Hep birlikte oturuyorduk yine. Kerem, Yunus, Barış, Altay, Mert Hakan, İrfan, Arda.
Anlamsız bir şekilde kimse konuşmuyor, halı desenlerini inceliyordu. Birden patladım, nefesimi duyulacak bir şekilde vererek yerimden doğruldum.
"Yüzünüzden düşen bin parça, bir şey de olmadı ki! Kalkın oyun oynayacağız." Arda ellerini dizlerine koyup derin bir nefes alarak yavaşça doğrulmuştu.
"Oh sonunda ya.. birisi şunu demeseydi olmayan aşk acımı çekmeye başlayacaktım.." Arda'ya gülümseyip göz kırptım.
"Ne yapacağız ki?" Diyen Yunus'a bakıp kısa bir süre düşünerek bakışlarımı diğerlerine çevirdim.
"İtiraf? Herkes karşısındaki kişiye bir şey itiraf etsin. Kura çeke çeke devam edelim oyuna?" Kerem ve Altay birbirlerine bakarken diğerleri fikri beğenmişti.
Onları da ikna ettikten sonra masayı hazırladım, bir kasenin içine hepimizin ismi olan beşer kağıt koymuştum.
"Önce kim çekiyor?" Barış'a baktım. "Sen çek kıvırcık." Diğerleri ses etmezken Barış elini kaseye daldırdı, etrafına bakıyordu "Ben çekeyim.." Barış eline geçen kağıdı aldı. "Mert Hakan."
Hepimiz sandalyelere oturduk, Barış'ı pür dikkat dinliyorduk. "Ya reis.. ben senin sinirli haline aşırı gülüyorum. Diğerlerine yaptığını bana yapsan gerilmem, kahkaha atarım sahada vallahi.." Barışın dediği şeye gülmeye başlamıştık.
"Olabilir kardeşim, öyledir ama çıkma sahada karşıma" Mert Hakanın 32 diş sırıtarak söylediği şeye gülmeye devam ettik.
Mert, elini kaseye daldırıp eline geçen ilk kağıdı kaldırıp okudu. Arda çıkmıştı, Arda'nın yüzüne gülerek bakarken Arda nedensiz gerilmişti.
"Bunu söylesem mi bilmiyorum ama.. ben ilk başta seni Alara ile çok yakıştırıyordum be oğlum. İkiniz de Türkiye'nin genç, yetenekli futbolcularısınız. Boyu boyuna, huyu huyuna gibisinden.." Arda, Mertin söylediği şeye kızarıp başını yere eğerken ben sadece Altay ve Kerem'in bakışlarıyla ilgilendim.
Altay bozulmuştu, umursamaz görünmek için parmaklarıyla uğraşmaya başladı.
Kerem dudaklarını birbirine bastırıp geriye yaslandı.
"Saygı duyarım.." dedi kısık sesle Arda. Onun bu halleri fazla komiğime gidiyordu, çok tatlı oluyordu utanınca. Ona gülümsediğimde utançla yüzünü çevirdi.
Pek de üstüne gidip onu germek istemediğimden, önüme döndüm.
Arda kağıt çekti, kağıtta kendi ismini görünce "Ben çıktım kendime..?" dedi çaresizce.
"Ee.. tekrar çeksene Ardacım" Arda, Barışa baktı. Bunu mantıklı bulmuş olmalı ki, tekrar kağıt çekti.
"Yunus abi." Yunus Arda'ya gülümseyerek bakarken Arda düşünmeye başlamıştı.
"Başlarda seni çok ciddi birisi sanıyordum tırsıyordum biraz, hiiç öyle değilmişsin." Yunus gülerken biz de ona eşlik ettik.
Ne Kerem, ne Altay.. ağzını bile açmamışlardı hiç. İkisi de agresifti biraz..
"Her delikanlının bir duruşu vardır Ardam, bakma sert göründüğüme pamuk gibiyimdir ben." Başımı salladım, "Tabii Ardası, pamuk gibidir. O kadar yumuşaktır ki.. vurduğunda elin acımaz bile." Gözlerimi kısarak ima ettiğim şeyi anlayınca geriye yaslanıp önüne dönmüştü.
Arda sırıtırken Yunus elini kağıtların içine daldırmıştı oyalanmaya bayılıyordu bu çocuk.
"Yunus, hadisene ya!" Yunus gözlerini fal taşı gibi açıp bana döndü, "Neee hadise mii?" beklemediğimiz bu tepki bizi oldukça güldürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galatasaray Ve Dahası • Kerem Aktürkoğlu
FanfictionAlara Sezen, oyuncusu olduğu Galatasaray'ın profesyonel erkek takımı ile bir antrenman yapar. Bu antrenman, Alara'yı oyuncular ile yakınlaştırır. "Mutlu sonsuz.." - Kerem Aktürkoğlu & Alara Aktürkoğlu Tamamlandı ✓