Merhabalar,
Bu bölüm hikâyenin ilk kısmının son bölümü, bu sebeple bölüm sonunda yaptığım açıklamayı okumayı unutmayın♡
Keyifli okumalar!
"Çok aradım ama kollarımda bulamadım seni."
As Valor Jarlan'ın aklında her zaman bir şeyler olurdu.Zihni uyurken bile hareketliydi. Uğraşacak çok şeyi vardı; aralıksız, durmaksızın düşünmek onu rahatlatıyordu. Fevri hareketler, korkusuzca atılan adımlar ona göre değildi. Korkusuzdu, güçlüydü ama her hâlükârda gücüne güvenecek kadar aptal değildi. Planlıydı, sabırlıydı, beklerdi. Hiçbir şeyin çarçabuk, o kavrayamadan gerçekleşmesini istemezdi. Bu her ne olursa olsun... Önce düşünür, sonra hareket ederdi. Hızlı hareket etmek zorunda olduğundan çok düşünürdü. Sürekli düşünürdü.
Yine düşünüyordu fakat uzun zamandır düşündüğü bu şey, önceden düşündüklerine benzemiyordu. Daha önce onu bu kadar çileden çıkaran bir şey düşünmemişti.
Böylesine altüst eden, böylesine dikkat çekici, böylesine kışkırtıcı, böylesine sevimli...
Larina'ya hazırlıksız yakalanmıştı, her zaman hazırlıksız yakalanıyordu. Kollarına düşüşünden sonra ne kadar düşünürse düşünsün sonrası için bir anlam ifade etmiyordu. Yaramaz, tahmin edilemez leydisi onu şaşırtmayı başarıyordu.
Kızıl güzelliğinin gözlerinin içine baktığında en derindeki düşüncelerine kadar ulaşabilirdi. İlk anda beri bu böyleydi ama işte, buna rağmen hazırlıksızdı. Onu kollarına aldığında hissettiklerine alışıyordu, Larina bunu anlamışçasına bir kurnazlık ve saflıkla kollarından uzaklaşırken omuzuna tutunuyor ya da yüzünü göğsüne bastırarak tatlı tatlı utanıyordu. As Valor ona sataştığında kollarında olmasına, yardımına muhtaç olmasına, onsuz bir adım öteye gidemeyecek olmasına rağmen dik dik bakma cesaretini gösterebiliyordu. İnatçı, dikbaşlı, savaşçıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM VE SİS
Fantasía"Kime, nasıl bir kötülük yaptın da kollarıma düştün?" Büyük Cadı Avı'nda yakalanan Larina; ailesiyle birlikte yanmak üzereyken kendini yabancı bir evrende, bir yabancının kollarında bulur. Kollarına düştüğü yabancı; yıkılmış Artevi Krallığının saklı...