Olaylı Geçen Davet Gecesi

31 6 1
                                    

Karan

''Yandığın için mutlu musun sevgilim?'' Anlamsız bir heyecan içinde nefes nefese kalmış bir şekilde Defnenin yüzüne baktım. Az önce beni öptüğünü belli eden dudakları ıslaklıkla parıldarken gözlerinde sinsi bir ışıltı vardı. Öpmek demişken, doğru ya Defne sahiden de az önce beni öpmüştü. Demin yaşanılanların şokunu hala atlatamamışken onun gözleri önünde dudağıma dokunmamak için kendimi zor tuttum ve bunun yerine şaşkınlık içerisinde gözlerine baktım. 

O gözlerde eğer utanca dair bir kırıntı bulabilseydim durumumuzu eşitlerdim ama tek mahcup olan benmişim gibi hissediyordum. Utanç içinde yaşamaya daha fazla dayanamayacağım için bakışlarımı onun beklenti içinde bana bakan mavilerinden kol saatime çevirdim. O da bu halime gülüp yanımdan geçerek az önce içinden çıktığı odaya doğru ilerledi. Aslında merak ettiğim şey saatin kaç olduğu değildi. Defnenin sinir bozucu bakışlarını üzerimde hissetmek tuhafıma gidiyordu. 

Kafamı kol saatinden ayırdığımda karşımda duran büyük dikdörtgen aynayla göz göze geldim. İfadem çok şapşalca duruyordu bir erkek olmama rağmen ilk defa hissettiğim duyguların bu şekilde etrafa yansıması bir an için sinirimi bozduğunda aynaya bakarak gülmeye başladım. Defne, gerçekten sinirlerimi bozuyorsun! Dediğini yaptın düşünce dünyamı alt üst ettin gerçekten. Ama bunu tabii ki sana belli etmeye niyetim yok. Madem bir savaş başlattın bana da kendi usulümle karşılık vermek düşer. Bunu sen istedin Defne.

Düşüncelerimden arınıp aynayla yüz yüze geldiğimde bu sefer şapşal değil kendinden emin görünüyordum yapacağım şeyler aklıma geldiğinde o kendinden emin duruşa bir şey daha eklendi şeytani gülümseme. Dudağımın kenarları hafifçe yukarı kıvrılırken duruşumu bozmadan gülümseyerek yürümeye başladım, intikamım fena olacaktı. Bu niyetle onun olduğu odaya doğru ilerleyip tam bir şey demek için ağzımı açacakken hala arayan kişi her kimse telefonda onunla konuşmaya devam ettiğini gördüm.

Olduğu yerde ya volta atıyor ya da ayağa kalkıp dolap aynasına doğru ilerliyor kısaca biriyle konuşurken olduğu yerde sabit duramıyordu. Karşı taraf her ne diyorsa bir süre önünde ki aynaya boş bakışlar atıp sanki izlendiğini hissediyormuş gibi kaşlarını çattı ve benim az önce olduğum yere doğru baktı. Çünkü anlamıştım kaşlarını çatmasından, bu tarafa doğru bakabileceğini. ''Allah Allah, yanlış gördüm sanırım neys... ha yok bir şey sana demiyorum! Sesli düşündüm pardon.'' Kapının arkasına saklanırken onun bu şaşkın hallerine gülmeden edemedim. 

Kurnaz olduğu kadar saftirikti bu kız. Acaba arayan kimdi de konuşması bu kadar uzun sürüyordu? Kim onu bu denli alıkoyuyordu benden? Keşke aradığı kişinin ismiyle hitap etse de anlasam kimle konuştuğunu? Bir kaç dakika daha arayan kişiyle bu şekilde konuştu ve sonrasında aralarında komik bir konuşma geçiyor olmalı ki güldü ve aramayı sonlandırdı. Sonra ayağındaki topukluların zemine değdiğine dair sesler duyduğumda onu dinlediğimi anlamaması için sessizce kapıya doğru ilerledim. 

''Beni dinlediğini biliyordum.'' Olduğum yerde durup kafamı hafif çevirdim ve ona ifadesizce baktım. ''Ne demeye çalışıyorsun anlamadım.'' Gülerek kafasını iki yana salladı ve 'yemezler' dercesine bakış attı. Ardından eteğinin uzun gelen kumaşlarına ayağıyla basıp kaymamak için bel kısmından tutup benim yanıma doğru ilerlemeye başladı. O yanıma geldiğinde bende ondan bakışlarımı çekip kapıya doğru ilerledim. Nedense onunla konuşmak şimdilik içimden gelmiyordu. Çünkü konuşsaydım onu giydiği elbiseden dolayı kışkırtıp kalbini kırabilirdim. 

''Bu arada seni tatmin edecekse söyleyeyim antrenörlük yaptığım Ali ile konuşuyordum. Bugünde bir programımız var. Gelip gelmeyeceğimi sordu.'' Ellerimi huysuz bir şekilde saçlarımın arasından geçirdim ardından önümde ki demir kapının kolunu açtım. Kapının eşiğinden dışarı bir adım atıp dışarıya bakarken konuşmaya başladım. ''Anlıyorum ama sana hiç bir şey sormamıştım. Boşuna nefesini tükettin.''

KUMPASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin