"Kime, nasıl bir kötülük yaptın da kollarıma düştün?"
Büyük Cadı Avı'nda yakalanan Larina; ailesiyle birlikte yanmak üzereyken kendini yabancı bir evrende, bir yabancının kollarında bulur.
Kollarına düştüğü yabancı; yıkılmış Artevi Krallığının saklı...
Oylar ve yorumlar düştüğünde moralim çok bozuluyor, o yüzden bölümleri okuduğunuz sırada uygunsanız yorum yapmayı, bölümden çıkmadan önce oy vermeyi unutmayın lütfen. Bölüm aralıklarını önce derslerim; sonra da sizin yorumlarınız, ilginiz belirliyor.♡
Keyifli okumalar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Beni duvara çarpmanı gözyaşlarına tercih ederim deli kızıl."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ateşten dudaklar kıpırdadı, kulağımı eriten sıcak sesini duydum: "Andre yaşıyor."
Ona anlamsızca baktım.
Karşımda dikilen, alevlerle sarılmış bu bedenin söylediği kelimeler başta hiçbir anlam ifade etmedi. Acı öyle sertçe çarpıp devirmişti ki beni; birkaç kelimeye tutunamayacak, elimi onlara uzatamayacak kadar güçsüz düşmüştüm.
As beni kollarımın altından kavrayıp ayağa kaldırarak arkasına aldığında gölgeler köşelerine çekildi. Ellerimin üstünde duran, ellerimi bileklerimdenkoparmasınıemredeceğim gölgeden kılıç da gitmişti. Onların gitmesini isteyen ben miydim bilmiyordum ama onlara bunu, bu karmaşayı yapmalarını ben emretmiştim. Hüsranım, burayı mahvetmişti.
Dizlerimin üstüne çöktüğümde gölgeler dört bir yana yayılmıştı. Yayıldıklarında eşyaların içlerinden geçmemiş, onlara çarpıp devirmişlerdi. Koltuklar, masa, sandalyeler devrilmiş, bazıları ortadan ikiye ayrılmıştı. Merdivenler parçalanmıştı, tırabzan aşağı düşmüştü. Dış kapı da yerdeydi, yerinden çıkmıştı. Mutfakla oturma odasını ayıran duvarın ortasında kocaman bir delik vardı. Duvarın asılı kalan, kopmayan parçalarının arasından mutfağı görebiliyordum. Orada kırılan şeyler vardı. Dolapların camları patlamıştı.
Yeirs onu fırlattığım içki dolabının kalıntılarının arasında kanlar içindeydi. Gömleğini sırılsıklam eden sadece kanı değildi, içkiler üstüne dökülmüştü. Gölgeler etrafa yayıldığında Rozalin'i zarar görmemesi için kollarına almış olmalıydı, Rozalin hâlâ kollarının arasındaydı. Ağlıyordu, korkmuştu.
