🐥Sınırlar🐥

5.2K 502 392
                                    

Arkadaşlar lanetler olsun geçen bölüme daha ilk bölümden itibaren koymak istediğim diyoloğu koymayı unuttum

Çözüm olarak da şimdi koymaya gidiyorum ve evet koydum

Hemen geçen bölüme gidin Jk'in yalvarma kısmını tekrar okuyun gözünüze takılır zaten

Oyu yorumu unutmuyoruz tamam mı kaçtır müthiş ilerliyonuz 160 oy 250 yorumun içinden geçin tamam mı

İş yerinde bir o yana bir bu yana salınıyordu Jungkook. Mutluydu. Daha önce de mutluluğu tattığını sanıyordu ama yanılıyordu. Bu bambaşka bir seviyeydi. Daha önce ulaştığını hatırlamıyordu.

Tabi, tüm nedeni yalnızca Jimin'in de onu kabul etmesi değildi, kısmen. Omega aralarında sınır olduğunu düşündüğü her şeyi teker teker kaldırıyordu. İlk o öpmüştü Jungkook'u. Temas sınırını kaldırmıştı.

Öncesinde Jungkook ne kadar artık Jimin'in odasını bebek odasına çevireceğiz dese de omegaya bunu söyleyebilmek için fazla çekingendi. Birkaç saat süren gelecek planı konuşması sırasında omeganın esnediğini gördüğü anda onu yatağına yatırmış, alnına kondurduğu iyi geceler öpücüğü ile kendi odasına geçmişti. İçi içini yiyordu. Bir sağa bir sola dönse de uyuyamıyordu. Üstelik alfası ekstra rahatsızdı. Artık aralarında bir sır kalmamışken neden hala ayrıydılar ki?

Neyse ki bunun da çözümünü, elinde yastığıyla gelen omega sağlamıştı. Her sorunda olduğu gibi yine yavrusunu öne sürmüş, 'Ttalgi çok hareketli, gelirsem belki sakinleşir dedim.' diyerek usul usul alfanın yanına girebilmişti.

Yine de tüm adımları ona attıracak değildi Jungkook. Öncesinde gizli saklı yapmaya çalıştığı ne varsa omega daha uyanıkken yaptı. Önce belinden tutup kendine çekebildiği kadar çekti, büyük kaşık oldu. Sarı, pamuk gibi olan saçlara minik minik öpücükler kondurdu. Ttalgi'nin hareketlerini hissedebilmek için geniş karında ellerini gezdirdi durdu. Hatta yanlış hatırlamıyorsa, bir ara oldukça çok rahatlayan Jimin'in mırladığını bile söyleyebilirdi.

Aynı şekilde sabahına da çok güzel uyanmıştı. Tabi, gözleri dün geceki ağlama seansları yüzünden şiş olsa da gördüğü görüntü paha biçilemezdi.

Nasıl olduğunu bilmiyordu fakat bir şekilde aşağı kaymış, omeganın göğsüne başını yaslamış ve kollarını beline sıkı sıkı sarmıştı. Bir bacağının da omeganın bacakları üzerinde oluşu, adeta kafese kapatmış gibi gösteriyordu. Neyse ki Jimin bundan rahatsız değildi. Olsaydı alfanın kafasına sarılmazdı.

Yüzündeki huzurlu ifadeyi eğer aynada görseydi alfa, hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdi. Küçük bedenli omega, daha karnındaki minik yavrusu, nasıl bu kadar mutlu edebilirdi ki? Nasıl hayatını bu kadar değiştirebilirdi ki?

Yalnızca birkaç saniye omegayı rahatsız edeceğini düşündü, ardından hemen kurtardı kendini bu düşünceden. Jimin onu kabul etmişti. Alfası olmasına izin vermişti, yavrunun babası olmasına da izin vermişti. Neden masum temaslarda dahi kendini geri çekecekti ki?

Bu düşünce ile önce saate baktı. İş için kurduğu alarma on dakikadan az kalmıştı. Biraz tembellik yapabilir, alarm çalınca omega için kahvaltı hazırlayıp işe gidebilirdi.

Planlamanın ardından muzip bir tebessümle önce denk geldiği göğse minik bir buse kondurdu, ağır ağır aşağı kaydı. Saçları üstlerindeki örtüden zorlukla gözükür haldeyken, tamamen hareketsiz karna sürttü büyük burnunu. Ttalgi hala uyuyor olmalıydı.

"Pişt, Ttalgi. Hadi kalk. Babanın işe gitmeden önce on dakikası var. Azıcık seveyim seni, sonra uyursun yine." Fısır fısır konuşurken bir yandan da eliyle hafif dürtmelerde bulunuyordu.

It's Ours Now -JiKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin