Özgür'ün bakış açısından
"Ne bakıyor bu şam şeytanı "
"Vallahi boğarım ben bunu ya gelip bir özür dileyeceksin bu kadar zor olmamalı"
Bir yandan kafenin camlarını hırsla siliyor bir yandan da Ahmeti kesiyordum.
Elimdeki bezi arkamda kalan masaya dönüp hırsla vurduğumda pasta yemekle meşgul olan kuzey yerinden sıçramıştı.
"Ne yapıyorsun ya boğazımda kalıyo-"
"KAYA BEN BUNU BOĞARIM KAYA OTURMUŞ KARŞIMDA GEVŞEK GEVŞEK PASTA YİYOR KAYA"
"Lan tamam bir sakin ol ya"
"Bunun da gerginliği bitmiyor ya"
Önündeki pastadan bir çatal daha ağzına atarken konuşan kuzey şu an saldırılmaya çok müsait gözüküyordu.
Kaya elindeki çatalı hızlıca alıp tabağı arka masaya bıraktı.
"Oğlum iki dakika dursana dayağı sen yiyeceksin yoksa"
"Aman ya"
Sinirle yeniden ayağa kalktığımda masadaki bezi elime aldım. Önümdeki suda hırsla bezi yıkarken aklımda olan kişi belliydi.
Bir yandan camları kazıyarak siliyor bir yandan da konuşa konuşa kendimi sinir krizi geçirme noktasına getiriyordum.
Anlık olarak yeniden arkama döndüğümde kaya elindeki telefonu saniyesinde bırakıp bana baktı.
Elimdeki bezi sallaya sallaya konuşurken bir yandan da kafede kimse olmadığı için seviniyordum.
"Şuna bak ya görüyorsunuz di mi? gelip ayaklarıma kapanması gerekirken yaptığına bakar mısınız"
"Evet"
"Evet"
"HAYIR BEN HAKSIZ MIYIM?"
"ÇEKİNMEYİN YA HAKSIZSAM SÖYLEYİN BEN DE BİLEYİM YANİ"
Kuzey tam konuşmaya yeltenecekken Kayanın onun koluna vurmasıyla ikisinin ağzından da aynı kelime döküldü.
"Haklısın"
"Haklısın"
"Ya işte haklıyım haklıyım da gelip bir özür bile dilemiyor görüyorsunuz di mi?"
"Yazık ya bana vallahi yazık bana ben bunları hak edecek ne yaptım ki"
"Davar ya yaptığı hatanın farkında bile değil"
Ahmet'in bakış açısından
Bir haftayı aşkındır uğramadığım galerinin bahçesinden içeriye girerken gözüm çaktırmadan da olsa kafedeydi.
Özgürü umursamaz bir şekilde camları silerken görmek canımı sıkarken hızlı adımlarla söylene söylene içeriye giriyordum.
"Geri zekalı herif gelip özür bile dilemiyor"
"AY AKLIMI ALDIN"
Bir eli kalbinde bana bakan özlem ablayı görmemle gülümsemiştim.
"Korkuttum mu"
"Yok Ahmet bey sorun değil"
Özlem abla yerleri paspaslamaya devam ederken gözükmediğimi düşündüğüm bir kısıma geçip dışarıyı izlemeye başladım.
"Bu kadar zor olmamalı ya"
"Özlem abla diyelim ki birinin kalbini kırdın ondan özür dilemez misin?"
"Yani tabi ki dilerim"
"İşte ama bunu anlamak için insan olmak gerekiyor"
"Anlamadım nasıl yani"
"Yani mesela birisi bir hata yaptı diyelim ama çok pişman"
"Tamam"
"YA ASLINDA HATA YAPMIŞ BİLE SAYILMAZ? ONUN BİR SUÇU YOKTU"
"Sen misin o hatayı yapan"
"Yoo alakası yok çok sevdiğim birisi o yüzden içerledim ben
Neyse işte bir şekilde istemeden de olsa sana hata yapan birisine daha büyük iki hatayla karşılık verir misin?"
"Yani vermem herhalde"
"ABLA GİTMİŞ ÇOCUĞU ÖPMÜŞ GÖZÜNE BAKA BAKA"
"Arkadaşını mı"
"YOK İŞTE ONU DEĞİL"
"Eee kimi o zaman"
"Onu ben de bilmiyorum ki birini öptü işte gözüme baka baka"
"Yani onun gözüne baka baka"
"Hata yapmış"
"Kesinlikle ve bence özür dilemesi gerekiyor"
"Ama belki diğeri de kendi açısından haklıdır"
"Yok özlem abla o öyle değil haklı olan benim zaten"
"Yani haklı olan arkadaşımmış"
"Anladım Ahmet bey"
Özlem ablanın yavaş yavaş benden uzaklaşmasıyla ben de odama çıkmaya karar vermiştim. Son bir kez camdan dışarıya baktığımda cebimdeki telefona gelen bildirimle bütün dikkatimi oraya yönlendirdim.
Özgür: Oradan gözükmediğini mi sanıyorsun?
Eğer söylemek istediğin bir şey varsa gel karşıma söyle.
Okuduğum mesajla refleks olarak camın önünden çekilirken iyice asabım bozulmuştu.
Ahmet: Haksız olduğunu kabul edip özür dilemeye geleceğin günü iple çekiyorum.
Ayrıca camı altıncı silişin
Haberin olsun diye söylüyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şahsına Münhasır (B×B)
Художественная прозаYarı Texting ve BXB kurgudur. "Kardeşim bu saatte dolmuş mu kalır çalışmıyorum in arabadan" diye bağırdı radyodan sesini duyurmaya çalışırken. Can havliyle "BAS GAZA" Dedim son sesimle. "Evet ismail yk bas gaza kardeşim şimdi iner misin arabamdan" ...