14. BÖLÜM: BAĞ

18.6K 2K 1.1K
                                    

umutlena benim, bunu biliyorsunuz değil mi? Tılsım ve Sis dışında profilimde 4 hikâye daha var. Kaptan'ı, Baterist'i, Boy Hırsızı'nı ve Sürgün Mavisi'ni de ben yazdım.

Kimin yazdığına dikkat etmeden okuyanlardan hesabıma baktıktan sonra mesajlar alıyorum. Eski hikâyelerimi önceden okuduğunuzu geç fark ediyorsunuz. Hikâyelerimde hiç kendimden bahsetmediğimden böyle söylemek istedim♡

 Hikâyelerimde hiç kendimden bahsetmediğimden böyle söylemek istedim♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sana ölümümü göstereceğim."

Göğsümün ortasından bir ip gibi uzanan mor ışık onun göğsüne kadar ulaşmış, gövdesinden içeri girmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Göğsümün ortasından bir ip gibi uzanan mor ışık onun göğsüne kadar ulaşmış, gövdesinden içeri girmişti. Parlaklığı çok değildi, hareketliydi, ipek bir kumaş misali odanın içerisinde havada süzülüyordu.

Elimi yavaşça göğsüme götürdüm, onu tutmaya çalıştım. Elim karıncalandı ama dokunduğumu hissedemedim. Avucumu açıp parmağımla dokunmayı denedim, parmağım içinden geçti. Bir yanılsamadan ibaretti. Karnımda duran sincap göğsüme tırmanıp benimle birlikte ışığa dokunmaya çalıştı. Kocaman gözlerini daha fazla büyütüp "Anne şuna bak!" diye heyecanla konuşarak sessizliği bozdu. "Çok güzel, ben de istiyorum. Bana da yapabilir miyiz?"

Cadı sincabı üstümden alarak göğsüne sakladı. "Sana daha güzellerini yaparız bebeğim." dediğinde sincap mutlu mutlu annesinin boynuna yasladı minik kafasını.

Bunun beni yeterince şaşırtmamasına şaşırdım.

Burnuma hâlâ cadının göğsüme ve boynuma sürdüğü şeyin kötü kokusu geldiğinden başım ağrıyordu. Yaşadıklarımın anlamsızlığıyla birleşince kaşlarımı çatmaktan alıkoyamadım kendimi. Yumruk yaptığım elimde kanımı gizlemeye devam ederek sandalyede doğruldum ve bakışlarımı As'a çevirdim. "Bu ne demek oluyor?" diye sordum. Simsiyah gözleri ışıkta değil, yüzümdeydi. Benden biraz uzakta ayakta dikiliyordu. Kıyafetlerini değiştirmemişti; gömleğinin bir kısmının ıslaklığı belli oluyordu, pantolonunun rengi koyulaşmıştı. Saçları onunla karşılaştığım ilk andan daha uzundu, hâlâ çok kısaydı ama kıvırcık olduğundan emin olacağım kadar uzamıştı.

TILSIM VE SİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin