Bölüm 10 | Geleceğin İzi II

669 55 2
                                    

Hikayede geçen kişi ve olaylar Osmanlı tarihinden esinlenerek oluşturulmuş tarihi fantastik bir kurgudur. Kurguda geçen karakter, olay ve zamanların gerçek kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur.

*

22 Kasım 2020

Mirza okuldan çıktığında hızlıca otobüs durağına koştu. Ne kadar erken giderse o kadar iyiydi. Belki işi erken biter, oradan çocukların yanına geçebilirdi. O şekilde düşünüyordu. 

Otobüs gelip otobüse bindiğinde ise genç kız henüz hocalarından izin almış  ve okuldan çıkmıştı. Hocalarının sorun etmeyeceğini bildiği için rahattı. Önemli bir işi olduğu takdirde öğrenci kendi sunumunu yaptıktan sonra çıkabilirdi.

Esirgeme Kurumu'na geldiğinde daha önceden haber verildiği için kolaylıkla girebildi. Kendisini çok tuhaf hissediyordu. Çocukları severdi, iyi anlaşırdı ama buradaki çocuklar farklıydı, hassastı, özeldi... En ufak bir şeyde mutlu olabildikleri gibi en ufak bir şeyde üzülebilirlerdi.

Hava bozuk olduğu için çocuklarla içerde bir araya geldi.

"Akça ablanız," dedi müdire hanım Akça'yı çocukları tanıştırırken. "Sizi ziyarete gelmiş, hoş geldin deyin bakalım." Çocuklar hep bir ağızdan koro halinde söylediklerinde bazılarında şaşkınlık bazılarında mutluluk bazılarında ise ifadesizlik hakimdi. Tanımadıkları bir yüz görmek bazılarını hayal kırıklığı yaratmıştı.

Müdire hanım bir süre sonra odayı terk ettiğinde görevli bir kadınla birlikte çocuklarla kaldı genç kız.

"Merhabalar hepinize nasılsınız bakalım, beni kim gönderdi biliyor musunuz?" Dediğinde hepsinin dikkatini birden çekmişti.

"Mirza ağabeyiniz," derken hepsinde göz gezdirdi. Hepsinin gözü parlamış heyecanlanmışlardı. "Ben Mirza ağabeyinizin arkadaşıyım. Kendisinin çok acil bir işi çıktı." dedi dudaklarını büzerek. "Buraya gelemeyeceği için çok üzüldü. Benden rica etti."

Ne diyeceğini tam kestiremiyor, doğru cümleler kurmaya çalışıyordu.

"Sizi çok sevdiğini, çok özlediğini ve çok özür dilediğini de söylememi istedi." Çocuklardan birinin ince bir sesi duyuldu. Kıvırcık siyah saçlı bir kız çocuğuydu.

"Bugün gelmeyecek mi Mirza ağabey?" Genç kız olumsuz anlamda başını salladı.

"Çok gelmek istedi ama gelemedi. Onun yerine ben geldim olmaz mı?" Dedi üzülmüş gibi yaparak. "Çok mu seviyorsunuz Mirza ağabeyinizi?" Hepsi başını salladı.

Tüm çocuklar konuştukça açılıyor, daha rahat hareket ediyordu. Hatta gülmeye eğlenmeye bile başlamışlardı.

Öncelikle hepsiyle tanıştı. İsimlerini, yaşlarını, hayallerini ve ilerde seçmek istedikleri meslekleri öğrendi.

Daha sonrasında oyunlar oynamaya başladıklarında hepsini aylardır tanıyor gibi hissediyordu.

"Öhö öhö." Dedi genç kız yalandan öksürürken. Doktor olmak isteyen kızlardan birine döndü. "Doktor hanım benim biraz boğazım ağrıyor, bakar mısınız?"

Kız gülümseyerek geldi sırtına ve boğazına baktı. Kendince birkaç ilaç verdiğinde Akça iyileşmişti.

Genç kız günün nasıl geçtiği anlamadı. O kadar eğlenmişti ki uzun zamandır bu kadar gülmediğini düşündü.

Hükm-ü KaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin