Merhaba,
Medyaya eklediğim çizimi gördünüz mü? Bu çizim önceki bölümlerdekinin aksine yapay zekâyla çizilmedi, limmerenceeeeeeee çizdi. As'ın Larina'nın kulağını tutarak uyuduğu sahneyi çizmiş, o kadar güzel ki çizimi attığından beri binlerce kez baktım hatta telefonumun duvar kağıdı şu anda🥺
Geçen gün biriniz daha bana Instagram'dan ulaşıp çizim yapmak istediğini söylemişti. Hikâyemize özel bir şeyler çizmeniz beni çok mutlu ediyor. Çizimlerinizi bana atarsanız seve seve bölümlere eklerim🤍
"Söyle bana Güzel Tılsım'ım, etrafını sarmamı ister misin?"
Konuşurken aklımda olan tek düşünce yaralanmasını engellemekti. Bu düşüncenin ne kadar anlamsız olduğunu, onun kurtarılmaya ihtiyacı olmayacak kadar güçlü olduğunu bir yığın savaşçıyı saniyeler içinde yok etmesini izlerken idrak etmiştim.
İlk defa As'ın adını söylemiştim ve bunu As'a söylemiştim. Telaşla, bir anda olmuştu. Geldiğinde ona karşı gardımı indirmiş, beni koruyacağına olan inancım yüzünden çırılçıplak kalmıştım. Tüm savunmasızlığımla ortada dururken As'ın etrafımı sarmasını beklemiştim. Yok etmek için değil, korumak için etrafımı sarmasını.
Ne kadar da aptaldım.
Sis etrafını sardığı insanı korumuyor, yok ediyordu. Onu donduruyor, binlerce parçaya ayırıyor ve ondan geriye hiçbir şey bırakmıyordu. Bir şeyin etrafını sardığındaysa onu toz hâline getiriyordu. Karşı konulamaz, engellenemez bir biçimde zarar veriyordu. Zarar telafi edilemez, geriye döndürelemez, iyileştirilemezdi.
Bu bir lanetse şayet As'ın laneti değildi, ona hiçbir şey yapmıyordu. Lanet insanlığın geri kalanını etkiliyordu. Bu bir lanet değil de As'ın benliğinin bir parçasıysa şayet As bu dünyaya korumak için değil, yok etmek için gelmişti. Varlığı, diğerlerinin yokluğu demekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TILSIM VE SİS
Fantasy"Kime, nasıl bir kötülük yaptın da kollarıma düştün?" Büyük Cadı Avı'nda yakalanan Larina; ailesiyle birlikte yanmak üzereyken kendini yabancı bir evrende, bir yabancının kollarında bulur. Kollarına düştüğü yabancı; yıkılmış Artevi Krallığının saklı...