10 - İstanbul Dönüşü

2.3K 118 53
                                    

Sadece iki saat uyumuştum, alarmın sesine uyandım. Başım deli gibi zonkluyordu. Zombi gibi hissediyordum. Ayağa kalkıp lavaboya ilerledim, aynaya baktığımda iç çektim. Şirazem kaymıştı resmen.. kendime gelmek için elimi yüzümü yıkamak yerine duşa girdim.

Güzel bir duş alıp en sevdiğin eşofman takımını giydim. Eşyalarımı toplayıp Kerem'i uyandırmak için kapısını tıklatacaktım, kapı birden açıldı. Kerem karşımda belirdi. Çoktan uyanıp hazırlanmıştı.

Kerem: Ben de seni uyandırmaya geliyordum..

Gülümsedim, içeriye doğru adım atıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum aniden. Öpücük kondurduğum an geri çekildim, birden öylece kalmıştı. Kapatmış olduğu gözlerini açtı, doğrudan bana bakıyordu; İçi gidiyormuş gibi..

Sessizce fısıldadı;

Kerem: Yapma..

Kerem: Kalbim dayanmıyor..

Elimi alıp kalbinin tam üstüne yerleştirdi, kalbi öylesine hızlı atıyordu ki. Başını eğip bana olan bakışından bile anlaşılırdı sevdiği. Kalbim sızladı sanki, hemen boynuna sarıldım. O an fark ettim onu ne kadar sevdiğimi. Dudağım ve burnum boynuna değiyordu. Belimi sarıp başını başıma yaslayarak öylece durdu. Kısa süre sonra boğazını temizledi.

Kerem: Geç kalacağız..

Hemen ondan ayrıldım, valizimi alacakken ona el koydu. Asansöre doğru ilerlerken peşinden gittim. Asansöre bindik, birbirimize bakıp gülümüyorduk. Aşağıya indiğimizde kapılar açılmıştı, birbirimize bakmaya devam ederken ne oluyor dercesine bize bakıp Kerem'in önünde el sallayan Yunus'u fark ettik.

Yunus: Hoop uşağuum, orada mısın?

Hızla göz kırpıştırarak önüme döndüm. Kerem neye uğradığını şaşırıp Yunus'a baktı. Asansörden çıktılar. Barış ile selamlaştım, valizimi aldı ve sohbet ederek otobüse ilerledik. Arkamızdan gelen Yunus ve Kerem'in konuşmasını dinlemek için yavaş ilerliyordum.

Yunus: Siz hayırdır?

Kerem: Ne, hayırdır, -biz?

Yunus: Kerem. Kıvırma lafı.

Yunus: Gece ne oldu, kayboldunuz ortalıktan?

Kerem: Çok güzel şeyler oldu, bunu bil yeter.

Yunus birden ciddiyetle Kerem'i kendisine çevirdi, kaşlarını çatmış suratı sinirli bir hâl almıştı.

Yunus: Ne gibi şeyler?

Kerem göz devirip yuh çekti.

Kerem: Saçmalama oğlum..

Kerem: Anlatırım, bir dönelim de İstanbul'a.

Kerem: Bende toplanırız, hepinizle konuşacağız.

Yunus rahatlamış bir şekilde önüne döndü, arkamızdan ilerlemeye devam ettiler. Yunus birden koşarak kolunu boynuma sardı, eğilmek zorunda kaldım. Saçlarımı karıştırdı.

Alara: Of abi! Ne yapıyorsun ya! Zaten nemli nasıl düzelteceğim şimdi!

Yunus gıcık gıcık güldü, tekrar saçlarımı karıştırdı.

Yunus: Ne oldu kime beğendireceksin kendini, süslü prenses.

Alara: Yuh abi Allah'tan kork ya. Hem, herkes beni her halimle beğeniyor. Ben kendim için şey yapıyorum.

Bunları söylerken sırıtıp saçımı geriye atıyordum. Kerem yavaştan yanımıza yaklaştı.

Kerem: Herkes, kimler bu delikanlılar? Tanışmak isterim, abisinin gülü.

Galatasaray Ve Dahası • Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin