"Gel bakalım, gel. Jarlan'ın Kızılı."
Buraya geldiğimden beri çok fazla rüya görüyordum.
Sanki bir an gelecek ve kendi dünyamı, kendimi unutacaktım. Zihnim bunun olmasını yavaşlatmaya çalışıyor, anılarımı bana birer rüya olarak hatırlatıyordu. Rüyalar bu evrenin uğursuzluğundan etkilendiğinde rüya olmaktan çıkıp kâbusum olmaya başlıyordu.
Yine bir anımı bana hatırlatan bir rüyaydı. Onu gördüm; adını hatırlamak istemediğim, varlığını tamamen yok saydığım kişiyi. Sevgilimi...
Roy'u beni ilk defa öptüğü yerle birlikte hatırladım. Zihnim onu bile isteye unutmaya çalıştığımı anlamamış, uzun zamandır onu düşünmediğimi fark edip beni yanındayken en çok heyecanlandığım ana götürmüştü.
Evimin yakınındaki ormandaydık. Sırtımı ağacın pürüzlü yüzeyine yaslamıştım; elbiseme rağmen sırtıma batan, ağacın kavuğundan ayrılan diken gibi parçaları hissediyordum ama bunu hiç umursamıyordum. Roy bir elini başımın yanından ağaca koymuş, üzerime eğilmişti. Açık bıraktığı gömleğinin ardından görünen karnındaki kaslar bu hareketiyle birlikte kasılmıştı ama gözlerimi oraya, beyaz tenine çeviremiyordum. Masmavi gözlerinde hayran bir ifadeyle bana bakıyor ve gözlerinden başka bir yere bakmamı engelliyordu. Diğer eli kızıl saçlarıma sataşıyordu.
Onu sevmiş miydim bilmiyordum ama beni heyecanlandırıyordu. Beni her zaman heyecanlandırmıştı. Bu yirmi üç yaşına kadar hiçbir erkeğin ilgisini çekmediğimden olabilirdi. Deliliğim kimsenin hoşuna gitmezdi. Onlar zapt edebileceği bir kadın isterlerdi; seçtikleri kadın evini temizleyecek, çocuklarına bakacaktı. Güzel yemekler pişirecek, söküklerini dikecek, kırlarda çiçek toplayacak, çiçek gibi kokacak ve eve geldiğinde etrafında pervane olacak. Bu yüzden benden uzak dururlardı, onlara itaat etmeyeceğimi bilirlerdi.
Roy bana yaklaşan ilk erkekti. Başta benimle dalga geçtiğini düşünmüş ve onu terslemiştim ama benimle uğraşmaya devam etmişti. Sonunda onun bana kur yaptığını kabullenmiş, hakkında iyi şeyler düşünmeye başlamıştım.
"Seni öpmek istiyorum." demişti o gün. "Buna izin verir misin?" Benden izin istemesine bayılmıştım. Bir de birini öpmenin nasıl hissettirdiğini öğrenmek için fazlasıyla hevesliydim. İzin vermiştim.
Dudakları dudaklarımı bulduğunda yaşadığım heyecanı daha önce hiç yaşamamıştım. Ellerim gömleğine asılmış, birkaç saniye süren öpücüğüne kendimi kaptırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM VE SİS
Fantasy"Kime, nasıl bir kötülük yaptın da kollarıma düştün?" Büyük Cadı Avı'nda yakalanan Larina; ailesiyle birlikte yanmak üzereyken kendini yabancı bir evrende, bir yabancının kollarında bulur. Kollarına düştüğü yabancı; yıkılmış Artevi Krallığının saklı...