"Kime, nasıl bir kötülük yaptın da kollarıma düştün?"
Büyük Cadı Avı'nda yakalanan Larina; ailesiyle birlikte yanmak üzereyken kendini yabancı bir evrende, bir yabancının kollarında bulur.
Kollarına düştüğü yabancı; yıkılmış Artevi Krallığının saklı...
"Ben seni kollarıma almayı alışkanlık hâline getirdim bile."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Konuşmamalıydım.
Ne kadar sinirlensem de susmam gerekiyordu. Annemin konuşmamamı söylemesinin sebebi birilerinin hakkımda bir şeyler öğrenmelerini istememesinden kaynaklanıyor olabilirdi ama kesin değildi. Dirusa konuştuğumu bildiği için öfkemin beni yönlendirmesine izin vermiştim, yapmamalıydım.
Fakat kendimi daha fazla reddedememiştim. Burada beni tehdit edip duruyorlar ve ses çıkarmadığım için işkencelerden bahsediyorlardı. Onlar beni böyle aşağılarken sessiz kalamazdım. Zaten yaşadıklarımla baş edemiyordum. Uğraşmıştım, ağzımı açmamaya çalışmıştım ama bir yere kadar dayanabilmiştim. Sessiz kalmam mümkün değildi. Annem beni tanıyordu. Sessiz kalamayacağımı tahmin etmiş olmalıydı.
Sözünü sonuna kadar dinlemeye çalışacağımı ama bir yerde pes edeceğimi de tahmin etmiş olmalıydı. Bana neden arkadaşıyla ilgili daha fazla şey söylememişti? Bulduğumda arkadaşı olduğunu anlayacaktım da onu nasıl bulacaktım?
Ben artık ne kadar süre daha ayakta kalabileceğimi bilmiyordum. Gücüm tükeniyordu.
Bu dar, izbe sokakta bir kez daha ıslak elbisemle yürürken yine nereye gideceğimi bilmiyor, Dirusa'ya söylediklerimin ne kadar detaylı olduğunu düşünerek düştüğüm umutsuzluk çukurunda oyalanmaya çalışıyordum. Kendimle ilgili bir şey söylememiştim ama Meliv'le ilgili yalan söylemiştim. Onu tanıdığım doğruydu. Beni sevdiğine de inanıyordum ama gerisi? Yok benim için birinin kaburgalarını parçalayıp kalbini ayaklarımın önüne atmış da yok istersem aynısını yaptırabilirdim de... Bunlar uydurmaydı. O an beni tehdit ettiği gibi onu tehdit etmek istemiş ve ağzını gerçekten kapalı tutacağından emin olmayı amaçlamıştım ama bunlara asla inanmamışsa ne olacaktı?
Direniş'te olduğumu bile ima etmiştim. Direniş neydi? Agnal'ın yaşlı adamın kral ve kraliçe şerefine bana bir şey vermesine nasıl tepki verdiğini hatırladım. Birileri krallığa karşı olmalıydı. Direniş krallığı düşürmek isteyen tarafsa Agnal'ın o anki iğrenmesi mantıklıydı. Anladığım kadarıyla Direniş'e girmek öyle kolay değildi. Sadece kral ve kraliçeye karşı olmak yeterli değildi. Dirusa kardeşiyle girmek istemiş ama başarılı olmamıştı.
Meliv'in Direniş'le bir bağlantısı vardı. Meliv'in Direniş'le olan bağlantısı As'la ilgiliydi. Dolaylı yoldan As'la alakalı bir şeyler de söylemiştim. As'ı gördüğümü direkt söylememiştim ama öyle anlamasına sebep olmuştum.
"Bir gün konuşmanın bir yolunu bulursan ya da bunu zaten yapabiliyorsan yanımdayken gördüklerini aklından çıkar. Bununla ilgili bir şeyler duyarsam seni bulurum. Bulurum ve bu sefer kolay kolay bırakmam."
