19. BÖLÜM: YİRMİ SEKİZ

16.8K 1.6K 1.5K
                                    

Merhabalar bebeklerim, biz geldik.♡

"Göz bebeğimi kendim için yaşattım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Göz bebeğimi kendim için yaşattım."

Elinde tuttuğu davetiyeyi okurken etrafa yayılan simsiyah dumanları sokağın sisiyle karışıp ölü bedenlerin üstünü toprak gibi örttü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elinde tuttuğu davetiyeyi okurken etrafa yayılan simsiyah dumanları sokağın sisiyle karışıp ölü bedenlerin üstünü toprak gibi örttü. Onları gizliyordu, vahşeti saklıyordu.

Kendi apaçık ortadaydı. Yüzünün tamamını görmüyordum ama onu daha önce hiç böyle görmediğimden emindim.

As parçalara ayrılıyordu.

Davetiyeyi buruşturup yumruk yaptığı elini aşağı indirdiğinde beden çizgisi silikleşti. Gözlerini sımsıkı yumdu, yüzü acıyla gerildi, dönüşümünü engellerken canı yanıyordu. Diğer her şey gibi bu da canını yakıyordu.

Onu izlemek de bana acı veriyordu.

As ölümü çağrıştırıyordu. Gücü, ölümü getiriyordu ama etrafını saran bedenlerin hiçbirinin etrafını sarmamıştı. Bunu gücüyle yapmamıştı, davetiyeyi aldığı için eline bulaşan kanı akıtan o değildi fakat sebebi olduğunu düşünüyordu.

"As..." Adını söylemek için dudaklarımı araladığımda ağzıma kan tadı geldi. Yediğim her şeyi çıkarmam için hareketlenen midemi sıkıştırarak öne doğru büküldüm. Elim gayriihtiyari karnıma gitti. Vivi'nin koparılmış başını tutan elimdi. Kafası karnımla temas ettiğinde korsenin kalın, sert kumaşına rağmen onu hissettim. Bütün vücudum kuvvetli bir darbe almışım gibi sarsıldı. Dizlerimin bağı çözüldü, ayaklarım titredi.

Bu sokakta ruhu sökülmüş bedenlerden ondan başka kimseyi tanımıyordum. Bir oyuncaktı, cadı tarafından canlandırılmıştı, ruhu var mıydı bilmiyordum ama canlıydı. Öldürülmüştü, ruhu yoksa ve bedeninden sökülmemişse bile bedeni parçalara ayrılmıştı. Başını elimde tutuyordum. Atamıyordum, bulduğum yere bırakamıyordum, bununla ne yapacağımı bilmiyordum ama parmaklarım başının çevresinde kıvrılmış, ayrılmıyordu. Parlak, saflıkla dolu tatlı gözlerinin olması gereken boşluklara baktım. Onu annesine, Rozalin'e mi vermeliydim? Onu gömmeli miydim? Ne yapacaktım?

TILSIM VE SİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin