Bu pisliğin içinde bir adam var

338 33 1
                                    

"Yorgun musun?"

Halil'in cümleye girmesiyle gözlerimi birbirine sürttüğüm ellerimden kaldırıp yavaşça gözlerine çıkardım.

"Değilim" Ruhen yorgundum ama bunu bilmesine gerek var mıydı emin değildim.

"Dürüstçe cevap ver hiç yorgun değil misin? İnsanların sözlerini her zaman duymak zorunda kalacaksın ve ne zaman susacakları hakkında hiçbir fikrin bile yok" 

Ne yapmaya çalıştığını anlayamadığım adamı dinlerken istemsiz bir şekilde kaşlarım çatılmıştı.

"Yorgun olmam herhangi bir şey değiştirecek mi?" Derin bir nefes aldığımda iyice sevdiğim adama döndüm. Derdimi anlatmam ama en çok da onun benim derdimi anlaması lazımdı.

"Halil farkındayım insanlar hep konuşacak bunu hatta konuşmakla kalmayacaklar artık benim adım geçtiğinde akıllara yazar olduğum değil ya da kitaplarım değil eşcinsel olduğum gelecek ve ben ne yaparsam yapayım bunu değiştiremem artık."

"Üzüyor mu bu seni? Yani böyle anılmak" Tereddütle sorduğu soruya güldüğümde garipsemişti. Sanırım insan en saçma olaya bile bir şekilde alışmayı öğreniyordu.

"Yani böyle anılmasam fena olmazdı ama ne yapabilirim ki?"

Halil dizlerimin üzerinde duran ellerimi kendine çektiğinde nefesim kesiliyor gibi hissetmeye başlamıştım.

Yavaş yavaş parmaklarımı okşarken konuşmaya başladığında yaşadığım duygu yoğunluğundan ağlamak istiyordum.

"Ama biliyorsun değil mi ben bir erkeğim ve sen de öylesin"

"Bütün Türkiye biliyor bunu evet"

 "Ve biliyorsun değil mi ellerini tuttuğum zaman her şey daha da kötü olabilir"

"Evet" Söylediği her söz zihnimde canlandığı için sesim içime kaçmış gibi çıkmıştı.

Her konuştuğunda sesi yavaş yavaş yükselirken gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.

"Bazen inanılmaz derecede aptal olabiliyorum"

Gözlerimden düşen yaşlar yanaklarımı ıslatırken suratıma anlamsız bir tebessüm konmuştu.

"Bazen canını sıkabilirim, kavga edebiliriz, üzülebiliriz"

Yapabildiğim tek şeyi yaptım. Sadece olumlu anlamda kafamı sallayıp onu dinlemeye devam ettim.

"Ama herkes karşında dikilirken ben yanında olurum Kaya

Ellerini sımsıkı tutarım, nefesin olurum senin"

Ağlamalarım şiddetlenirken bütün vücudum titremeye başlamıştı. 

"Bunları bile  bile kabullenebilir misin beni?"

Hızlı bir şekilde kafamı aşağıya yukarıya salladığımda boğuk çıkan sesimle konuşmaya başladım.

"Evet kabullenebilirim

Ama sen?

Sen kabullenebilir misin beni?"

Belimden tutup yeniden sarmaladığında onun da ağladığını fark etmiştim. 

"Ulan ben kabullenmesem ne olacak sanki kalbim kabullenmiş zaten"

Duyduğum cümleyle sarılışına karşılık verirken kollarının arasında kaybolmak istemiştim. Günler sonra nefes alabilmenin verdiği rahatlıkla bakıyordum sevdiğim adamın suratına.

Rahatsız koltukta gelişi güzel uzanan adamın yanına sokulduğumda baktığım tek yer onun gözleriydi. Hafızama kaydetmek istermişçesine suratının her ayrıntısını inceliyordum. 

Beline sarılı olan elimi kaldırıp işaret parmağımla dudağının yanındaki bene dokundum.

Fısıltıdan farksız çıkan sesimle kıkırdadığımda ağlamaktan sesimin kesildiğini anlamam zor olmamıştı.

"Bunu hep yapmak istemiştim"

"Neyi"

Dudağının hemen kenarındaki benin üzerine ufak bir buse kondurduğumda utanmıştım. Geri çekilip yeniden suratına baktığımda gülümsedim.

"Bunu"

Sözüm bitmeden bu sefer gözlerimden öpüldüğümde kaskatı kesilmiştim. 

"Madem herkes hep yapmak istediği şeyleri yapıyor"

Bugün dünyanın en şanslı insanı bendim. Sevdiğim adamın kokusunu ciğerlerimde hissediyor, Bakmaya kıyamadığım yüzünün her noktasından defalarca öpüyordum.

"İyi geceler sevgilim" Son kez dudağına şefkatli bir buse kondurduğumda iyice kollarına sokuldum. 

"İyi geceler Kaya'm"



Şahsına Münhasır (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin