Mafyanın Abisi

11 1 0
                                    

Azra

"Şu mısır kasesini uzatır mısın Defne?"

"Ne ara bitirdin, seninki bayağı fazla görünüyordu."

"Bilemiyorum, filme o kadar odaklandın ki arada karıştırıp benimkilerden de yemiş olabilirsin sevgilim."

Kaşlarımı çatıp bir kendi kaseme bir onun kasesine baktım. Benim kasem tepeleme doluyken Karanın ki dibine yaklaşmıştı bile. Dudaklarımı birbirine bastırarak göz ucuyla ona baktım. Beklentiyle bana bakarken elimde tuttuğu kâseyi gözüyle işaret edip doldurmam için kendi kasesini uzattı aynı anda sırıtıyordu.

Oflayıp kendi kasemdeki mısırı onun kasesine boşaltmak için eğmeye çalıştım ama etrafa birkaç tane dökülür gibi olduğunda kısık sesle söylendim. Koltuğa düşenleri üfleyip ağzıma atarken böyle olmayacağına karar verdim ve yönümü ondan tarafa çevirdim.

"Benim daha iyi bir fikrim var. Neden kaseleri birleştirmiyoruz seninkin de neredeyse mısır kalmamış zaten. Senin kasedekileri buna dolduralım bundan beraber yeriz."

Dahiyane fikrim karşısında düşünürcesine gözlerini kıstı ve mantıklı bulmuş olacak ki elindeki kâseyi benimkine doldurdu. Aramızda bir yastık mesafesi vardı, kaseme uzanmaya çalışıp zoraki birkaç tane mısır alıp ağzına atarken söylendi.

"Çok zor oluyor ama böyle biraz yaklaşsana. Mısırlara uzanamıyorum."

"Düşündüğün tek şey mısır mı gerçekten?" Ya ben dercesine bakışlarımla kendimi işaret ettim. Şikâyetim üzerine olduğu yerde geriye doğru çekilirken hayret içeren bir ifadeyle gözlerime bakıp güldü.

"Eee, gel o zaman sen de. Davet mi bekliyorsun yanıma yaklaşmak için? Sevgilim olduğunu unuttun herhalde."

Dudağımı büzerken onu haklı bulduğumu belli edercesine kafamı salladım ve incinen ayağımı zorlamadan ona yaklaştım. Kalbim abartılı olmasa da atıyordu hızla. Sonuçta seviyordum yanımda olan bu adamı, kalbimin böyle atmasına şaşmamalı. Kalbimin hızını duymazdan gelmeye çalışırken gülümseyerek onun yanına uzandım. O da memnun bir ifadeyle sırıtarak mısır yemediği elinin kolunu omzuma attı ve beni daha çok kendine çekti. Böyle daha iyi olmuştu.

Korku filmi izliyorduk Karanla beraber. Romantik komedi seçeneğini elemiştim bilerek. Çünkü müstehcen bir sahne çıkma olasılığı yüksekti. Bir de Karanla izlerken öyle bir sahneye denk gelirsem Karan'ın yüzüne hayatta bakamazdım sanırım. Üstelik bir de bunu alay konusu yapardı gıcık herif. Korku filmi daha iyiydi, kesinlikle.

Ben normalde korku filmlerinden korkan biri değildim, şu an izlediğim filmde o kadar korkutucu değildi. Yeni vizyona girmişti ve niyeyse günümüzdeki korku içerikli filmlerin içeriği oldukça basite indirgendiği için korkunç bile gelmiyordu bana.

Taa ki az önceki sahneyi görene kadar. Sanırım çok erken konuştum. Havada uçuşan mısırlar ve yere düşen kâsenin çıkardığı gürültü etrafta yayılırken demin duyduğum çığlığın kimden geldiğini anlamış oldum. Karan'ın bu kadar cırtlak bir sesi olduğunu sanmıyordum.

Onun ismimi seslenişi ardından kahkaha atışı kulağımda yankılanırken ellerimi çevrelediğim yüzümden çekmeden sadece parmaklarımı aralayıp fısıldar bir tonda konuştum. Sesim içime kaçmış gibiydi.

"O sahne geçti mi, gözlerimi açabilir miyim artık?"

"Geçti geçti, açabilirsin." Deminki gibi kahkaha atmasa da gülüyordu şimdi. Yanımdaki ağırlık kalkıp koltuk hafiflediğinde kâsenin doğrultulduğunu ardından içine bir şeylerin doldurulmaya başladığını duydum. Gözlerimi yavaşça açarken etrafımda olanları anlamak için başımı ayağımın altında yere düşen mısırları elindeki kâseye doldurmaya çalışan Karana çevirdim.

KUMPASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin