından bana bakıyordu. Sanki beni değilde bir kedi taşıyordu. Yüzünde zorlanmadan eser yoktu. Yamuk bir sırıtmayla hayranlıkla gözlerime bakıyordu.

"Hazır mısın Red Kitt?"

"Benim adım Red Kitt değil leydim. Ama yine de çok istiyorsanız öyle de seslenebilirsiniz"

"O zaman sıkıntı yok Red"

"Hey Romeo!" diye seslendim karşımdaki aynı pozisyonda bekleyen bir diğer askere.

"Evet leydim"

"Sence bu mesafe yeterli mi?"

Aramızda ki mesafeye sıkıntıyla yüzümü buruşturdum. Bir yandan dengemi koruyup bir yandan nasıl atlayacaktım ki? Üstelik bu sıra bir hayli uzundu. Oyun hem denge, hem hız, hem de zeka gerektiriyordu ki sonuncusu hiç sıkıntı değildi.

Tek sıkıntı karmaşık şekilde belli mesafeyle dizilmiş adamların üzerinden atlayarak havada ki iki anahtardan birini kapıp kafesteki adamı kurtarmaktı.

"Kurallar böyle leydim. Siz mesafeyi dert etmeyin. Sadece dengenizi koruyun ve leydi Helen'in adamlarına dikkat edin. Biliyorsunuz düşerseniz oyunu kaybedersiniz."

Gelecekten GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin