🐥Muzlu Süt🐥

6.2K 609 391
                                    

Sevdiniz sevdiniz
Daha 24 saat dolmadan 120 oy 130 da yorum attınız
E o zaman hepimizin var olan hevesini koruyabilmesi adına sınırımız da 110 oy 100 yorum olsun

Saatlerce gözünü ondan ayırmayan alfaya baktı Jimin. Ne zaman ağzını açsa dikkat kesiliyor ne istese yapıyordu alfa. Oysa Jimin buna alışkın değildi ki. Tek başına verdiği mücadelede, ki çoktan vermekten vazgeçmişti, yanında kimsenin olmasına alışmıştı.

Oysa birkaç saattir başka hiçbir işi yokmuşcasına onunla ilgilenen alfayla ne yapacağını şaşırmıştı. İçinde bir yerlerde, ilk kez ilgilenilme duygusu şımarmasını söylese de yapamazdı. Doğal olarak, hiç tanımadığı biriydi neticesinde Alfa.

"Benimli kaldığın için teşekkür ederim ama istersen gidebilirsin."

Omeganın mahçup çıkan sesine karşılık aceleyle başını iki yana salladı alfa.

"Hayır hayır, istemem. Yani... zaten gitsem de yapacak bir şeyim yok. Tamamen... boşum. Tamamen. Lütfen kendini kötü hissetme."

Jimin'in hafif onayıyla birlikte tekrar sessizliğe bürünmüştü oda. Kenardaki küçük televizyonun sessiz görüntüsüne çevirseler de bakışlarını, ikisinin de aklı sorularla doluydu.

Alfanın aklında dolananların hepsi omega hakkındaydı. Ne yeni şehirdeki yaşamı ne de işi gözündeydi. Kimsesizim derken gerçek anlamda mı kullanmıştı? Bu zamana kadar kiminle yaşamıştı omega? Araba kimindi? Ortada doğmamış bir bebek de vardı. Babası kimdi? Hastane çıkışında omegayı nereye bırakmalıydı? Refakat için bile kimse gelmiyorsa, kim evine alacaktı ki omegayı? Belki de yalnız yaşadığı bir evi vardı? Yaralı ve hamile haliyle kendine bakabilir miydi ki? İntihar etmeye çalıştığı açıktı. Acaba bebeğin babasından mı kaçıyordu? Kötü işlere mi bulaşmıştı?

Gözünü televizyondan kaçırıp korka korka omegaya çevirdi. Açık renkli, televizyona odaklanmış gözleriyle, artık renk gelmiş teniyle öncekinden çok daha güzeldi. Kötü işlere bulaşmasına imkan vermedi Jungkook. Böylesine bir meleğin, pamuklara sarılarak bakılmış olması gerekirdi. Öyleyse neden bu haldeydi?

Omega ise içten içe kendi derdine düşmüştü bile. Bu alfa tüm planlarını bozmuştu. Bu gece dünyada olmamalıydı. Belki cehennemde olacaktı ama en azından dünya acısından kurtulmuş olacaktı. Başka bir ihtimal düşünmemişti. Perte çıkarttığı, tek varlığı olan arabada bir gece geçiremeyeceği ortadaydı. Karnındaki varlık yüzünden birkaç aya çalışamayacak halde olacağının da farkındaydı. Bu kadar kısa sürede bir yer tutacak para biriktiremezdi. Kendi karnını bile doyurması zorken bir de nasıl bakabilirdi ki bebeğe? Aldırma süresini geçeli çok olmuştu. Düşüremediği de ortadaydı. Kene gibi yapışmıştı ona. Ne olurdu hayat ona bir kere gülse, bir kere planladığı gibi yaşanmasına izin verseydi?

Dakikalardır onu izlediğini bildiği alfaya kin tutmak istedi. Senin yüzünden şimdi ya açlıktan ya da soğuktan uzun süre acı çekerek öleceğim demek istedi fakat yapamadı. Alfanın masumiyetinin farkındaydı. Onun masumiyeti tek kötü söz söylemesini engellerken kendi evladının masumiyetine rağmen canına kıymak istemişti. Tabi, insanoğlu buydu, tutarsız.

"Şey... Kendime kahve alacağım. İstersen sana da meyve suyu alabilirim." Alfanın önerisiyle gözlerini televizyondan çekti Jimin. Tatlı bir tebessümle yanıt verdi.

"Aslında kahve güzel olabilirdi." Aynı tebessüm Jungkook'a bulaşmışken cevap verdi.

"Lütfen, kafeinin ne kadar zararlı olduğunu bilmiyor olamazsın. Minik yavruya iyi bakmalısın. Ama illa da sıcak bir şey istiyorsan bitki çayı da bulabilirim." Omeganın yüzündeki tebessüm yavrudan bahsedildiği an silinirken başını iki yana salladı.

It's Ours Now -JiKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin