Şansımsınız

597 48 5
                                    

"Niye öyle bakıyorsunuz ya" 

Her zamanki gibi akşam bizim kafede toplanmış sohbet ediyorduk. Ama nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde konu sürekli dönüp dolaşıp benim götüme girdiği için soğuk soğuk terler dökmeye başlamıştım.

Kaya iyice öne gelip masada ellerini birleştirdi. Tam konuşmaya başlayacağı sırada Kuzey de onun gibi masada ellerini birleştirince ona yandan bir bakış attı.

"Rol çalmasana lan"

"Kes lan"

Kaya gözlerini kapatıp sabır çektikten sonra bakışlarını bana dikip konuşmaya başladı

"Anlat bakalım özgür efendi?"

"Avukatımı istiyorum" 

Kuzey tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakmaya devam ederken ikisi arasında birkaç tur bakışlarımı gezdirdim.

"Ha siz ciddi ciddi sorguya çekiyorsunuz beni" Dediğimde ikisi de kafasını onaylar biçimde salladı

"Yani ben öyle demezdim ama madem öyle dedin" 

"Aynen öyle" 

Ne anlatacağımı bilmemenin verdiği gerginlikle elimdeki kahveden büyük bir yudum aldım.

"Ne anlatacağım ki? olan bir şey yok yani" dediğimde kuzeyin lafa atlamasıyla ona döndüm

"Ona biz karar veririz aslan parçası"

"Abartma lan sen de" kayanın konuşmasıyla kuzey kafasına bir tane geçirdiğinde aklımdan geçen tek şey ikisi kavgaya tutuşurken kenardan yavaşça sıvışmaktı.

"KUZEY KAÇ KERE SÖYLEYECEĞİM KAFAMA VURMA DİYE"

"Dayanamıyorum çıkan sese ne yapayım boş olduğundan mıdır nedir"

Kaya içtiği suyun kapağını açmaya çalışırken kuzey kaçmaya başlamıştı. Tam o anda fırsat bu fırsat diyerek sandalyeden kalkıp ayak ucumda arka odaya doğru yürürken elimdeki telefon çalmaya başladı

Herkes bir anda sustuğunda telefonun sesi daha da gürleşmişti. Yavaşça onlara dönerken bir yandan da arayan kişiyi meşgule atmaya çalışıyordum.

"Nereye kaçıyorsun?"

Kuzeyin ensesinden tutarak bana bakan kayayı gördüğümde yaşadığım gerginlikle kahkaha atmaya başladım.

"Ya kaç yaşında adamlarsınız şu halinize bak ya"

Bir yandan gülüyor bir yandan da masaya doğru ilerliyordum. Daha fazla kaçamayacağımın verdiği farkındalıkla kendimi nasıl açacağımı, ifade edeceğimi düşünmeye başladım.

"Nasıl anlatacağımı bilmiyorum ki"
Onlar beni dikkatle dinlerken ben derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Siz sorsanız ben cevaplasam olmaz mı?"

"Olur tabi olmaz mı" kayanın beni onaylamasıyla içim hafif de olsa rahatlarken kuzey soru sormaya başlamıştı bile

"O zaman ben başlıyorum" Onaylar biçimde kafamı salladığımda konuşmaya devam etti.

"O da seni seviyor mu?" kuzeyin sorduğu soruyla kaya derin bir nefes verip konuya daldı.

"Ya sen ne geri zekalı sorular soruyorsun ya cidden buradan mı başladın sormaya" kaya bana dönüp iş başa düştü bakışı atarken konuşmaya devam etti.

"Anlaşıldı soruları ben soruyorum ayrıca yazarım ben "

"Kıçımın yazarı"

"Döverim seni"

"Biraz daha atışmaya devam ederseniz size hiçbir bok anlatmam ya" Kahvemden bir yudum daha alıp konuşmaya devam ettim.

"Soru falan sormayın ben kendim anlatırım. Hatta mümkünse konuşmayın"

Kuzey dirseğiyle kayayı dürtüp "Bu da anca bizi azarlıyor he" dediğinde kaya tam cevap veriyorken göz göze geldik

"Sus da dinleyelim kardeşim"

Herkes susup dikkatlice anlatmamı beklerken bir yandan bardakla oynuyor bir yandan da cümleye nasıl gireceğimi düşünüyordum.

"Nasıl başlasam bilemiyorum ki. Ben hiç sevmiyordum başlarda bu Ahmet'i..."

"Yani nasıl desem çok gıcık birisiydi, sürekli atışır kavga ederdik..."

"Sonra ne oldu bilmiyorum görünce sinirlenmek yerine kalbim çok hızlı atmaya başladı.."

"Gerçi zaten en çok da buna sinirlendim ama neyse.." O kadar çok duraksayarak anlatıyordum ki içimdeki sevgiyi cümleye dökmekte çok zorlanıyordum.

"İlk başta korktum sandı herkes..."

"Korktum. Hem de çok korktum..."

Kaya ve kuzeyin suratında bir süre oyalandı gözlerim. Bana şefkatle bakan arkadaşlarımdan aldığım güçle konuşmaya devam ettim.

"Hissettiğim duygular çok korkuttu beni. Yani ne yapacağımı bilemedim. Nasıl başa çıkacağımı hiç bilemedim. O yüzden sürekli kaçtım durdum"

İlk kez sesli bir şekilde söylemenin verdiği garip utançla gözlerimden birer birer yaşlar düşerken konuşmaya devam ettim.

"Ben bu zamana kadar hiç böyle bir şey yaşamadım ki.."

Kafamı eğip göz yaşlarımı saklamaya çalışırken kayanın sesiyle yeniden yüzüne baktım.

"Özgür, aşk çok güzel bir şey be oğlum. İster erkek olsun ister kadın olsun ne fark eder.."

Eliyle kalbime dokunduğunda ağlamam biraz daha artmıştı.

"Burası onu görünce çok mu atıyor"

"Çok atıyor kaya.." Bir yandan burnumu çekiyor bir yandan da cevap veriyordum.

"O zaman gerisi boş" 

"Ahmet beni sevmez ki" dediğimde kuzey ağzıyla tch sesi çıkarmıştı.

"Neden sevmiyormuş? Hem bence sen o kadar da emin olma" 

Kaya onaylar bir biçimde kafasını salladı. 

"Aynen öyle. Bence o şerefsizin de göz göz değil" 

"Katılıyorum kardeşim. Özgürün götünde dolanıp duruyor var bir şeyler. Aha yazıyorum buraya kuzey demişti dersiniz."

Ağlamam hafif hafif iç çekmeye dönerken duyduğum cümleyle keyifli bir kahkaha atmıştım.

"HAAA ŞÖYLE YAAA"

"Gül azcık vallahi ohh"

Kahkaham yavaş yavaş gülümsemeye dönerken iki dostuma baktım. 

"İyi ki varsınız lan"

"Sen de iyi ki varsın ama kuzey için aynısını söyleyemeyeceğim"

"Ya sen de bi"

Bir anda herkes yine eski haline dönüp gülüşmeye başlarken, İçimde hissettiğim ferahlıkla derin bir nefes aldım. Arkadaşlarım benim en büyük şansımdı ve ben bu gece bunu yeniden anlamıştım.


Şahsına Münhasır (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin