"Adam neden öyle yaptı ya?"
Denizin homurdanmasıyla arabanın koltuğunu dikleştirip iyice ona doğru döndüm. Sırtımı cama yasladığımda o da aynı şekilde bana dönüp ayaklarını dizlerime uzatmıştı.
"Sevmiyordu zaten bahane oldu" Bir yandan ayaklarını sarmalıyor bir yandan da ağzından çıkan her kelimeyi takip ediyordum.
Kafasını iki yana sallamasıyla ciddileşmesi bir olmuştu.
"Sevmeyen insan bu kadar uğraşmaz"
"Yani belki de kendini tatmin etmek istiyordur. Elde edince hevesi kaçmıştır. Başka açıklaması yok bu yaptığının"
"Aşkım çok düz bakıyorsun yaa" Sitemli çıkan sesiyle gülümserken film hakkındaki bütün teorilerini heyecanlı heyecanlı anlatmasını dinliyordum.
"...yani bu da bir ihtimal tabi"
"Yavrum bence sen kendi kafanda bir mutlu son yaratmaya çalışıyorsun ama adam dümdüz bıraktı kızı"
Küçük çocuk gibi omuzlarını salladığında dışarıdan gelen seslerle dikkatimi oraya vermiştim. Arabalarında oturan insanlar dışarıya çıkmış, Radyolarından açtıkları müzikler eşliğinde dans ediyorlardı.
Denize baktığımda gözlerinden geçen kırgınlığa şahit olmuştum. Bu bakışın ne olduğunu en iyi ben bilirdim. Ama ne Deniz'imin ne de kendimin bu coğrafyanın koyduğu tabular altında ezilmesine izin vermeyecektim.
Bir elimi belime koyup diğer elimi eğilircesine ona uzattım. Dışarıya bakan çocuğun dikkati bana yöneldiğinde kafası karışmış gibiydi.
"Bu dansı bana lütfeder misiniz?"
Gözlerinden geçen saniyelik parıltının yerini korku alırken ellerimden tuttu.
"Nasıl olacak ki Kuzey'im?"
"Ne yapmak istiyorsan onu yap güzelim. Bu hayatta hiç kimsenin senin hayatında söz hakkı yok"
Yüzünde yeniden güller açarken oturduğum yerde doğrulup arabanın kapısını açtım. Ilık havanın tenime çarpmasıyla arabadan indim.
Denizin kapısını açtığımda tereddüt etmeden elimi uzattım. Aynı şekilde ellerimi tuttuğunda bundan sonrası önemli değildi.
Çalan şarkı eşliğinde Denizin belini kavrarken kendimi ritme bırakmıştım.
Denizin elleri ensemi sarmaladığında ona iyice yaklaştım. Aynı boylarda olduğum adamın alnına alnımı yaslayıp gözlerimi kapattım. Şu an etrafta bize bakan hiç kimsenin önemi yoktu.
"Kuzey"
"Hm"
Ensemdeki elleri hafif hafif saçlarımı okşarken istemsizce uykum geliyordu.
"Biliyor musun ben senin kokunu çok seviyorum"
Kurduğu cümleyle kalbim ağzıma gelmiş olmasına rağmen dudaklarımdan eksilmeyen gülümsemeyle anlık olarak alnını öpmüştüm.
"Senin varlığın benim hayat sevincim oldu Deniz'im"
"Senin bir gülüşün benim nefesim oldu"
"Senin her kelimen benim ilacım oldu"
"Anlayacağın sen benim sol yanım oldun"
Gözlerinden düşen damlalarla belindeki ellerimi iyice sıkılaştırdım. Mutluluktan bile olsa ağlamasını istemiyordum.
"Kuzey ben içimdeki sevgiyi kelimelerime dökemiyorum"
"...Ama seni çok seviyorum bunu sakın unutma tamam mı"
"Ben de seni çok seviyorum lan"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahsına Münhasır (B×B)
General FictionYarı Texting ve BXB kurgudur. "Kardeşim bu saatte dolmuş mu kalır çalışmıyorum in arabadan" diye bağırdı radyodan sesini duyurmaya çalışırken. Can havliyle "BAS GAZA" Dedim son sesimle. "Evet ismail yk bas gaza kardeşim şimdi iner misin arabamdan" ...