20 bin olmuşuz :) Hepinize çok çok teşekkür ederim. düşüncelerinizi çok merak ediyorum. İyi okumalar :)
Zake
"Bana bırakılan mirası kabullenmenin zamanı geldi. Artık Zümran kraliçesi Marilyn Morales'im!"
Ne dedi bu kız? Yok yok yanlış anladım. Kesinlikle yanlış anladım!
"Ne dedin sen?"
Sesimin oldukça tehlikeli bir tonda çıktığının farkındaydım. Ama kendimi engelleyemiyordum. Bu kız, karşımda korkusuz gözlerle gözlerime bakıp bana meydan okuyan küçük kız, böyle bir zamanda kimin tarafında olduğu bile belli olmayan bir soyun tüm sorumluluğunu üzerine alacağını söylüyordu.
Yaşadığımız onca şeyden sonra. Ben onu böylesine kabullenip içime işledikten sonra! Karşımda küçük burnunu dikmiş gideceğini söylüyordu.
"Hiçbir yere gidemezsin! Bu saraydan dışarı adım atmana izin vermem!"
Kusursuz derecede biçimli kaçlarını çatıp bayıldığım yeşillerini kıstı. Bunu yapınca ne kadar tapılası bir güzelliğe büründüğünü bilse kesinlikle inanamazdı. Bir saniyeliğine güzelliğinin aklımı başımdan almasına izin verip tekrar ona olan öfkeme odaklandım.
"Gideceğimi söylemedim" dedi minik yumruklarını sıkarak "Ama gidecek olsaydım da senden izin alacak değilim!"
O an sırıtmak istesem de dudaklarımı birbirine bastırıp kendime mani oldum. O minik yumruğun yüzümde patlama olasılığı fazlasıyla yüksekti ve ben onun elinin ne kadar ağır olduğunu geçmişte çok iyi tecrübe etmiştim. Ateş saçan yeşillerine gözlerimi dikerek öne doğru yüzlerimiz arasında santimler kalana kadar eğildim.
"Ben istemeden dışarıya adımını dahi atamazsın küçüğüm!"
Elini kaldırıp işaret parmağıyla göğsüme vurup tane tane konuşmaya başlayınca sinirle büzülen dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tuttum. Tanrım, bu kız benim aklımı başımdan alıyordu. Daha önce hiçbir kadına böylesi bir çekim hissetmemiştim.
"Ben senin küçüğün falan değilim. Onlara haber verecek bir yol bulurum. Benim için geleceklerine eminim. Şimdi Sayın Sword prensi lord Zake yolumu açar mısınız?"
Göğsümdeki elini tutup şaşkınlık ve kafa karışıklığıyla açılan yeşillerinden gözlerimi ayırmadan avucuna uzun bir öpücük kondurdum.
"Bana açılan tüm yollar sana sonuna kadar açık bebeğim. Ama benden uzağa gitmene izin veremem. O soy çok karmaşık,"
Birden aklı başına yeni gelmiş gibi silkinerek kollarımdan kurtulunca sözlerim yarım kaldı.
"Beni kararımdan döndüremezsin kimse döndüremez! Ablamı kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağım. Ve onlara ihtiyacım var."
Alex' e dönüp sözlerine ona bakarak devam etti. Babasını bilerek görmezden geldiği gözümden kaçmamıştı.
"Onu kurtarmak için kalabalık bir orduya ihtiyacımız var. Şunun şurasında kızıl dolunaya ne kadar zaman kaldı ki? Elimizde hali hazırda güçlü ve kalabalık bir ordu var. Senin insan ordundan daha çevik ve tecrübeliler. Neden onu kullanmayalım?"
"Zümran soyu senin düşündüğün kadar basit bir soy değil kızım."
Sorusu her ne kadar Serklin tarafından yanıtlansa da Mar dönüp ona bakmadı.
"Ne kadar karmaşık olabilir ki?"
"Sen bir melezsin. Seni o kadar kolay kabul edeceklerini sanmıyorum. Üstelik Ang ile aranda kan bağı var ve Ang senden büyük. Yani onunda tahtta hakkı var. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekten Gelen
Fantasy21. yy'da sakin bir hayat yaşayan Ang binlerce yıllık efsunlu bir tılsımın başına bu kadar bela açacağını hiç düşünmemişti. Tılsıma temas ettiği an sonsuz bir alevin içine yerleşerek onu zamanda binlerce yıl geriye savurmasıyla kendini, nefesini kes...