🏆 Wattpad Romence TR'de "Yetişkinliğe Adım Atanlar" Listesinde 🏆
"Ölüler Mezarlığı'nda ruhlar bile ölüdür, yaşayan hiçbir ruh buraya uğramaz."
Ölüler Mezarlığı çokça anı, çokça ölüm demekti...
Geçmişte yaşanan kötü anlar insanın zihninde yer ede...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Onur İlhan'ın Anlatımıyla)
Ilgın'ın içeriden sesinin kesildiğini duyduğumda yüzümden terler fışkırırcasına oturduğum sandalyede burnumdan solumaya devam ettim. İlker'in televizyonu açtığı ekrandan Ilgın'a neler çektirdiğini izlemedim çünkü odadan bizzat gelen bağırma ve ağlama seslerini duydukça ben daha kötü oldum.
Kendi çabalarımda sandalyenin arkasında iple bağlı olan bileklerimi birbirine sürterek kurtulmaya çalıştım. Bir yandan da öfkeli bakışlarımla odanın içine bakıyordum. Televizyonun ekranından fark ettiğim kadarıyla İlker, Ilgın'ı bıçakladığı omzundan öpüyordu. İğrenç herif!
Buradan bir an önce kurtulup Ilgın'ı evden çıkarmam gerekiyordu. Etrafa bakınıp kesici alet aradım ama burası tam tamına boş bir ev olduğu için bir çivi dahi bulamadım, olduğum odada eski bir televizyon, bir çekyat koltuk ve oturmuş olduğum tahta sandalye vardı. Karşımdaki odada ise Ilgın'la İlker kalıyordu. Kolumun acısına dayanıyordum sadece gerinirken sızlıyordu.
İlker içeriden, "Onur!" diye seslendi alaycı tavırla. "Yalnız bunu nereden bulduysan yaş aldıkça çok taş bir hatun olmuş."
Burnumdan soluyup öfkeli gözlerle televizyon ekranına baktım. Ilgın baygındı, İlker ise bu andan fırsat biçip kıza tecavüz etmeye devam ediyordu, ben de asıl buna deli oluyordum!
Şu an elimden hiçbir şey gelmiyordu!
Aklını çalıştır Onur, illa bir şey bulursun.
Bileklerimi birbirine daha sert sürterken ellerim terledi. Dişlerimi sıkıp yüzümü buruşturdum, kolumun sızısıyla inledim. Ellerim yanlışlıkla sandalyenin keskin bir yere çarptı. Bileğimdeki ipi oraya birkaç saniye boyunca sürttüm, ipler bileğimde gevşediği sırada ellerimi rahatça kontrol edebilme yetimi kazandım. Ağzımdaki bantı çözüp yere attıktan sonra ayak bileklerimdeki kalın ipi de çözdüm. Sandalyeden ayağa kalkıp yaralı kolumu elimle kapatarak korudum, sağlam kolumla kapıyı kırmaya hazırlandım. Yerimden koşarak hareket edip kapıya yüklendiğimde kapı yerinde sarsıldı, ikinci vuruşumda kapı tamamen geriye doğru açıldığında İlker'i Ilgın'ın üstünde gördüm. Hızlıca ona doğru koşup belinden silahını o beni yakalamadan çekip elime aldım. Kafasına namlunun ucunu dayayıp, "Ilgın'ın üstünden in," dedim sertçe.
