Korna

427 42 15
                                    

Deniz'in bakış açısından

"Deniz çıkmadan önce mırmırın karma 2 aşısını yapabilir misin? bu çocuğu bırakamıyorum şu anda"

Ellerindeki küçük köpeği gösterirken bir yandan da gülümsüyordu.

Odadan çıkmak üzere olan bedenimi mehtap ablayı onaylayarak tamamen dışarı çıkarttığımda ayaklarım otomatik olarak bekleme alanına doğru yol aldı.

"Mırmırı alabiliriz buyurun lütfen"

Ortalama benimle yaşıt olan kadın mırmırın çantasını kollarına takıp beni takip etmeye başladığında kulaklarım dışarıdan gelen korna seslerine takılıyordu.

Bir yandan çocuğun aşısını yapıyor, bir yandan da istemsizce dışarıda ne olduğunu merak ediyordum.

"Kaza mı oldu acaba?"

"Bilmiyorum ki deniz bey ben de anlamadım"

Bütün işim bittiğinde çantamı almak için masaya uzandım. Çantamın üzerinde sessiz bir biçimde unuttuğum telefonun 11. çalışına şahit olurken aklıma gelen senaryoyla gözlerim sonuna kadar büyümüştü.

Korkuyla açtığım telefonun ucundan bağırış sesleri gelirken içimden ufak bir küfür ettim.

"YA ABLA BEKLE DİYORUM İKİ DAKİKA NEREYE YETİŞECEKSİN  EVDEKİ KISIR BİTECEK DİYE Mİ KORKUYORSUN"

"Kardeşim biz seni beklemek zorunda mıyız sürsene şu arabayı"

"AMCA BEKLESENE İKİ DAKİKA-

Gülüm kapıdayım neden açmıyorsun telefonu haydi gel"

Ağzım açık bir şekilde telefonu suratına kapatırken panikten elim ayağım titremişti.

"Hayır hayır hayır geri zekalı bunu yapmadın"

Bir yandan söyleniyor bir yandan da insanları bekletmenin utancıyla elimde bulduğum her şeyi bakmadan çantama sokuşturuyordum.

Klinikten koşarak çıktığımda kaldırımın önünde bütün büyüklüğüyle durmuş, içi kızgın insan kaynayan dolmuşa baktım.

"Allah senin belanı versin kuzey"

Kuzeyin beni görmesiyle arkasına dönüp teyzeye beni işaret etmesi bir olmuştu. Şu an yer yarılsaydı da içine girseydim...

Hızlı adımlarla dolmuşun açılan kapısından içeriye girdiğimde homurdanan insanlar sayesinde anksiyetem tavan yapmıştı.

"Hoş geldin"

Kuzeyin neşeli sesiyle bağırması beni daha çok sinir ederken yaptığım tek şey ona öldürücü bakışlar atabilmekti ki şu an onu da yapabildiğimi zannetmiyordum.

Kuzey yan koltuğunda oturan yaşlı amcaya bağırdığında dikkatimi oraya verdim.

"Amca hadi kalk deniz gelene kadar oturabilirsin demiştim"

"Efendim evladım"

Duymakta zorluk çektiği her halinden belli olan yaşlı amca nazikçe kuzeye döndüğünde kuzey bütün öküzlüğüyle bağırmaya başladı.

"AMCA DİYORUM Kİ KALK ARTIK SÜREN DOLDU BİRAZ DA ARKADAŞ OTURSUN"

Düşmemek için tutunduğum demiri daha sıkı tutarken utançtan kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim.

Sessiz olduğunu düşündüğüm bir şekilde kuzeye bağırırken acaba arabadan atlasam ne olur diye düşünüyordum.

"Kuzey bıraksana adamı allah aşkına!"

Şahsına Münhasır (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin